Masayı korku devirdi
Selin Ongun
Son Köşe Yazıları

Masayı korku devirdi

03.05.2015 06:00
Güncellenme:
Takip Et:

Geçen perşembe günü HDP İmralı Heyeti’nin müzakere sürecine ilişkin düzenlediği basın toplantısı gündemdeki yerini “Süreç an itibari ile hükmünü yitirmiştir” başlığı ile aldı. Halkların Demokratik Partisi (HDP) İmralı Heyeti sözcüsü Sırrı Süreyya Önder, yaptıkları son açıklamanın perde arkasını anlattı.

- Heyet olarak yaptığınız açıklamada, “masa” metaforu çok kullanıldı. O soruyla başlayalım. Müzakere masası devrildi mi, neredesiniz?

Masa tabii ki bir sembol, ama fiziksel olarak da böyle bir masa var. Daha önce dört beş kişilik bir masada görev yapıyorduk. İzleme hayetinin kimlerden oluşacağı konusunda hükümetle bir mutabakata vardıktan sonra daha büyük bir masa yapıldı.

- Ne zaman yapıldı bu yeni masa?

Yaklaşık üç ay önce. 15-20 kişinin etrafında oturabileceği bir masa yapıldı. Tarihi Dolmabahçe Mutabakatı’na bu masada karara varıldı.

- Gözümüzde nasıl canlanmalı, nasıl bir oturma düzeni oluyor bu masada? Bir protokol oluyor mu mesela?

Bir protokol yok. Öcalan ile biz baş başa görüşürken, kendisi masanın başında otururdu. Biz de sağına ve soluna otururduk, böyle bir düzenimiz vardı. Fakat büyük yeni masaya geçtikten sonra Öcalan’ın bir tarafına biz, bir tarafına devlet görevlileri oturuyordu. Yani heyetler karşı karşıya oturuyordu.

 

El ele devirdiler

- Masayı kim devirdi?

Aslında masayı el ele vererek devirdiler. Masayı itibarsızlaştırmak, masanın olmadığını söyleme fiili sayın Cumhurbaşkanı’ndan geldi. Buna itiraz edip gerçeği söylememek de bu masaya tekme atmaktan farksız bir şeydir. Dolayısıyla iktidar bloku, yani Cumhurbaşkanı sözleri ile, hükümet de susarak el birliği ile devirdiler masayı.

- Kamuoyundaki “Saraycılar”, “Davutoğlucular” algısı doğru mu; siz neler yaşıyorsunuz?

Böyle bir tarif gerçeği karşılamaz. Çünkü iktidar bloğundaki çelişkiler egemenlik temellidir. Bunlar uzlaşmaz değil konjönktüreldir. Zaman zaman çatışırlar ve zamanın şartlarına göre de yeni bir denge kurulur.

- Şimdi ne dengesi kuruluyor?

Hükümet ve AKP büyük bir çaresizlik içinde. Çünkü meydanlara gidip en fazla şunu söyleyebiliyorlar. “Bize oy verin, abimiz sizi yönetecek.” Bu, siyasetin bütün anlamını yıkan bir durum. Bunun sıkıntısını gözlemliyoruz. İzlenimim şöyle, Cumhurbaşkanı’nın bu taleplerine kendileri açıktan bir karşı çıkış geliştiremiyorlar. Çünkü bu karşı çıkışı geliştirenler, Sayın Arınç örneğinde olduğu gibi, bombardımana tabi tutuluyor.

 

İnisiyatif kullandık

- Efkan Ala, Bülent Arınç, Ahmet Davutoğlu, Yalçın Akdoğan, Tayyip Erdoğan, bu isimlerden çözüm sürecini en iyi anlayan hangisidir sizce?

Böyle bir karne vermem doğru olmaz. Fakat bu saydığınız muhatapların hepsi bu meselenin tarihi, dönüşümü, sosyolojisi, başlıkları hakkında yeterince fikir sahibidir.

- O halde sizin deyiminizle tekrar soralım: Bu masa neden devrildi?

