Yeni dönem başlarken

09 Temmuz 2018 Pazartesi

-Yeni sisteme dönük hazırlıklar tamam mı?

16 Nisan referandumuyla getirilen yeni yönetim sistemi, artık hukuken uygulamaya giriyor. Yönetimin merkezileşmesi ve keyfileşmesi konusunda bir süredir fragmanı izlenen bu yönetim tarzına maruz kalanlar, mağdur olanlar ve tehlikeyi farkedenler kolay adapte olacak. Çünkü, Meclis’in fiilen devre dışında olduğu, partili tek adam rejimi ve OHAL hukuksuzluğu konusunda son birkaç yılda zengin bir deneyim biriktirildi.

Bir süredir fiilen uygulanan “yeni sistemin” yerleşikleşme sorunlarını asıl olarak uygulayıcılarının yaşayacağı görülüyor. Nereye varmak istediklerini çok iyi bilenlerin bunun için ne yapmaları gerektiği konusunda o kadar iyi durumda olmadıkları anlaşılıyor. Yeni sorun çıkartmayan bir güç merkezileşmesi koalisyon şartlarında biraz daha zor. Şimdilik OHAL KHK’lerinin bitiyor olmasını yumuşama adımı gibi göstermekle idare ediyorlar.

-Yeni sistemde koalisyonunun önemi var mı?

Geçtiğimiz dönemi uyum yasalarını çıkarmak için kullanamayan iktidar, seçim öncesindeki KHK yetkisini de çok fonksiyonel kullanamadı. KHK yetkisi, bazı yasa metinlerinden sorumlu bakan ifadelerinin temizlenmesi ve 18 bin kişiyi daha işten atmak için kullanıldı. Dev bir sistem değişikliğinden, her şeyin başka olacağı bir yönetim anlayışından söz edilirken, ne kadro ne de mevzuat konusunda yüksek bir hazırlık göze çarpıyor.

Kervan düzenini yola bırakmış görünen Erdoğan, yeni sistemin rahat uygulanabilmesi için çok fazla yasal düzenlemeye ihtiyaç duyacak. Bunların bir kısmının kararnamelerle yapılması mümkün ama hepsinin Meclis’te onayı ve bazılarının da yasa olarak hazırlanması kaçınılmaz. Özellikle ekonomi yönetimi ve OHAL’i aratmayacak güvenlik düzenlemeleri çok taraflı yasal düzenlemelerle mümkün. Dolayısıyla koalisyon önemli.

-Meclis’in siyasi işlevi tamamen bitti mi?

Yeni sistemde Meclis’in nasıl etkisizleştiğinin somut sonuçlarını çok yakında görmeye başlayacağız. Fakat, yakın dönemde Meclis’in siyasi gösteri alanı olarak önemi bir süre daha devam edecek. Erdoğan dışındaki bütün siyasetçiler için tek açık sahne Meclis. Hem yerleşik alışkanlıklar nedeniyle, hem de yürütmenin önemli ölçüde siyasetçilerden arındırılması yüzünden Meclis siyasetin vitrini, takip ekranı olmayı sürdürecek.

İktidar koalisyonu, siyaseti seçim yarışları ve ara dönemde de Meclis’teki teatral faaliyet alanına sıkıştırmaya çalışıyor ve bu konuda da hayli başarılı. Siyaseti geniş bir alana yayma ve derinleştirme konusunda başarılı olamayan muhalefet için de, eğer bu konuda yeni bir çaba ortaya çıkmazsa, tek gösteri alanı yine Meclis olacak. İktidar ve muhalefetin iç dengeleri de büyük ölçüde Meclis hareketliliği üzerinden takip edilecek.

-Kalabalık Meclis’te yeni hareketlilik beklenir mi?

Meclis’teki yemin töreninde yaşananlar, ilk grup toplantılarından akseden sahneler ve kulisler, 24 Haziran sonrası siyasi biçimlenmenin büyük ölçüde Meclis’te görünür olacağını işaret ediyor. Örneğin, İYİ Parti için gündeme getirilen “yeni koalisyon için seçenek olma” dedikoduları ilginç fotoğraf kareleriyle genel kurul salonuna yansıdı. Protestolar, alkışlar, temaslar ve gerilimler de hareketli bir sahne hazırlığını gösteriyor.

Şimdilik sekiz partinin temsil edileceği Meclis’teki gruplar, AKP ve MHP dışında fazla disiplinli görünmüyor. CHP’nin kurultay süreci veya iç tartışmalarla, HDP’nin de hayli farklı temsillerle oluşan grup özellikleriyle hareketli olması beklenir. İktidar koalisyonunun dengesi de, önümüzdeki günlerde MHP’nin belirleyiciliğinin artacağı biçimde değişebilir. İYİ Parti oy tabanı gibi parti grubunu da korumakta zorlanabilir.

-Yeni dönemde, Meclis’i önemsemek gereksiz mi?

Muharrem İnce’nin sürüklediği yeni eğilim, CHP’yi “yeni sisteme” adapte olmaya zorluyor. Parlamenter sistem geri döndürülmesi zor biçimde geride kalmış da olsa, demokrasi talebini sürdürmek, halkın temsilcilerinin bulunduğu tek adresi gereksiz ilan etme aceleciliğiyle çok örtüşmüyor. Tam tersine muhalefetin elde kalan tek demokratik temsil alanı olarak Meclis’e fonksiyon kazandırması, kürsü haline getirmesi gerekiyor.

Önümüzdeki günlerde Meclis, iktidar blokundaki ittifak gerilimlerinin görünür olacağı bir alan haline gelecek. Kabinenin bileşimi ve siyasetle ilişkisinin nasıl kurulacağı bu gerilimi derinleştirebilir. Yönetsel etkisi zayıflayan Meclis’in siyasi arka planı yansıtma özelliği artabilir. Yerel seçim konjonktürünün siyaseti kaçınılmaz olarak AKP ve CHP merkezli hale getirmesi diğer aktörleri siyasi etkinlik ataklarına zorlayabilir.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Eyvallah 10 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları