Vedat Günyol’dan yarınlara...

Vedat Günyol’dan yarınlara...

23.06.2022 05:00
Güncellenme:
Takip Et:

Vedat Günyol adını, ilk ne zaman duydum, onun bir yazısını ilk ne zaman nerede okudum diye düşündüğümde bütün yollar yine Cumhuriyet gazetesine çıkıyor...

Yıl 1964 – 65. Paris’te öğrenciyim. Bir yandan gazetecilik okuyorum bir yandan da Türkiye’deki tüm gazetelere “Paris Mektubu” başlığıyla yazılar yazıyorum. Günün birinde Cumhuriyet’ten yazıişleri müdürü Erol Dallı’dan haber geldi: “Ünlü Fransız devrimci Babeuf’ü Türkçeye çeviren iki aydınımız Sabahattin Eyüboğoğlu ve Vedat Günyol için dava açıldı. Fransız düşünürler buna ne der acele bize bir yazı yolla!”

Bütün öğretmenlerimden görüş aldım. Bir de Jean Paul Sartre’dan almak istedim. (Ama o başka bir hikâye) Benim yazı yayımlandı ve bana Cumhuriyet yollamaya başladılar. Tanrım bir hazineye kavuşmuş gibiydim, içinde Vedat Günyol’un bile yazıları vardı!  

VEDAT GÜNYOL’U TANIMAK 

Vedat Günyol: Yazar, çevirmen, eleştirmen, denemeci, yayıncı,  dergici, ama mutlak ve mutlak öğretmen. Birkaç kuşak yetiştiren bir hoca... Birçok dil bilse de Türkçe tutkunu!  Onun mükemmel Türkçesiyle okuduğumuz, Balzac, Rabelais, Diderot, Babeuf, Robespierre, Rousseau, Saint-Exupery, Valery, Kafka, Camus’ler... Yakın dostları, Orhan Burian, Sabahattin Eyüboğlu, Azra Erhat, Halikarnas Balıkçısı’yla birlikte bizlere taşıdığı  hümanistler: Homeros’lar, Yunus Emre’ler, Pir Sultan Abdal’lar... (40 yazarı çevirmiş, hangisini yazsam ki!) 

Yıllar sonra (1972 sonrası) Milliyet Sanat Dergisi’nin en  muhteşem yazarlarından biri olacak “Giderayak” başlıklı denemeleriyle dergimizi yüceltecekti. Onu insan olarak tanıdığımda alçakgönüllülüğü beni şaşkına çevirdi. Samimiydi, içtendi. Çok duygusaldı. O bir düşünce ustasıydı; bağımsızlık tutkunuydu, ışığını cömertçe yayan bir hocaydı! Onunla karşılıklı oturup sohbet etmek, aynı odada aynı havayı solumak bile büyük bir mutluluk, büyük bir zenginlikti! 

Çoğumuz ona edebiyatımızın cumhurbaşkanı derdik. Utanırdı, sıkılırdı, sözü kendisinden uzaklara çekerdi... Alçakgönüllülük kadar çevresine gösterdiği saygı, nezaket de alışılmışın dışındaydı... Sevgi dolu gözleri her daim gülümserdi. 

DENEME ÖDÜLLERİ

Bugün sizlere Vedat Günyol’dan söz etme nedenim masamın üzerindeki kitaplar. Her yıl bir avuç insanın çabasıyla Vedat Günyol Deneme Ödülü verilir. O bir avuç insan “Vedat Günyol Dostları”dır. Bu dostlar canla başla emek ve zaman ayırır. Başta Kartal Belediyesi olmak üzere çeşitli kurumlar destek verir. (Bkz: https://vedatgunyol.wordpress.com/)   Vedat Günyol Deneme Ödülleri’nin kiminde seçici kurul üyeliği yapmışlığım var. Son üç yılın yarışmalarında ödül alan deneme kitapları nihayet Kırmızı Kedi Yayınevi’nce basıldı: Hürriyet Yaşar’ın “Söz Yazıları (2019 V. G. Deneme Ödülü)”, Hüseyin Köse’nin “Sera Toplumunda Çöl Olmak” (2020 Ödülü) ve Mazlum Çetinkaya’nın “Kanun Hükmünde Yalnızlıklar” (2021  Ödülü)... Hepsi birbirinden değerli... Ayrıca Celal Ülgen’in hazırladığı  2020’deki sempozyum konuşmalarını içeren  “Vedat Günyol ve Deneme Üstüne” adlı kitap; edebiyatımıza emek vermiş nice insanın yazılarını içeren değerli bir inceleme. 