AKP, kamuoyu araştırmaları, anketler ile verili siyaset yapıyor. Bu anketler bugün, mutlak iktidarı kaybedecekleri gerçeğini ortaya çıkarıyor. Çünkü 38 ile maksimum 42 bandında bir aralıkta gidip geliyorlar. Bizim barajı geçmemiz de AKP açısından tek başına hükümet kuramayacağı anlamına geliyor. Benim izlenimim şu ki, iki kişilik bir koalisyon desteği bile alsa AKP çılgına dönecek durumda. Çünkü mutlak iktidara alışmışlar. Bu gerçeği gördüler. Fakat bunun doğru analizini seslendirmeye hiçbirinin gücü yetmiyor. Oy kaybının sebebi nedir: Kanunsuzluklar, yolsuzluklardır. Böyle bir gerçeklik var. Onun yerine “Biz olsa olsa barış sürecinden oy kaybediyoruz” noktasındalar. Masanın devrilmesi, böyle bir tespitten yola çıkılarak yapıldı. Bunun yol olmadığını biliyorlarsa neden böyle yapıyorlar? Bu da şundan kaynaklanıyor. Bu ülkenin yakın siyasi tarihine güveniyorlar. Ne zaman Kürde saldırgan bir dil kullanılmışsa, çatışma söylemi yoğun olmuşsa, taban konsolide olmuş. Bu veriden hareket ediyorlar. Buna güveniyorlar. Ama değişen bir şey var. Barış süreci artık halkın günlük yaşamına yansıyan bir durum. Dolayısıyla savaş-saldırganlık politikası bunlara beklediği çareyi getirmeyecek.

- Erdoğan’ın Kuveyt dönüşü yaptığı açıklamaları olmasaydı, “müzakereler hükmünü yitirmiştir” açıklamasını yapmayacak mıydınız?

Hayır, yapmayacaktık.

- Heyetin son açıklaması, bizzat Öcalan’la görüşülerek mi yapıldı?

Doğrudur.

- Öcalan ne dedi? Anlatır mısınız?

Tabii ki. İzleme komisyonundan geri adım atılınca, Öcalan buna büyük tepki gösterdi. Muhataplarını ciddiyet ve tutarlılığa davet etti. Biliyorsunuz, biz olmadan da Öcalan’ın devlet heyeti ile görüşmeleri sürüyor. Öcalan buradaki yalpalamayı ve bunu seçim süreci boyunca yayma eğilimini hissedince bizi uyardı. “Hükümetin bu konuda ciddiyetsizliği sözkonusu, bu tutum kabul edilemez. İzleme heyeti söz verdikleri gibi gelip burada oturmazsa, benimle yapacakları görüşmelerin, sohbetten öte bir bağlayıcılığı olmayacaktır. Benden öneri ya da çağrıda bulunmamı kimse beklemesin. Hükümetin sözünü tutmama tutumu kronikleştiğinde siz bunu kamuoyuyla paylaşmalısınız” dedi. Tüm bunları YSK’ye milletvekili listeleri verilmeden birkaç önce yaptığımız son görüşmemizde söyledi.

 

Bir sıfata hevesli değil

- Dolayısıyla “Süreç hükmünü yitirmiştir” açıklamasını inisiyatif alarak mı yaptınız?

Evet, ama bu Öcalan’ın çerçevelediği bir inisiyatifti. Hükümet kamuoyuna, Sayın Arınç’ın deyimiyle, “Bu komisyonu gerçekleştireceğiz” demişti. Fakat aradan geçen süreçte, hem İzleme Komisyonu gerçekleşmedi hem de Sayın Cumhurbaşkanı’nın sözlerine hükümet sessiz kaldı. Biz de müzakere heyeti olarak, tam bir mutabakatla, bu açıklamayı yaptık. Açıklamamızdan önce Selahattin Bey’den bile görüş almadık. Kendisi ile sadece kararımızı paylaştık.

- Yakın gelecekte Öcalan’dan heyetinize “Çok aşırı bir açıklama. Böyle bir açıklama yapılmamalıydı” gibi bir eleştiri gelmesi endişeniz var mı?

Bir saç teli kadar endişe taşımıyorum. Sayın Öcalan’dan bir eleştiri gelecekse, “Bunu daha önce daha kapsamlı yapsaydınız” gibi bir eleştiri gelir.

- Öcalan tam olarak nasıl bir statü talep etti?

“Bu konuda benimle resmi bir muhataplık yürütüyorsunuz ama yasada bunu tarif etmiyorsunuz. Çözüm çerçeve yasasından önce, ben burada neyim, bunu tarif etmelisiniz. Birçok talepte bulunuyorsunuz ama statümü ve adımı zikretmiyorsunuz, bu durum sürecin ruhuna uygun değildir” dedi.

