Yeşil Yol mu yolsuzluk mu?

07 Ağustos 2015 Cuma

Karadeniz’de halkın karşı çıktığı, 8 ilin yaylalarını birbirine bağlayacak 2 bin 600 kilometrelik Yeşil Yol projesindeki gerçekler bir bir aydınlanıyor.
Konunun özü şu:
Kıyıları, koyları, ormanları, meraları yağmalayan iktidar, son olarak gözünü yaylalara dikti.
Canlıların doğal yaşam alanını olumsuz yönde etkileyecek projeyle doğanın, hayvancılığın kökü kazınacak. Binlerce ağaç kesilecek, ormanlar bölünecek, yıllardır sürdürülen bir kültür altüst edilecek.
İnsanı, ormanı, tüm canlıları hiçe sayan bir yaklaşım. Utanç verici!
Amaçları rant; Karadeniz’de yaşayanların yüzyıllardır kullandığı yaylaları ve ormanları yandaşlara, sermayeye peşkeş çekmek. Altıncılara, madencilere yol açmak...

***

Turizm adıyla girişilen talanın, yalanın foyası günbegün ortaya çıkarken yıllardır her alanda tetikçilik yapan, binlerce yurttaşı mağdur eden, haksız hukuksuz ve vicdansız yandaş medyanın yalancılığına ne demeli?
Yeşil Yol direnişinde gövdesini iş makinelerine siper eden, “devlet benim” diye haykıran Rabia Ana’yı, çocuklarını, akrabalarını kaçak balık çiftliği sahibi olmaktan tutun da rantçılıkla, avantacılıkla, işgalcilikle suçladılar.
Son olarak Yeni Akit gazetesindeki haberde, Rabia Ana’yı yardım amaçlı komşusunun evinin bahçesindeki otları keserken görüntüleyip, utanmadan “Doğa Katili Rabia Özcan’ın oğlu da işgalci” başlığını attılar.
Büromuzdan Hakan Dirik, Rabia Ana’ya ulaştı. İşte anlattıkları:
“O evin sahibi Alemdarlar, benim akrabamdır. O gün otlarını biçiyordum. 3 adam geldi. ‘Kimsiniz’ dedim. ‘Gezmeye geldik. Köyünüz çok güzel’ dediler. Sonra fotoğraf çekmeye başladılar. Kızdım, ‘Doğayı çekiyoruz’ dediler. Bizi aldattılar. Hatta Ahmet Alemdar abimle onlara karayemiş bile ikram ettik. Böyle yalan şeyler yazacaklarını nereden bilebilirdik. Oğlum hayvancılık yapıyor. Ahırda odası bile yok. Bunların hepsi düzmece. Biz devlete karşı çıktık diye bunları yapıyorlar. Ama mücadeleden dönmek yok. Benim malım mülküm bu yaylalar. Para pul önemli değil.”

***

Evin sahiplerinden Avukat Halim Özgün Alemdar’a ulaştım. Anlattı; komşuları Rabia Hanım’ın yıllardır kendilerine yardım ettiğini, söz konusu haberin düzmece ve yalan olduğunu, gazeteye açıklama gönderdiğini söyledi.
Gelelim gerçeklere...
Yaylalarını korumak için direnenlerin karşısına komando birliklerinin çıkması bile, tek başına meselenin “yol” olmadığını gösteriyor. İşin aslı, yolsuzluk...
Biliyorum, Rize Valisi’nin dediği gibi “entel dantel” olmayan Karadenizli arkadaşlarım, Yeşil Yol direnişine katılmak için İzmir’den kalkıp Çamlıhemşin’e gittiler. Öyle lüks ciplerle değil, otobüslerle, uçakla. Doğdukları ve bir süre yaşadıkları topraklarını, ormanlarını, yaylalarını, akrabalarını korumak için. Kültürlerini yaşatmak için...
Şu anda yaylalarda, Yeşil Yol’a direnenlerin küçük işletmeleri, ruhsatsız olduğu gerekçesiyle mühürleniyor. İktidarın baskısı artıyor...

***

Asıl büyük gerçek, Rabia Ana’nın oğlu, tulum ustası Bülent Bekar’ın anlattıklarında yatıyor:
“Kirli yalanları saçıyorlar ortaya. Jandarma bile görmediğimiz topraklarımızda komandoları karşımızda görünce meselenin yol olmadığını anladık. Bizi atalarımızın topraklarında işgalci ve terörist gösterenlerin derdi başka. Coğrafyamızı, yaylalarımızı birilerine peşkeş çekecekler...”

***

Yalanlar, çarpıtmalar, göz boyamalar gerçeğin ışığında gün gelip aydınlanıyor.
Yeşil Yol Projesi’nin üstündeki örtüyü kaldırın, altından yolunu bulmak isteyenler çıkacak...  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Yaşasın Cumhuriyet 1 Ocak 2016
Sesler kısılırken... 25 Aralık 2015

Günün Köşe Yazıları