RTE ‘Gezi Dirilişi’ni niye unutamıyor?
Enver Aysever
Son Köşe Yazıları

RTE ‘Gezi Dirilişi’ni niye unutamıyor?

22.11.2018 07:30
Güncellenme:
Takip Et:

Evet, dirilişti Gezi. Üzerinden ölü toprağını atan halkın; özgürlük, eşitlik, adalet için haykırmasıydı. Biz unutamayız, elbet RTE de unutmuyor. Gerekçelerimiz farklı. “Başka bir dünya mümkün” güzel cümle, salt cümle olmadığına tanıklık ettik, yaşadık ve gördük Gezi’de. Bizim unutmamamız bundan, başka bir dünya mümkünmüş!
 
Ya RTE niye unutamıyor?
Betona tapanlar, iyice şehri işgal etmişti. Önlerinde tek engel yoktu, alabildiğine hoyrat saldırıyorlardı dört yana. İstanbul yürek sancısı çekiyor, üzerine binen yükü taşıyamaz hale geliyordu. Bir bir anılarımız silinirken, kederle kenardan bakıyorduk olan bitene. En sonunda, bir avuç toprak kalan Taksim’e de göz dikti iktidar. Soluk almak için sığındığımız üç beş ağacı söküp, başka yere taşıyacaklardı. İşte o vakit, o ağaçların hakkını savunmak için güzel yürekli insanlar geldi Gezi Parkı’na. Mesele üç beş ağaçtı hakikaten... Üç beş ağaç olamayacak kadar ciddiydi mesele aslında... (Gezi’ye dek olan süreci tek tek anımsatmaya gerek yok, tamamını yazdım sayın.)
Kitap okuyordu bu insanlar, dayanışma halinde çadırlar içinde yaşam sürüyorlardı. Para geçmiyordu parkta, güç gösterisi yapmıyordu kimse. Birbirine dinini, ırkını soran yoktu. Kimse inancından, cinsel yöneliminden ötürü sorgulanmıyordu. Turgut Uyar, Cemal Süreya şiirleri söyleniyordu yüksek sesle, şarkıların biri susuyor, diğeri başlıyordu. Kimse kimsenin astı üstü değildi. Ortada patron falan da yoktu. Dayatma asla söz konusu değildi. Parkın anayasası kendiliğinden oluşmuştu. Sokak insanları karşılıksız alıyordu çorbasını mesela, hayvanlar özgürce dolaşıyor, insan dostlarıyla kaynaşıyorlardı. Ücretsiz eğitim verilmekteydi her dileyene. Yoksulluk yoktu, elde ne varsa ortaya seriliydi parkta...
 
Sonra?
Bu masalsı yaşam yayıldı rüzgâr gibi. Ülkenin dört yanında solunmaya başlandı özgürlük, eşitlik, adalet havası. Yüzler gülmeye başladı, zincirlerinden kurtuluyordu halk. Yalana yer yoktu o günlerde. Ne hissediyor, düşünüyorsa insanlar dile geliyordu. Yaşını başını almış kimseler, kapısını araladı, sokağa çıktı. Evde pişirdiği ne varsa, o güzel çocuklarla paylaşmak için düştüler yola. Boğaziçi Köprüsü’nü yürüyerek geçtiler Asya’dan Avrupa’ya. Barış şarkıları söyleniyordu, aydınlanma bayrağı dalgalanıyordu her yanda. İtirazını tencere tava çalarak haykırıyordu milyonlar, aynı saatte. Mizah dirilmişti, zekâ ve estetik iç içe geçmişti.
 
RTE unutamıyor o günleri
Katıldığı tüm seçimleri öyle ya da böyle kazanan RTE, sadece ve sadece “Gezi Çocukları”na yenildi de ondan unutamıyor. Kindar nesil istiyordu RTE, ona biat eden, sorgusuz sualsiz her ne dediyse kabul eden gençler yarattığını sanıyordu. Gördü ki asla kimseye boyun eğmeyen milyonlar dimdik ayaktaydı, öfkesi bundan RTE’nin. Ne polisin gazına, copuna boyun eğiyordu “Gezi Çocukları”, ne iktidarın aşağılayan, saldırgan diline eyvallahları vardı! İyi yetişmiş, aydınlanmaya inanmış, kızlı erkekli, ayrısı gayrısı olmayan “Gezi Çocukları”na diş geçiremedi RTE, ondan bunca nefreti. Dayak yedi, hapse girdi, öldü, yine de boyun eğmedi “Gezi Çocukları”!
RTE de biliyor; “Gezi Çocukları” başı açık ya da kapalı, bir kadına asla saldırmaz, Kabataş yalandı! Camide içki içilmedi, her dine, inanca saygılıydı “Gezi Çocukları”, iftira tutmadı! Dışarıdan destek görmedi, kimsenin çıkarına hizmet etmedi, asla yalan söylemedi “Gezi Çocukları”, gayet iyi biliyor RTE de bunları. Alınır satılır olmadıklarını, ilkelerinden vazgeçmediklerini “Gezi Çocukları”nın... En yakından tanığıdır RTE, devletin tüm olanakları elinde!
RTE unutamıyor Gezi’yi, iktidar oldu, sarayı var, tek adam artık, lakin “Gezi Çocukları”na hükmedemedi. Orada esen bahar rüzgârı kaybolmadı. Bu memlekette iyilik, dürüstlük, dostluk, kardeşlik için mücadele veren “Gezi Çocukları” tarihe kazındı, silinemez. Çapulcular unutulmaz, ne yapsan unutulmuyor! 