- Yasayla çerçevelenmiş konumda Öcalan’ın statüsü ne olacaktı?

Müzakereci Abdullah Öcalan.

- İstediği bu kelimelendirme mi?

En azından bu.

- Devlet şu anda bir kelimeye mi takılıyor?

Hayır. Öyle demek durumu ortaya açıkça sermez. Sayın Öcalan müzakereci sıfatının heveslisi değil. Müzakereci diye tanımlanması demek onunla neyin müzakere edildiğinin kayıt altına alınması demek.

- Hem sizin açıklamanızı, hem hükümetin frene basan tutumunu, “seçim süreci hali” diyerek açıklamak yeterli mi?

Üç seçimi geride bıraktık. Bizden daha evvel böyle bir açıklama gördünüz mü? Demek ki ciddi bir durum var. Biz seçimi asla bir gündem olarak kullanmadık. Bu konuda pürüpakız. Onlar, seçim anketlerini yanlış yorumluyorlar. “Gerilimi tırmandırırsam, oyumu muhafaza ederim” saptamasından kaynaklanan bir tutum var ortada. İktidar blokundaki ayrışma bundan da kaynaklanıyor. Biz ne talep ediliyorsa, her şıkkı uyguladık.

- Burada size yöneltilen soru belli: Silahsızlanma kararı alınacak KCK kongresi neden yapılmadı?

Öcalan “Ben bu çağrıyı İzleme Heyeti’nin huzurunda yapacağım” dedi. Bu kadar net ve kısa bunun yanıtını. Bunu da devlet biliyor.

- Heyetinize yönelik eleştiri şuradan: “Masayı devirdiler diyorlar. Masadan bu açıklamayla onlar kalktı.” Biz masadan kalkmadık.

Bizim yapacaklarımız an itibari ile tükenmiş durumda. Biz hükümetle bir mutabakat oluşturduk. Hükümet bunun gereğini yapmadığında biz ne yapacağız? Tarihsel bir sorumluluğumuz var. Bunu kamuoyuyla, hükümet bunu toparlayabilir umuduyla da, paylaştık.

- Masa nasıl toparlanabilir tekrar?

Fantezi talepler söylemiyoruz. Mutabık kaldığımız şartları hükümetin deklare etmesi şartıyla masa elbette toparlanır. Biz masayı devirmiş değiliz. Masayı devirdiler biz onlara bu durumun adını koyduk. Ve masayı toparlama yöntemlerini gösterdik.

 

Ada’ya gitmeye devam

- Çözüm süreci özelinde AK Parti içinden size “Bu tutum, frene basma, gidiş doğru değil. Parti böyle davranmamalı” diyenler oluyor mu?

Birçok AKP’li vekilin bize “yeni hükümet bir şeyler yapmaya çalışıyor ama Cumhurbaşkanı’nın anket sonuçlarından yola çıkarak yaptığı değerlendirmeler buna engel oluyor” şeklinde özel iletileri oluyor.

- Size gelen bu tip değerlendirmeleri, hiç Yalçın Akdoğan’la bizzat konuşma fırsatınız oldu mu?

Sayın Akdoğan’la yaptığımız görüşmeler böyle bir minval üzerine yürümüyor.

- Yalçın Akdoğan’ın “HDP’nin barajı aşması sıkıntılıdır” sözleri görüşmelerinize konu oldu mu?

Şunu söyleyeyim. Sayın Akdoğan da Ankara adayı, ben de. Seçim üzerine tahminlerimizi konuşabiliyoruz. Ben biliyorum ki bizim Ankara kampanyamızı dikkatle takip ediyorlar. Keza bizde onlarınkini takip ediyoruz aynı şekilde. Mesela “Dün Haymana’daymışsınız” diyor Sayın Akdoğan. Biz de “Siz de Şereflikoçhisar’daymışsınız, gördük” diyerek cevap veriyoruz.

- İmralı’ya gitmeye devam edecek misiniz?

Elbette, heyet olarak binlerce kez yine İmralı’ya gideriz. Ama bunun bir sohbet toplantısından öte bir işlev görmesi için hükümetin yapması gerekeni tarif ettik. Mesela hasta tutuklular meselemiz var. Bu insanlar için artık uluslarası kurumlar devreye girmeli.

