Sorun Tarihte Değil, Gelecekte!

06 Aralık 2014 Cumartesi

Türkiye, hangi amaçla “tarihiyle  yüzleşiyor”?
Eski hataları tekrarlamamak, düzeltmek, demokratik ve laik bir hukuk devletinde, bütün kültürel farklılıklarla birlikte barış ve refah içinde
yaşamak için mi...
Yoksa farklılıkları derinleştirmek, devlet karşısında eşit vatandaşlık haklarına sahip olan değişik etnik, dinsel grupları birbirine düşürmek, halkı bölmek ve birbirine düşmanlaştırarak ayrıştırmak, intikam çığlıkları attırmak için mi?

***

Ali Sirmen, 23 Kasım Pazar günü harika bir yazı yazdı...
Önce, bütününün mutlaka okunması gereken
o yazıdan bazı bölümleri alıntılamak istiyorum:
“...Sübjektivist ulus kavramının teorisyeni Ernest Renan, ulusun, ortak bir geçmişten kaynaklandığını söyler. Bununla da yetinmez, üstelik bu ortak geçmişin, gerçekte yaşanan geçmiş değil, ‘varsayılan’ bir ortak geçmiş olduğunu belirttikten sonra da ekler:
‘Yoksa, her an geçmişi olduğu gibi ansak işin içinden çıkamayız. Unutmayın ki merkezi iktidar, Fransa’nın güney bölgelerini kendisiyle bütünleştirmek için elli yıl süren vahşet ve zulüm girişimlerinde bulunmuştur ama artık insanlar bunu hatırlamazlar’ der.
Gerçekten de öyledir, tarihimize bakarken Anadolu birliğinin sağlanması için, Osmanlı’nın Anadolu Türk Beylikleri’ne karşı uyguladığı politikanın, zulmün ayrıntılarını ne hatırlayan vardır, ne de hatırlatan....
...Kısacası tarihlerine, kendi birlikte yaşama arzularını güçlendirecek, ortak bir geleceğe yönelme emelini pekiştirecek şekilde bakabilenler ulus oluyorlar...
...Cumhuriyeti desteklemek demek Dersim’de her olanı desteklemek değildir.
Aynı şekilde demokrasiyi desteklemek demek, devletin isyanları seyretmesini istemek demek değildir.
Unutmayalım, her ulus devletin yaşamında utanılacak olaylar olmuştur. Bunun tek istisnası yoktur...
...Önce sen Cumhuriyete nasıl baktığını, hangi geleceği istediğini söyle, sonra Dersim’deki yanlışları kınamak, işin kolay yanı.”

***

Ali Sirmen haklıdır; Tunceli/Dersim tartışması, sadece tarihte ne olduğu konusunda, dün özetlediğim farklı görüşlerden dolayı değil, başka iki güncel nedenle de gündeme oturmuştur:
Birinci ve görünür neden, AKP’nin, rüşvet ve yolsuzluk olaylarından bunaldıkça, otoriterleştikçe, gündemi saptırmak ve yaklaşan seçimlerde muhalefeti zayıflatmak, olanaklı ise bölmek için, tarihte yapılan haksızlıkları ve katliamı CHP’ye fatura etmek istemesidir.
İkinci ve asıl neden ise Türkiye’de Alevilere uygulanan ayrımcılığın ve baskının bugün de devam etmesi, Kürt sorununun ise zaten ülke gündeminin başına oturmuş olmasıdır.
Genellikle bu iki soruna bakış açımız, tarihe bakışımızı da etkilemektedir!

*** 

Yarın devam edeceğim.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Yeni anayasa tuzağı 19 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları