Ekonomiyi siyasetle, siyaseti sertlikle idare

Ekonomiyi siyasetle, siyaseti sertlikle idare

03.09.2018 06:20
Güncellenme:
Takip Et:

Ekonomik sorunlar, “siyasileştirilerek” iktidarı teğet mi geçiyor?
Döviz hareketleriyle ortaya çıkan ama daha fazla sorunu görünür hale getiren ekonomik tablo, bilenlerin zaten söylediği meseleleri, herkesin konuştuğu bir düzleme taşıdı. Ancak, iktidar ve özel olarak ekonomi yönetimi, hem fazla seçeneği, hem de temel tercihlerini değiştirmeye niyeti olmadığı için “yapısal sorunlar” konusunda hareketsiz kalmaya devam ediyor. Hereketsizliğin şimdilik “özgüven” gibi gösterilmesi de mümkün olabiliyor.

İktidarın, ülkenin ağır bir bedel ödemesi yerine kendisinin siyasi faturayı üstlenmesi konusunda bir irade göstermeyeceği anlaşıldı. Yani 2001’de krizi çıkartmakla sorumlu tutulan Ecevit’in ağır bir siyasi bedel ödeyerek yaptığına benzer bir hamle Erdoğan’dan gelmeyecek. Ne neoliberal model iflasını kabul, ne de bu modelin güç merkezlerine teslim anlamında bir siyasi sorumluluk almaya niyeti var, siyasi-ideolojik idare yöntemlerini kullanmayı sürdürecek.
Sistemin ve yönetimin ürettiği fatura herkese nasıl yüklenecek?
AKP iktidarı, “iyi günlerinde” şimdiye kadar bulunan kolay paranın kime kullandırılacağı konusunda yeterli kalabalığı ikna edebildi. Az kaynakla büyük memnuniyet sağlayabildiği en alttakiler ile risklerden azade kârlarını büyütebilen en üsttekilerin desteğini sağlayabildi. Şimdi ise borçla ayakta kalmışların, borçlarla büyümüşlerin yüklerini herkese bindirme, taşıtma talebinin siyasi yöntemlerle kabul ettirilebilmesi göreviyle karşı karşıya.
Emek güçlerinin ve örgütlenmesinin en gerilemiş, en zayıf olduğu, siyasi muhalefetin ciddi özgüven sorunlarıyla boğuşarak çok kolay baskı altına alınabildiği bir zeminde, iktidar ekonomik fedakârlık konusunda rıza üretmekte çok zorlanmayacağına inanıyor. Ancak riski azaltmanın yolu, siyasi-ideolojik araçların canlı, kullanışlı ve yüksek kullanım kapasitesinde tutulmasından geçiyor. İşte bu yüzden bazılarına şaşırtıcı gelen sertleşmeler yaşanıyor.
Siyasi sertleşme ataklarıyla ekonomik konjonktürün ilgisi var mı?

Galatasaray Meydanı’nda sessiz oturma eylemi yapan, Türkiye’nin en uzun, en disiplinli sivil eylemini yasaklamak, 1 Eylül Dünya Barış Günü’nü kutlatmamak hiçbir meşru gerekçe ile açıklanamayacak siyasi kararlar. Zaten Galatasaray’da eylem yaptırılmayacağı kararının, AKP sözcüsü Ömer Çelik tarafından açıklanması da, meselenin siyasi tercih ve ihtiyaçlarla ilgisini çok açık biçimde gösteren, şeklen bile asla anlaşılamayacak bir tuhaflık.
24 Haziran seçimleri sonrasında çıkan tablo ve gelmekte olan ekonomik sorunlar demeti, iktidarı dışarıya yumuşak, içeriye sert bir sürece zorladı. Dışarıya yumuşaklık meselesi, ABD gerilimi dolayısıyla tam yaşanmasa da, AB ile belirli ölçüde gerçekleşme yolunda. AB kamuoyunu rahatsız edebilecek sertliklerin de, en az AKP iktidarı kadar ilkesiz olan Avrupa iktidarınca fazla önemseneceğini düşünmek için fazla yeni bir neden yok.
Af ve idam tartışmasının, bu siyasi önlemlerdeki yeri ne?
MHP’nin sürükleyicisi olduğu af tartışması ve bağlantılandırılan idam meselesi, içerideki sertleşmeyi, dışarıyla da bir gerilim haline getirmeye aday. AKP tarafından “gündemimizde değil” diyerek şimdilik geçiştirilen afla bağlantılı olarak yeniden ısıtılan idam, AB ile yumuşama havasına pek uymuyor. Ancak, pek çok konuda ama Türkiye konusunda özellikle ikiyüzlü olan Avrupa, idamın iç politika için kullanılmasıyla fazla ilgili değil.
İdam tartışması, bir zamanlar kürsüden attığı iple de gündem olan Bahçeli için bile sahici bir mesele değil. Hatta idam tartışmasının en kullanışlı hali, Erdoğan’ın söylediği gibi “getirin ben onaylarım” seviyesinden çok, herkesin gerçekleşmeyeceğini bildiği bir vaat olarak kalması. Türkiye’nin imajına zarar veriyor denilen, irrasyonel gibi görünen baskı ve yasaklamalar gibi, idam da siyasi-ideolojik enstrümanları kullanıma hazır tutmanın önemli bir parçası.
Ekonomik sorunları “siyasileştirmeye” karşı nasıl muhalefet edilebilir?
Ekonomik sorunların otomatik siyasi sonuçlar üretmesi, siyasi süreçleri oluşturan aktörlerin tümünün tam rasyonel olması ve yegâne davranış motivasyonunun sınıfsal olmasıyla mümkün. Ancak biliyoruz ki, seçmen kalabalıkları da, onu yönlendiren kanaat odakları da, örgütlenme seviyesi de böyle değil. Dolayısıyla bütün ekonomik süreçler, hatta sınıfsallığın kendisi bile özel olarak siyasileştirilmesi gereken karmaşık meseleler.
Yıllardır yürürlükte olan hegemonik bir modelin yarattığı yapısal tahribat bir anda tamir edilemeyeceğine, çok güçlü bir sınıfsal direnç örgütlenmesinin araçları olmadığına göre, iktidarın “siyasileştirme” savunmasına, siyasi cevap üretmek gerekir. Bu da en küçük siyasi direnç alanını bile feda etme lüksünün olmaması demek. Aksi takdirde, “zamanı gelmedi” diye yeterince güçlü savunulmayan her alandaki kayıp, “olabilir mi böyle bir şey” şaşkınlığı ile sonuçlanacak neticelerin de habercisi olacaktır.  