 

Süreci başlatan MGK

- “2005’te ‘Kürt sorunu vardır’ diyerek çözüm sürecini başlatan da, son sözlerinde ‘Kürt sorunu yoktur’ diyen de Erdoğan” bakışını, Cumhurbaşkanı’nın sözlerini nasıl yorumluyor Öcalan?

Bu süreç nasıl başladı? Bunu bilmeliyiz. Bu savaş bu ülkede 11 hükümeti yedi. AKP bundan bir ders çıkardı. Gerçekleşen önemli bir konudan bahsediyorum şimdi size. Bir MGK toplantısında o dönemki Başbakan Sayın Erdoğan, askerlere sordu: “Sizin bu konuda yapabileceğiniz bir şey var mı? Eksiğiniz var mı?” Askerler bunun silahla çözülemeyeceğini söyledi. O zaman “Siyasetle çözeceğiz” dedi.

- Bu MGK ne zaman oluyor?

Bunu konuştuklarında, Öcalan tecritte tutuluyordu. Cezaevlerinde 60 günü aşan ölüm oruçları başlamıştı. Ölüm sınırında olan yüzlerce insan vardı. Ve biz vekiller de açlık grevine iştirak etmiştik. 12’inci günümüzdeydik. Böyle bir ölüm tablosunu dünyaya izah edemeyeceklerinden MGK’deki bu konuşma gerçekleşti. Ve siyasi çözüm süreci başladı.

- Öcalan son görüşmenizde Erdoğan’daki değişiklik için ne dedi?

Erdoğan’a ilişkin değerlendirmesi de şu. “Gezi süreci, yolsuzluk olayları, buradan, Sayın Erdoğan ancak radikal demokrasi ile çıkabilir. Kendini ve günü kurtarmak için günlük yöntemlere saptıkça kendi ipini çeken konumuna düşer” dedi. Bizden ve devlet heyetinden bu değerlendirmeyi Erdoğan’a sürekli iletmemizi istedi hatta. “Erdoğan radikal demokrasi yerine hangi yola girer ise bu hegemonik alan oluşturmadır. Biz böyle bir süreçte bunu kabul edemeyiz” dedi.

SÖYLEŞİNİN DEVAMI YARIN

Yazarın Son Yazıları

'Acıyı açık artırma pazarı var, ortak yas yok'

Acıyı açık artırma pazarı var, ortak yas yok. Ölenler de kavgaya vesile

Devamını Oku
03.07.2016
“Bu kriz 2020'den önce bitmez, fon yaratılmazsa sektör batar”

“Bu kriz 2020'den önce bitmez, fon yaratılmazsa sektör batar”

Devamını Oku
27.06.2016
"Hakan Fidan iki defa Fethullah Gülen'e gitti"

"Hakan Fidan iki defa Fethullah Gülen'e gitti"

Devamını Oku
20.06.2016
Kan testi yaptılar, A pozitif, dünya vatandaşı çıkmışım. Yetmez mi!

Kan testi yaptılar, A pozitif, dünya vatandaşı çıkmışım. Yetmez mi!

Devamını Oku
13.06.2016
"Suriye'de federasyon gözüküyor, kırmızı çizgiler Türkiye'yi kurtarmaz"

"Suriye'de federasyon gözüküyor, kırmızı çizgiler Türkiye'yi kurtarmaz"

Devamını Oku
05.06.2016
Demirtaş: 'Kılıçdaroğlu, Genelkurmay'dan dokunulmazlık brifingi aldı'

Demirtaş: 'Kılıçdaroğlu, Genelkurmay'dan dokunulmazlık brifingi aldı'

Devamını Oku
30.05.2016
İslamcılık çöktü

İslamcılık çöktü

Devamını Oku
21.05.2016
AKP: Neydi, ne oldu, ne olacak?

AKP: Neydi, ne oldu, ne olacak?

