Aydın Engin

Affedersiniz Melih Gökçek

26 Mart 2015 Perşembe

Yok yok, Melih Gökçek’e bir şey söylemiyorum. Yani başlık “Affedersiniz Melih Gökçek bey, sizi meşgul ediyorum ama bir şey diyecektim de...” filan gibi bir cümlenin girişi değil.
Peki ne?
Anladığınızı sanıyorum.
Ama doğrusu ona bir sorum var.
“Bizim safkan İstanbul fırlaması, yurttaşım, dahası pek yakın arkadaşım Hayko Bağdat’la ilgili dava başvurusunda siz avukatınızın densizliğine mi kurban gittiniz? Yoksa siz de avukatınız gibi mi düşünüyorsunuz” diye sormak istiyorum.
Hani ola ki eğrisi doğrusuna gelir, koskoca başkentin Belediye Başkanı, “Aman efendim olur mu öyle şey? Bunca yıllık siyasetçiyim, içinde Ermeni yurttaşlarımızın da yaşadığı başkentin bunca yıllık belediye başkanıyım, böyle bir nefret söyleminin bana yakışmayacağını bilmez miyim” filan der. Hatta belki de “Zaten o avukatı hemen azlettim” diye ekler...
Gerçi hiperaktif bir Twitter tutkunu olarak attığı binlerce (yoksa yüz binlerce mi) tweet arasında sanki benzerlerine epey rastladık gibi bir his var içimde. Ama Twitter dünyasında çok az turladığım için emin değilim. Haksızlık etmemeliyim...
Gerçi Ermeni sözcüğünün Gökçek’in avukatının dava dilekçesinde “Halk tarafından tiksinti veren anlamında kullanılan bir kelime” olarak nitelenmesi bilmediğimiz, ilk kez duyduğumuz bir zihniyetin dışavurumu, dile getirilmesi değil.
Yıllardır “Ölü ele geçirilen PKK’liler Ermeni çıktı. Hepsi sünnetsizmiş” yollu haberler okumaya alışkınız. Biz de “Ulan bu ne iş!.. Çatışmada öldürdüklerinin önce pipisine mi bakıyor bu yiğitler” diye dalga geçtik.
Dahası, yıllar önce MHP’nin ünlü “Asena”larından biri nasılsa ve nedense içişleri bakanlığı koltuğuna oturduğunda, Öcalan’a olan nefretini ifade ederken “Ermeni dölü” dediğinde partisinin lideri de dahil hiçbir siyaset esnafının “Hoooop!.. O nasıl söz öyle” dediğini duymadık...
Yani Gökçek’in avukatının ve o sözleri benimsiyorsa bizzat Melih Gökçek’in son marifeti şaşırtmadı, “Olamaz, dememiştir canım” gibi parantezler açmadık...
Sadece bilinçaltlarını böyle dile getirenlerden tiksindik...
Bu ülkenin cumhurbaşkanının bir zamanlar başbakan iken söylediği “Affedersiniz, bana da Ermeni diyorlar” cümlesini duyduğumuzda bunun bir dil sürçmesi olmadığını hemen kavradık ve utandık...
O söze kılıf bulmak için bin takla atan meslektaşlardan meslek adına hicap duyduk. Hele bunu kendisi de Ermeni olan yazarlardan okurken kederlendik...
O kadar...

***

Geçen yüzyılın başlarında imparatorluklar dönemi sona erer, anlı şanlı imparatorlukların cenaze namazı kılınır, ulusal kurtuluş savaşı veren ülkelerde art arda ulus-devletler kurulurken kaçınılmaz düşmanlıklar da kabardı; toplumsal belleklerde derin izler bıraktı..
Türkçede bu düşmanlıkların yansısı çok deyiş, çok deyim var.
Pis Araplar, kahpe Yunan, Moskof ayısı, ödlek İtalyanlar, zalim Bulgarlar... Hangimiz çocukluğunda ve sonrasında bu deyimleri duymadı ki?
Gidin Yunanistan’a, bir Yunan milliyetçisi, ırkçısı olmayan sıradan insanların bile “cellat Türkler” dediklerine tanık olursunuz... (Ben oldum.)
Gidin Bulgaristan’a “Ayıdan post Türkten dost olmaz” gibi bir halk deyişi kulağınıza çalınabilir... (Benim çalındı.)
Gidin Belgrad’a “İki yüzyıl balı Türk yedi, çanağını Sırp yaladı” diyen birine çattığınızda, orada edindiğiniz bir tanıdık anlamadığınızı görünce utanıp “Türk ile Sırp iki yüzyıl aynı çanaktan bal yedi” diye çevirir. Siz de yutmuş gibi davranırsınız... (Ben öyle davrandım.)

***

Ama artık 21. yüzyıldayız. 20. yüzyılın besleyip büyüttüğü önyargıları, düşmanlıkları, buram buram ırkçılık kokan zihniyeti aşamayana acımaktan öte ne gelir elimizden??
Bugün iyimserliğim üstümde. Melih Gökçek’in bile bunu başarabileceğini ummak istiyorum.
Fazla mı iyimserim?..
Olsun...
Bu yazı, ona bile bir şans tanımak için yazıldı zaten...  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

25 ay 13 gün sonra 16 Ağustos 2018

Günün Köşe Yazıları