Yazarın Son Yazıları

Eyvallah

Eyvallah

Devamını Oku
10.09.2018
Ödenmemiş fatura yığını

Ödenmemiş fatura yığını

Devamını Oku
07.09.2018
Ekonomiyi siyasetle, siyaseti sertlikle idare

Ekonomiyi siyasetle, siyaseti sertlikle idare

Devamını Oku
03.09.2018
Lütufla başlamayan yasakla bitmez

Türkiye kaybedilenlerin açık seçik göründüğü, kazanılması gerekenlerin berraklaştığı günlerden geçiyor. Dünkü Cumhuriyet’in 1. sayfası, özellikle de Vedat Arık, Hayri Tunç ve Ahmet Şık fotoğrafları bunun özeti gibiydi: “Bitmeyen zulüm” ve bitmemesi gereken direniş.

Devamını Oku
27.08.2018
Partilerin yerel seçim ufku

Partilerin yerel seçim ufku

Devamını Oku
24.08.2018
Lütuf düzeni

Lütuf düzeni

Devamını Oku
20.08.2018
Kayıp bölüştürmek

Kayıp bölüştürmek

Devamını Oku
17.08.2018
Neyin mücadelesi kimin savaşı?

Neyin mücadelesi kimin savaşı?

Devamını Oku
14.08.2018
Krizi karşılama stratejisi

Krizi karşılama stratejisi

Devamını Oku
13.08.2018
Her şey algıdan

Her şey algıdan

Devamını Oku
10.08.2018
Göstermeye ihtiyaç yok, her şey zaten ortada

Göstermeye ihtiyaç yok, her şey zaten ortada

Devamını Oku
06.08.2018
Kim kimi idare ediyor?

Kim kimi idare ediyor?

Devamını Oku
03.08.2018
Diklenerek eğilmek

Diklenerek eğilmek

Devamını Oku
30.07.2018
Akşener gerçekten dönmezse?

Akşener gerçekten dönmezse?

Devamını Oku
27.07.2018
İyi Parti’de ne olacak?

İyi Parti’de ne olacak?

Devamını Oku
24.07.2018
Ne yaptınız da yoruldunuz?

Ne yaptınız da yoruldunuz?

Devamını Oku
23.07.2018
Sarsıntı kaçınılmazdı

Sarsıntı kaçınılmazdı

Devamını Oku
23.07.2018
‘Dağılma’ hevesi

‘Dağılma’ hevesi

Devamını Oku
16.07.2018
Kötü siyaset iyisini kovar

Kötü siyaset iyisini kovar

Devamını Oku
13.07.2018
Başkanın adamları

Başkanın adamları

Devamını Oku
10.07.2018
Yeni dönem başlarken

Yeni dönem başlarken

Devamını Oku
09.07.2018
Muhalefet neden dağıldı?

Muhalefet niçin dağıldı?

Devamını Oku
06.07.2018
Soruları bitmeyen seçim

Soruları bitmeyen seçim

Devamını Oku
02.07.2018
Değişim bir tercih değil

Değişim bir tercih değil

Devamını Oku
29.06.2018
MHP oylarının anlamı

MHP oylarının anlamı

Devamını Oku
26.06.2018
24 Haziran’ın iktidar tablosu

24 Haziran’ın iktidar tablosu

Devamını Oku
25.06.2018
Tek adamlık artık zor

Tek adamlık artık zor

Devamını Oku
25.06.2018
Bozgun görüntüsü

Bozgun görüntüsü

Devamını Oku
22.06.2018
Son düzlük notları

Son düzlük notları

Devamını Oku
18.06.2018
İttifaklar tablosu

İttifaklar tablosu

Devamını Oku
11.06.2018
Metal paslanması

Metal paslanması

Devamını Oku
08.06.2018
Rehavete yetmeyen ama cesaret veren bir umut

Rehavete yetmeyen ama cesaret veren bir umut

Devamını Oku
04.06.2018
Münafık dinamiği

Münafık dinamiği

Devamını Oku
01.06.2018
Başkasının oyu Dimyat’taki pirinç

Başkasının oyu Dimyat’taki pirinç

Devamını Oku
28.05.2018
Görev erteleme beyannamesi

Görev erteleme beyannamesi

Devamını Oku
25.05.2018
Seçimin arka plan senaryoları

Seçimin arka plan senaryoları

Devamını Oku
21.05.2018
Görev, ihtiyat, sürpriz

Görev, ihtiyat, sürpriz

Devamını Oku
18.05.2018
İyimserlik ve kötümserlik

İyimserlik ve kötümserlik

Devamını Oku
14.05.2018
AKP artık ‘eski Türkiye’

AKP artık ‘eski Türkiye’

Devamını Oku
11.05.2018
Muhalefete hediye

Muhalefete hediye

Devamını Oku
09.05.2018