Devamını Oku
20.05.2016
Abdullah Gül biliyordu

Ahmet Sever: Gül, işlerin bu noktaya gelmesine şaşırmadı

Devamını Oku
10.05.2016
Ahmet Sever: Trol'lerin talimatları Saray'dan geliyor

Ahmet Sever: Trol'lerin talimatları Saray'dan geliyor

Devamını Oku
08.05.2016
MHP'li Oğan: MHP’deki değişim AKP’nin sonu olur

MHP'li Oğan: Bizim de paralele teslim edecek partimiz yok

Devamını Oku
18.04.2016
'Yangına körükle gitmek istemiyorum, gece ikide çağırsınlar yine giderim'

'Yangına körükle gitmek istemiyorum, gece ikide çağırsınlar yine giderim'

Devamını Oku
11.04.2016
'Devletin ceberutluğunu şahsen öğrendim'

'Devletin ceberutluğunu şahsen öğrendim'

Devamını Oku
07.04.2016
'Pandoranın kutusu açıldı, Diyanet ile bakanlık sessiz'

'Pandoranın kutusu açıldı, Diyanet ile bakanlık sessiz'

Devamını Oku
04.04.2016
‘Ayar almam ayar veririm’ siyasetinin sonuna geldik

‘Ayar almam ayar veririm’ siyasetinin sonuna geldik

Devamını Oku
28.03.2016
Ülkemizi küçük düşürmeden...

Kısa süre önce annesini yitirdi Sezen Aksu. Başsağlığı için aradığımızda en çok onu söyledi: “Buradan da geçeceğiz..” Tutuklu akademisyenlerden Doç. Dr. Esra Mungan “İlk kez yaşamımda 50 saat kitap okumadım. Psikolojik işkenceydi” diyor. Sabahattin Zaim Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Bülent Arı ise “Ülkeyi ayakta tutacak olanlar, okumamış cahil halktır” görüşünde.

Devamını Oku
28.03.2016
Çıkış için üç anahtar

Çıkış için üç anahtar

Devamını Oku
21.03.2016
Enkaz altındayız

Enkaz altındayız

Devamını Oku
20.03.2016
‘Vize muafiyeti olmayacak kıyamet haziranda kopacak’

‘Vize muafiyeti olmayacak kıyamet haziranda kopacak’

Devamını Oku
14.03.2016
'Allah ıslah etsin demekten başka sözüm yok'

'Allah ıslah etsin demekten başka sözüm yok'

Devamını Oku
07.03.2016
'Artık idrak etmeliyiz: Cumhuriyetin en sorunlu günlerindeyiz!'

'Artık idrak etmeliyiz: Cumhuriyetin en sorunlu günlerindeyiz!'

Devamını Oku
29.02.2016
'ABD, patlamayı YPG'nin yaptığına inansa da PYD politikasını değiştirmez'

'ABD, patlamayı YPG'nin yaptığına inansa da PYD politikasını değiştirmez'

Devamını Oku
22.02.2016
'Türkiye yeni soğuk savaşta cephe ülkesi, Rusya'nın kuşatması altında'

Irak işgalinde Bağdat büyükelçimiz olan Çeviköz: Türkiye’nin YPG’yi vurması IŞİD’e alan açmak olarak yorumlanabilir

Devamını Oku
15.02.2016
'Ambulans gelir yaralıları alır diye 5 gün bekledim'

Eski DBP Eşbaşkanı Emine Ayna siyasetten çekilmesinin ardından ilk kez konuştu

Devamını Oku
08.02.2016
'Esad'ın Suriyesi Rusya'nın mandası oldu'

Özülker’e göre Türkiye, Esad’la PYD arasında seçim yapma noktasına gelebilir.

Devamını Oku
01.02.2016
Genel başkanlık mı? Aman Allahım!

CHP’nin yeni parti sözcüsü Böke, “Partililerin desteklerinden müthiş onur duyuyorum” dedi.

Devamını Oku
25.01.2016
‘Feryat ediyorum, başaramadık Türkiye’ye yazık, hepimize yazık...’

Demokratik Toplum Kongresi EşBaşkanı Dicle Cumhuriyet’e konuştu: “Halklarımıza barış hediye edemedik. Bazen düşünüyoruz, ölüm orucuna mı yatsak? O top sesleri gelirken evde yatağa girmekten utanıyoruz...”

Devamını Oku
18.01.2016
‘Kin gütmem, demek partim bu duruma gelmiş derim, geçerim’

Eski Dışişleri Bakanı Yaşar Yakış: "Türkiye mezhepçilik yapıyor algısı var. Bizim o algıyı derhal ortadan kaldırmamız lazım. Suudi Arabistan ve İran’a eşit mesafede durmazsak bu algı daha da güçlenir...”

