Sermaye ve Enerji

03 Aralık 2014 Çarşamba

Ham petrol, o kadar politik bir mal ki, ani fiyat değişikliklerinde, siyasi dedikodulara, komplo teorilerine dayalı açıklamalar hemen öne çıkarak popüler oluyorlar.
Halbuki petrol, kapitalist üretim tarzının Fordist ve post-Fordist (yapısal kriz) dönemindeki en temel enerji kaynağı. Dahası, kimya sanayiinde, inşaattan tekstile, bilişimhaberleşme teknolojisine kadar petrol ürünleri vazgeçilmez bir yer tutuyorlar. Dolayısıyla petrolün üretiminin, fiyatını, piyasadaki oyuncuların tercihlerinden önce, kapitalist üretim tarzının öncelikle, ekonomik finansal dinamiklerinin, jeopolitik gereksinimlerinin belirleyeceğini düşünmemiz gerekiyor.
Gerçekten de petrolün varil fiyatında, hazirandan bu yana görülen “beklenmedik” gerileme eğiliminin arkasında öncelikle “mali kriz”, “uzun durgunluk” ikilisinin basıncı var.
Pazartesi yazımda, Amerika’da son yıllarda hızla artan petrol üretimini, yatırımları finanse etmeyi kolaylaştıran mali ortama değinmiştim. Bu mali ortamı oluşturan iki etkenden söz edebiliriz.
Bunlardan biri, 2008 mali krizinin ardından ABD Merkez Bankası’nın (FED) izlediği düşük faiz, parasal genişleme politikaları. İkincisi, FED’in bu politikaları mali piyasalarda nakit birikimine yol açarken spekülatif sermayenin kendine gidecek yer olarak, kaya gazı- hidrolik kırma sektörü firmalarını keşfetmesi. Bu sırada, sermayenin bu yeni alana girişini kolaylaştıracak yasalar çıkıyor, kültür endüstrisi de “enerji alanında bağımsızlaşıyoruz”, “ABD’nin liderliği güçleniyor” gibi fanteziler üreterek, üzerine düşeni yapıyordu. Adeta Red Kid’in “Oklahoma” öyküsünü anımsatan bir görüntü oluşuyor, binlerce “müteşebbis”, “Junk bond” piyasasından aldıkları kredilerle bu yeni alana dalıyordu.
Bu “hücum” da, tarihte benzer durumlarda birçok kez yaşandığı gibi, sermayenin, giderek, rekabet içinde, bir adım sonrasını düşünmeden var olan fiyat, talep düzeyini, mali ortamı veri alarak üretim kapasitesi ve arz üretmesine yol açtı.
Bu sürecin içerdiği kriz dinamikleri, dünyanın en büyük enerji ithalatçısı (ve artık en büyük ekonomisi) Çin büyümeye devam ettiği sürece kendilerini açığa vurmadan birikmeye devam ettiler. Ancak sürdürülebilir büyüme tam anlamıyla bir fantezidir, her kapitalist ekonomi eninde sonunda, kâr oranlarından başlayarak, kapasite fazlası, zayıf talep, kredi balonu karışımından oluşan bir duvara çarpar. Önce ekonomi yavaşlar, borçların karşılıkları buhar olmaya başlar. Sonra bir tetikleyici “hiç beklenmedik” bir alandan gelir, kriz “ortaya çıkar”.
Pazartesi Financial Times’ın bir kez daha dikkat çektiği gibi, Çin de bu noktaya gelmiş; kapasite fazlası talep yetersizliği ciddi sorunlar yaratmaya başlamış; uzun dönemli deflasyonist – durgunluk olasılığı gündemdeymiş.
Özetle, bir taraftan mali sermaye - kültür endüstrisi, devlet, kaya gazı - hidrolik kırma alanında kapasite inşasını, üretimi, borçlanmayı teşvik eder, ABD petrol üretimini 2008’den bu yana yüzde 80 artmasıyla oluşan bir arzı dünya enerji piyasalarına sokarken, aynı anda, dünyanın en büyük enerji tüketicisinden gelen talep ivme kazanarak yavaşlıyordu... Bence bu denklem bize petrol fiyatlarındaki düşmenin maddi zeminini veriyor.
Bu zeminde, bence iki boyutlu bir “hipotez” inşa etmek olanaklı. Yukarıdaki denklem (Avrupa Birliği ekonomilerinin durumunu da düşünerek) daha bir süre kalıcı olabilir, fiyatlar düşmeye devam edebilir. İkincisi, fiyatlardaki bir düşme eğilimine bağlı olarak, ilk elde Venezüella, İran, Nijerya, sonra da Suudi Arabistan ve Körfez Emirlikleri gibi bazı petrol ihracatçıları, gelirleri düşerken siyasi istikrarlarını kaybedebilir ya da bu yönde beklentiler yaratarak mali piyasalara ek belirsizlikler getirebilirler.
Bu hipotezin ikinci boyutuna bakarak, özellikle Venezüella bağlamında bir sonuç daha çıkarabiliriz. Kapitalizme alternatif bir toplum için “daha adaletli dağılım”, “yoksullara yardım” çabaları yeterli olmuyor. Kapitalizmden daha yüksek bir refah, kültürel dinamizm, toplumsal ilerleme getirecek bir üretim tarzı inşa edilemezse, kapitalizmin dinamikleri “yeniden dağılım”, “yoksullara  yardım” projelerini zamanla çürütüyor...



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları