Uyanan uyanıklar!

18 Eylül 2015 Cuma

Seçildiğinde söylemiştik. Ancak sahibi, kendi sesinden durumu ortaya koydu.
Sahaya indiğine, AKP’nin kongresinde müdahil olduğunu açıkladığına göre, hâlâ tartışılır yanı kalmış mıdır?..
Cumhurbaşkanlığı makamının temsili, milletin bir
bölümüyle, AKP’ye oy verenlerle çerçevelenmiş sayılmaz mı?
Zaten anayasaya aykırı, görünürde iki, pratikte tek başlı abuk bir düzen sürdürülüyor...

***

Şu ülkenin haline bakın!
Azgınlaşan terör yüzünden “sıra Türkiye’de mi?” tartışmaları yapılıyor.
Masum insanlar, askerler, polisler şehit oluyor, gençler ölüyor.
Şehit ailesine ölüm haberi getiren devletin görevlisi, tüyleri diken diken ediyor.
Kılıçdaroğlu’nun sorusu önemlidir:
“Ne oldu da çözüm çözüm derken 7 Haziran’da PKK terörü başladı?”
Ne oldu sahi?
Terörü, farklı yönleriyle kullananlar ne hesabı yap-tılar da ülkenin başına bu belayı sardılar?
Ne oldu da komşuda yüz binler öldü, milyonlar topraklarını terk edip sığınmacı oldu.
Şimdi “sığınmacı sorunu” diyorlar, sıkılmadan.
Ne ilgisi var, insanlık dramı yaşanıyor.
Soruna yol açanlar, küresel egemen güçler değil mi?
Onların işbirlikçileri, Türkiye’deki “kraldan çok kralcılar” değil mi?

***

Basına baskılar, faşist darbe düzenlerine rahmet okutuyor adeta.
Akıllara sığmıyor.
Bir zamanlar Genelkurmay başkanını terör örgütünün lideri ilan edip Silivri zindanlarına tıkmışlardı.
Şimdi bırakın muhalif olanını, merkez medyaya bile tahammülleri yok, Hürriyet terörist ilan ediliyor.
Ergenekon sürecinde gazeteci sıfatlı tetikçiler yargısız infaz yapmışlardı. Şimdi Can Dündar’ı ölümle tehdit ediyorlar.

***

Gidişat belliydi.
Cumhuriyet, yıllar önce oyunu görmüş, “Tehlikenin farkında mısınız?” demişti.
Sol yanımda, kütüphanede gözüme Merdan Yanardağ’ın “Liberal İhanet”i ilişiyor.
Bu kimi liberal, eski solcu, dönek, yetmez ama evetçi tayfa, sahte aydınlar, akil adamlar siyasal İslamdan demokrasi çıkarmak için yırtındılar.
“Türkiye bağırsaklarını temizliyor” yalanıyla kumpas davalarına destek verdiler.
Tarikatları, cemaatleri “sivil toplum örgütü” diye kakaladılar.
Televizyon ve gazete köşelerinde grup olarak her gün her gece “Tehlikenin farkında mısınız?” diyenleri demokrasi düşmanlığıyla, faşistlikle, dinozorlukla suçladılar.
2010 referandumunda bugünkü tek adam düzenine yol verdiler.
Bütün bunları merkez medyada kuruldukları koltuklardan yönettiler.
Toplum mühendisliğinin baş aktörleriydiler.
İleri demokrat diye boyadıkları düzenin en azgın savunucusuydular.
Nemalandılar.
Sonra...
Kullanılıp bir kenara atıldılar.
Şimdi kimi pişkin, kimi pişman, kimi hâlâ yüzsüzlüğü sürdürüyor.
Kimileri yarattıkları düzenin “mağduru” oldu.
Kimileri, 13 yıl sonra “Yanılmışız. İslamcılar demokrat olamıyormuş” tiviti atıyor.
Sosyal medya kullanıcıları da bu tarihe geçecek analizle kafa buluyor...
Yaşadığımz sorunlarda günahları çoktur.
Çünkü bu tayfanın bazı üyeleri “yeni köşelerde, yeni koltuklarda” yaşadıklarımızla ilgili, sanki hiçbir sorumlulukları yokmuş gibi mevzileniyor, yine ahkâm kesiyor.
Adamakıllı özeleştiri yapmadan halkın gözünde yeni itibar arayışlarına soyunmak boşunadır.
Hele ders vermeye kalkmak!
Ciddiye alınmıyorsunuz, farkında mısınız?..



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Yaşasın Cumhuriyet 1 Ocak 2016
Sesler kısılırken... 25 Aralık 2015

Günün Köşe Yazıları