Devamını Oku
11.01.2016
'Necip Fazıl yaşasaydı Erdoğan’ı desteklemezdi'

2015 yılı ile birlikte Altan Öymen 83’ünü, Hüsamettin Cindoruk da 82’sini tamamlarken konuştuk

Devamını Oku
04.01.2016
‘Hemen adım atılmazsa şu anki durumu mumla ararız’

Cumhuriyet, CHP ve HDP’nin Diyarbakır il başkanlarını bir araya getirdi. CHP, HDP ve Hüda-Par’lı temsilciler “Kaybedecek vakit yok” diyor. Vatandaş, yaşananların taraflı haberleştirilmesinden bıkkın.

Devamını Oku
28.12.2015
Bir yol var: Yaşamak ve yaşatmak...

Sezen Aksu Cumhuriyet'e yazdı: Düşmanlık, öldürmenin rasyonelleştiği o pusuda pazarlanıyor.

Devamını Oku
21.12.2015
'Fokurdayan tencere patlar'

Eski BM Mülteciler Yüksek Komiserliği Türkiye Sözcüsü Metin Çorabatır: “Entegrasyonu yapmazsak sosyal patlamalar olacak. Açlık düzeyinde yaşayanlar, okulsuz çocuklar, hastalananlar... Entegrasyon olmazsa bu fokurdayan düdüklü tencere patlar.”

Devamını Oku
14.12.2015
Eski MİT Müsteşar Yardımcısı Öneş: O barikatları anlamak gerek

Eski MİT Müsteşar Yardımcısı Cevat Öneş: Mesele artık sadece Öcalan değil, o barikatları kuranlar 90’lı yılların taş atan çocuklarının öfkeyle büyümesidir.

Devamını Oku
08.12.2015
'Devlet sırrı da yok casusluk da'

Eski MİT Müşteşar Yardımcısı Cevat Öneş: Demokratik ülkelerde, istihbarat teşkilatlarının yasadışı faaliyetleri yargılanır, otoriter ülkelerde tartışması olmaz.

Devamını Oku
06.12.2015
Dink’ten Elçi’ye güvercin kasapları

DP milletvekili Mithat Sancar, Tahir Elçi’nin katledilmesinin aklına Hrant Dink’i getirdiğini söyledi.Sancar, “Bir başlık koymak gerekirse: Güvercinler ve güvercin kasapları...” dedi.

Devamını Oku
30.11.2015
Ruşen Çakır: İslam yok ortada iktidar savaşı var

İslamcı hareketler konusundaki uzmanlığıyla tanınan Ruşen Çakır’a göre geçen 13 yılda İslami hareket büyük bir meydan okuma ile iktidarı ele geçirdi, sonunda devlet oldu. Cemaat ile AKP savaşı ise İslami hareketin birikimlerini sıfırladı. Şu anda hükümet kazanıyor gibi görünse de iki taraf da kaybediyor.

Devamını Oku
23.11.2015
'HDP'yi sakatladılar'

Birikim Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Ömer Laçiner: Kandil’dekiler, AKP’ye ‘senin savaş oyununda yokum’ deseydi, HDP büyük bir manevrayla inisiyatif sahibi olacaktı.

Devamını Oku
16.11.2015
Ahmet Tezcan: Erdoğan'ın dar uçak kadrolarını oluşturanlar işlerini yapmadı

Ahmet Tezcan'a göre Başkanlık: Erdoğan dışarıya set çekmek istedi

Devamını Oku
12.11.2015
‘MKYK’de Tayyip Bey’e çekilseniz diyenler vardı’

Erdoğan’ın eski basın danışmanı, gazeteci-yazar Ahmet Tezcan: Nokta günlükleri vaziyeti nasıl sorguladıklarının göstergesi. Arınç’ların kopacağına inananlar bunu atlıyor.

Devamını Oku
11.11.2015
‘Demokrasiyi sürdürmek mümkün mü, sanmıyorum’

Sabancı Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Ersin Kalaycıoğlu: 1 Kasım itibari ile Türkiye hâkim parti sistemini geçti. AKP hegemonyacı bir parti olmaya doğru gidiyor.

Devamını Oku
10.11.2015