Deneme türünün zenginliğini ortaya koyan Vedat Günyol’u, günümüzün gençlerinin tanımaması büyük eksiklik! Bugün onu tanımanın en iyi yolu hiç kuşkusuz kitaplarını okumak... Denemelerinden öğreneceğimiz öyle çok şey var ki!

Eğer Türkiyemiz şu son yılların yıkımını yaşamıyor olsaydı, bu yazıyı bir temenniyle bitirecektim: Tüm üniversitelerde Vedat Günyol denemelerinin okutulmasını isteyecektim. Vedat Günyol’un insancıl düşünceleri ve aydınlığı, yarınlara, genç kuşaklara geçsin diye... Gelin görün ki... Burası Türkiye...  

Yazarın Son Yazıları

Aşkla ölüm arası

O kadar güzeldi ki tadı damağımda kalmıştı.

Devamını Oku
07.12.2025
Yok etmek/Yaratıcılık

Bir yanımda yaratıcılık, bir yanımda yok edicilik. İkisi de çekiştirip duruyor iki kolumdan.

Devamını Oku
04.12.2025
Tiyatro hazinemize yolculuk...

Duvardaki dev afişten fırlayıp kucaklaşacakmışız gibi bana bakan genç kadın, Suna Pekuysal.

Devamını Oku
30.11.2025
Hukuk bitti

Dünkü gazetemizde, “Korkma Biz Kadınız!” başlığını görmek çok hoşuma gitti.

Devamını Oku
27.11.2025
Çocuklar için...

Çocuklarımız için neler neler yapmayız ki...

Devamını Oku
23.11.2025
Grup Yorum’dan mektup var

Ülkemin hapishaneler coğrafyasından sık sık mektup gelir.

Devamını Oku
20.11.2025
BACH, Diyarbakır'da...

Neredeyse 30 yıldır Hakan Erdoğan Prodüksiyon “Bach İstanbul’da” başlığıyla klasik müzik konserleri düzenler.

Devamını Oku
16.11.2025
Oktay Ekinci kitabı

Oktay Ekinci... Bu isim Cumhuriyet okurlarının hiç ama hiç yabancısı değil.

Devamını Oku
13.11.2025
Paris’ten Diyarbakır’a

Paris ve sonbahar.

Devamını Oku
09.11.2025
Her daim muhalif

“Ve sonunda Joan Baez hastalığı yendi, sağlığına kavuştu!”

Devamını Oku
06.11.2025
Susmak onaylamaktır

“Hava kurşun gibi ağır/ Bağır bağır bağırıyorum/ Koşun. Kurşun eritmeye çağırıyorum...”

Devamını Oku
02.11.2025
Küllerden doğan ışık

Cumhuriyetin 102. yıldönümünü dün kutladık.

Devamını Oku
30.10.2025
Bodrum Cup: Kuşaktan kuşağa ileri!

Ege’nin ortasında bir sabah...

Devamını Oku
26.10.2025
Tiyatro sorgulamaktır

Daha 29. Uluslararası İstanbul Festivali başlamamıştı.

Devamını Oku
23.10.2025
Filler ve Karıncalar

Prag Tiyatro Festivali’nden ayağımın tozuyla dönüp tüm gördüklerimi sizinle paylaşmaya hazırlanıyordum ki sevgili arkadaşım Genco Erkal’ın sesi kulağımın dibinde bitiverdi: “Çekya’yı bırak önce Cihangir’e bak!”

Devamını Oku
19.10.2025
Prag’dan sevgiler

Sevgili okurlar Prag’dayım.

Devamını Oku
16.10.2025
Jandarmalı-jandarmasız günler

Sabah 6.30’da kapı tekmeleniyor. Jandarma içeri dalıyor.

Devamını Oku
12.10.2025
Tiyatro ve siyaset

Bu yazının başlığı “Afife Jale Ödül Töreni’nin düşündürdükleri” olacaktı.

Devamını Oku
09.10.2025
Celladına âşık olmak...

Olmayan suçlar... Yazılmayan iddianameler... Yazılıp uygulanmayan kararlar... Ve hukuk ile guguk arasında yaşamaya devam çabası... Tamam yakınmayı bırakıp sadede geliyorum.

Devamını Oku
05.10.2025
Travmalarla yaşamak...

Nasıl yaşamak bu! Kâh gökyüzünde kanat çırpıyoruz kâh en dipsiz kuyuların derinliğinde kayboluyoruz.

Devamını Oku
02.10.2025
Yaşar Kemal’e adanan bayram

26 Eylül’de Ankara’da 93. Dil Bayramı’nı kutladık. Dil Derneği ve Çankaya Belediyesi’nin ortaklaşa etkinliği Yaşar Kemal’e adanmıştı.

