Devlet yıkıldı başına...
Artık ne kadarının kurtarılacağıdır mesele...
*
Yargının cemaate bağlandığı itiraf edildi mi?..
Edildi...
Polis teşkilatının tarikata bırakıldığı ortaya çıktı mı?..
Çıktı...
Başbakan “Ne istediler de vermedik” dedi mi?..
Dedi...
Türk Silahlı Kuvvetleri’ne “kumpas” kurulduğu bizzat iktidar tarafından açıklandı mı?..
Açıklandı...
*
Devam...
Devleti paylaşamayan cemaat ile iktidar birbirlerini ispiyonlamaya başlayınca, ortaya pislikleri döküldü mü?..
Döküldü...
Kasalar ortada mı?..
Ortada...
Para sayma makinelerini, elbise torbalarında dolarları gördünüz mü?..
Gördünüz...
Kutuyu gözünüze soktular mı?..
Soktular...
Başbakan’ın bakanı “Hep o yaptı” dedi mi?..
Dedi...
*
Bunun bir karşıdevrim olduğu kanıtlandı mı?..
Kanıtlandı...
Laik cumhuriyetin yerine bir din devleti kurmaya kalktıkları ortada mı?..
Ortada...
İstila var mıymış?..
Varmış...
Devlet çöktü mü?..
Çöktü...
*
Eee ne duruyorsun?..
Yargıtay Başsavcısı...
Devlet Denetleme Kurulu...
Anayasa Mahkemesi...
Yüce Divan?..
*
İnsanlar sokaklarda, meydanlarda...
İnliyor Türkiye...
13 yaşındaki çocuk haykırıyor mahkemede...
75 yaşındaki kadın balkondan çığlık atıyor...
*
Anayasada devletin güvenliğini korumakla görevlendirilmiş yüce kurumlar, yüksek mahkemeler, yargıçlar, savcılar...
Sorumluluk buraya kadar mı?
Yok mu o yürek?..
Farkında değil misiniz çığlık çığlık o sesin:
“Orada kimse var mı?..”
