Mesela iktidar gitmişti, hükümet yerinde duruyordu...
O sırada haber geldi:
“Polis polisi yakaladı...”

*

Zaten başsavcı savcıya el koymuştu...

*

İktidar sözcüsü, öbür iktidara kızıp “Orduya kumpas kurulduğunu” açıkladı...
“Ne yaptın ulan?” dediler...
Çünkü:
O kumpas sonucunda Genelkurmay Başkanı, kuvvet ve ordu komutanları dahil ordunun yarısı hapisteydi, hadi bu neyse de...
Necdet Paşa’nın “kumpas” sonucu Genelkurmay Başkanı olduğu ortaya çıkmıştı...
Koltuğunu duvara çevirmiş, hiç konuşmuyordu...

*

Her şey çok karışıktı...
Tam o sırada Başbakan, anayasadaki “kuvvetler ayrılığı” ilkesini çok güzel açıkladı üniversite kürsüsünde:
“Biz hem yasama, hem yürütmeyiz...”
Baktılar biliyor...
Cüppe giydirdiler...

*

Geriye ne kalmıştı?..
Yargı...
İşte onu da bir yönetmelikle çözüverdiler... Başbakan, bakan, milletvekili, parti yandaşı patronlar gibi önemli kişilerin çocukları hırsızlık yaptığında, yakalamadan önce babalarına haber verilmesi için bir yönetmelik yayımladılar...
Danıştay zor durdurdu...

*

Her şey CHP açısından daha da karışıktı...
İktidar olma ihtimali ortaya çıkmıştı...
Üç gün kimsenin ağzını bıçak açmadı...
Üç günden sonra her şeyi söylediler... Ama “Ne mal oldukları ortaya çıktı, hadi erken seçime gidiyoruz” diyemediler...
Böylece “İktidar gitmeli” tezi, “Kim gelmeli?” kısmı belli olmadığı için öyle kaldı...

*

Vatandaş için de her şey çok karışıktı...
Çünkü imama oy verirken bir de hoca seçtiğini anlamıştı...
Şimdi imam, hocanın “devleti yıktığını”, hoca da imamın “memleketi sattığını” söylüyordu...
Hangisine inansalar...
Türkiye gitmişti...

*

Her şey çok karışıktı...