Devamını Oku
28.09.2025
Ellerinde Toprak

“Sömürü bir bütündür. Bütün insan değerlerinin sömürülmesiyle, doğa değerlerinin hoyratça sömürülmesi bir arada gidiyor. Türkiye toprakları yıkıma uğratılıyor, hopur ediliyor. Biz Türkiye üstünde mirasyedileriz. Yıkımımızdan Türkiye’nin hiçbir insanı ve doğa değeri kurtulamıyor.”

Devamını Oku
25.09.2025
‘Üç Ayaklı Kedi’ İstanbul’da

İstanbul dolu dizgin.

Devamını Oku
21.09.2025
Nice yıllara Hrant Dink

15 Eylül, arkadaşımız, yoldaşımız, omuzdaşımız, ülkemin en aydın, en dürüst, en yararlı, en barışçı insanlarından Hrant Dink’in yaş günüydü.

Devamını Oku
18.09.2025
Düşme var düşüş var

Bundan önceki yazım şöyle bitiyordu: “Yeryüzü muhteşemdi. Türkiye’nin asla uygarlıktan, yaratıcılıktan, aydınlıktan ve gelecekten vazgeçmeyeceğine dair umutlarımız tazeleniyordu.”

Devamını Oku
07.09.2025
Büyülü aydınlık bir gece

Elbe Nehri’nin kıyısında görkemli mi görkemli o yapı bir mucize gibi yükseliyor.

Devamını Oku
04.09.2025
Hapishane ve ödül: Vicdan ve haysiyet

Hafta içinde hapisteki iki çok değerli insanımıza yine uluslararası ödüller verildi.

Devamını Oku
31.08.2025
Paramparça ve umut

Bunalıyorsunuz, kahroluyorsunuz, her yerde haksızlık, hukuksuzluk, adaletsizlik diyorsunuz...

Devamını Oku
28.08.2025
Dünyanın sesleri İstanbul’daydı

Bu başlığı yazdım. İstanbul’da bir haftadır süren o muhteşem coşkuyu paylaşacağım diye düşünürken birden bir suçluluk duygusuna kapıldım.

Devamını Oku
24.08.2025
Edremit Kitap Fuarından...

Edremit Kitap Fuarı’ndayım...

Devamını Oku
21.08.2025
Diyanet suç işliyor!

Diyanet İşleri Başkanlığı suç işliyor.

Devamını Oku
17.08.2025
Tiyatro durakları...

Adaletten eğitime, sağlıktan beslenmeye, her şeyin sahtesine, zehirlisine mahkûm edildiğimiz, yalanlarla kuşatıldığımız şu günlerde kimi alanlarda hakikatle, sahici olanla karşılaşmak iyi geliyor insana.

Devamını Oku
14.08.2025
Bodrum’un markasına dönüşen bale festivali

Son yıllarda adeta Bodrum’un kültür markasına dönüşen Uluslararası Bodrum Bale Festivali’nden söz edeceğim.

Devamını Oku
10.08.2025
Algılamanın sınırsızlığı

20. ve 21. yüzyıl tiyatrosuna damgasını vuran dâhi Robert Wilson tedavi olmak istemeyerek New York Long Island’da kurmuş olduğu Watermill Eğitim ve Üretim Merkezi/okul/ müze/kültür merkezinde son ana dek çalışarak 31 Temmuz’da öldü.

Devamını Oku
07.08.2025
Türkiye’nin Aydınlık Yüzü / Belleğimizin Bekçisi: Metin Sözen

Metin Sözen: (24 Mayıs 1936, Harput, Elazığ-31 Temmuz 2025, İstanbul)...

Devamını Oku
03.08.2025
Herkes için sanat: Anadolu Sergileri

Yılın belki de en sıcak gününde deniz kıyılarını bırakıp Milas’ta kapalı bir mekânda bir sergi görmeye gideceğimi söyleseler pek inanmazdım.

Devamını Oku
31.07.2025
Bir dokunuşa bin ah!

“Ayakucumda deniz, kaynayarak yanan bir zümrüt, sonra mavi, sonra menekşe, ne var ki üzerine tuzla buz edilmiş milyonlarca ayna parçaları yağmış, alev alev yanıyor, çakıyor, çakıntıdan göz alıyor.”

Devamını Oku
27.07.2025
Tüm iyilerin Altan ağabeyi

Altan Öymen aramızdan ayrılıp sonsuzluğa göçerken bile hepimize bir ders verdi...

Devamını Oku
24.07.2025
Bodrum’da doludizgin sanat

Ah bilmez değilim. Bu başlığı okur okumaz delirdiğimi sanacaksınız...

Devamını Oku
20.07.2025
Günler geçerken...

Pınar Kür... Edebiyatımızın cesur kadınlarından biri daha sonsuzluğa göçtü.

Devamını Oku
17.07.2025