Yazarın Son Yazıları

Cumhuriyet okuruna veda

Ustam Feridun Benden aradı “Altmış yıldır Cumhuriyet okuruyum, gazetenin sahibi sayılırım.

Devamını Oku
05.04.2021
İflas

İflas

Devamını Oku
25.03.2021
İstanbul Sözleşmesi erkekleri de yaşatır!

İstanbul Sözleşmesi erkekleri de yaşatır!

Devamını Oku
22.03.2021
Vicdan terazisine güvenmek

Ahmet Oktay gazeteciliği bırakıp zamanının tamamını edebiyata vermişti; söyleşirken “Günlük meseleler hep yazmaktan çaldı” dedi.

Devamını Oku
18.03.2021
12 Mart’ı doğru okumak

12 Mart’ı doğru okumak

Devamını Oku
15.03.2021
Yeni Türkiye’de makbul vatandaş kimdir?

Yeni Türkiye’de makbul vatandaş kimdir?

Devamını Oku
08.03.2021
‘Ne yapmalı’ sorusuna yanıt!

‘Ne yapmalı’ sorusuna yanıt!

Devamını Oku
04.03.2021
Grev

Grev

Devamını Oku
01.03.2021
İçindeki faşisti sustur!

İçindeki faşisti sustur!

Devamını Oku
18.02.2021
Sürü gururuna kapılmak!

Sürü gururuna kapılmak!

Devamını Oku
15.02.2021
Uzaya gitmek mi zor, anayasa yapmak mı?

Uzaya gitmek mi zor, anayasa yapmak mı?

Devamını Oku
11.02.2021
İstifa istemek demokratik haktır!

12 Eylül faşizminin güler yüzlü kahramanı Özal, ülkenin okuryazarlarını içeri tıkan darbenin ardından meydanı boş bulmuştu.

Devamını Oku
08.02.2021
İnsan olan boyun eğer mi?

İnsan olan boyun eğer mi?

Devamını Oku
04.02.2021
Kılıçdaroğlu haklı mı, haksız mı (!)

Kılıçdaroğlu haklı mı, haksız mı (!)

Devamını Oku
01.02.2021
Yeni Türkiye’nin elçisi!

Yeni Türkiye’nin elçisi!

Devamını Oku
28.01.2021
Hayat damarları kesilmiş ülke

Hayat damarları kesilmiş ülke

Devamını Oku
25.01.2021
Tek kale demokrasi oyunu

Tek kale demokrasi oyunu

Devamını Oku
21.01.2021
Kar, pisliğin üstünü örter mi?

Kar, pisliğin üstünü örter mi?

Devamını Oku
18.01.2021
Her yönüyle düşkünler toplumu!

Her yönüyle düşkünler toplumu!

Devamını Oku
14.01.2021
Kurtarıcılardan kurtulmak lazım!

Kurtarıcılardan kurtulmak lazım!

Devamını Oku
11.01.2021
Boğaziçi rektörsüz de olur!

Boğaziçi rektörsüz de olur!

Devamını Oku
07.01.2021
Neye şaşırdınız ki?

Neye şaşırdınız ki?

Devamını Oku
04.01.2021
Tuz koktuktan sonra!

Tuz koktuktan sonra!

Devamını Oku
31.12.2020
Yobazın duası kabul olur mu?

Yobazın duası kabul olur mu?

Devamını Oku
28.12.2020
Değişim hamaseti!

Değişim hamaseti!

Devamını Oku
24.12.2020
Kullar ve yurttaşlar!

Kullar ve yurttaşlar!

Devamını Oku
21.12.2020
Sınıf bilinci yoksa kuru ekmek bile yok!

Sınıf bilinci yoksa kuru ekmek bile yok!

Devamını Oku
17.12.2020
Modern gericilik!

Modern gericilik!

Devamını Oku
14.12.2020
Paranın dini imanı

Paranın dini imanı

Devamını Oku
03.12.2020
Katar’a devredilen ülke!

Katar’a devredilen ülke!

Devamını Oku
30.11.2020
Cin, cemaat, cehalet!

Cin, cemaat, cehalet!

Devamını Oku
26.11.2020
Ve Arınç yeniden sahnede!

Ve Arınç yeniden sahnede!

Devamını Oku
23.11.2020
Ağzının tadı ne zaman kaçacak kardeşim?

Ağzının tadı ne zaman kaçacak kardeşim?

Devamını Oku
19.11.2020
Saray dalkavuksuz, entrikasız olur mu?

Saray dalkavuksuz, entrikasız olur mu?

Devamını Oku
16.11.2020
Bir kira, bir yuva

Bir kira, bir yuva

Devamını Oku
12.11.2020
Bir ‘ABD’ Doları kaç ‘Türk’ Lirası!

Bir ‘ABD’ Doları kaç ‘Türk’ Lirası!

Devamını Oku
09.11.2020
Kapitalizmin tanrısı!

Kapitalizmin tanrısı!

Devamını Oku
05.11.2020
Enkaz!

İzmir deprem haberi önüme düşünce, pek çok kişi gibi hemen kendi deneyimlerimi anımsadım. İstanbul’da iki kez sallanmıştık, günlerce parkta yatıp, dehşet içinde haberleri gözlemiştik; ilk saatlerin ne denli zor olduğu gün gibi aklımda hâlâ!

Devamını Oku
02.11.2020
Devrimci Cumhuriyet için!

Devrimci Cumhuriyet için!

Devamını Oku
29.10.2020
Popstar dinciler ve Cumhuriyet

Popstar dinciler ve Cumhuriyet

Devamını Oku
26.10.2020