Lübnan’ın çerçöpü

24 Ağustos 2015 Pazartesi

Ağaç da, park da, çerçöp de hayat/ memat meseleleri. Ama en baştan söyleyelim, Beyrut’taki “Kokuştun” (You Stink) hareketinden “Arap Baharı” da Gezi de çıkarmak zor. Lübnan’ı bilen çıkarmaz. Belki başka bir şey çıkar. Beş senedir kapısında sıcak savaş yaşanan, mezhebi fay hatlarıyla bölünmüş, nüfusunun dörtte birine ulaşan sığınmacı akını yaşamış, idari sistemi segregasyona dayalı bir Arap ülkesinin siyasilerinin, demokratik hareketliliğe en azından zihin dünyasının bizimkilerden daha açık olabildiği…
İzah edelim.

***

2 milyon nüfuslu Beyrut bir aydır kokuyor. Sebebi başkentin güneyinde dolup taşan Naameh çöplüğünün 17 Temmuz’da civar ahalinin protestoları eşliğinde kapatılması, çöp toplama şirketi Sukleen’le kontratın dolması ve alternatif bulunamaması… Yaz sıcağında maskelerle dolaşan Beyrutlular, kendi çöplerini yakıp toksik bulutlara yol açıyor, UBER servisine çöp toplattırıp dağı tepeyi çöplüğe çeviriyor. Sağlık Bakanı Wael Abu Faour’un ifadesiyle “ülke sağlık felaketinin eşiğinde”.
Sabır öyle taştı ki onyıllar sonra ilk kez yolsuz siyasi elitine karşı, mezhepler ötesi birlik sergilendi. Protestoların başını çeken “Kokuştun” isimli grubun parlamentoya yürüme amaçlı barışçı eylemi ise polis zorbalığıyla bastırıldı. Göz yaşartıcı gaz, tazyikli su, plastik mermi, coplama... Onlarca insan yaralandı, gözaltına alındı.

***

Buraya kadar bildik vahim manzara… Peki, ne oldu? Eğitim Bakanı Elias Bou Saab, Bu hükümetin parçası olmaktan onur duymuyorum” dedi. Sağlık Bakanı Wael Abou Faour, “Güç kullanımı kararı alanlar hesap vermeli” diyerek göstericilere heyet oluşturup Başbakan’la görüşme çağrısı yaptı. Hür Yurtsever Hareket’ten Nebil Nicolas, aşırı güç kullanımının sorumlusu bulunana dek vekilliğini askıya aldı. Sünnilerin Hariri blokundan İçişleri Bakanı Nuhad el Maşnuk ise “Ben yurtdışındaydım, talimat vermedim” diyerek sıyrılmaya çalışırken, gözaltına alınanların bırakılmasını emretmek zorunda kaldı.
Kimse poşu/maske taktı diye “terörist” muamelesi görmüyor. Kimse ailelerini yuhalattırmıyor. Kimse darbeden söz etmiyor. Faşizan yasa tasarısı hazırlanmıyor. Sosyal medyadaki paylaşımlar yüzünden kimse hapiste değil.

***

Çöp öfkesinin “Halk rejimin devrilmesini istiyor” sloganı ise “bahar” anıştırmalarına vesile. Suriye çatışmasından beri Lübnan’a bir sonraki yangın yeri diye bakılsa da bu çöpten bahar çıkmaz. Bunlar “ulusal birlik hükümeti” görünümündeki “hükümetsizliğin” sonuçları, bu hükümetsizlik de çöp krizinin sebebi.
Lübnan’da güç paylaşımı sisteminde cumhurbaşkanı Hıristiyanlar, başbakan Sünniler, parlamento başkanı Şiilerden seçiliyor. Görevi Mayıs 2014’te dolan eski Cumhurbaşkanı Mişel Süleyman’ın yerine bir yıldır kimse seçilemedi. Sebebi, 8 Mart Bloku’nun öncüsü Hizbullah ve desteklediği Hür Yurtsever Hareket’ten Michel Aoun ile 14 Mart Bloku’nun başını çeken Sünnilerin (Saad Hariri’nin) Gelecek Hareketi ve desteklediği Lübnan Kuvvetleri lideri Samir Ca’ca, ama asıl gerçekçi olasılık olarak Kataeb lideri Samir Gemayel arasındaki rekabet. Bu arada milletvekilleri görev sürelerini iki kez uzattı, seçimleri de 2017’ye attılar.

***

Lübnan 15 yıl süren iç savaştan 1990’da çıkan, siyasi rekabetten çıkamayan, altyapı sorunlarını çözememiş memleket. Planlama yok. Neoliberal yılların da mirası olarak elektrik, su, çöp, internet hep dert… İsyan koşulları elverişli görünse de fay hatları izin vermez. İsrail’le son savaştan beri gücü artan Hizbullah bir yanda, Suriye çatışmasıyla güçsüz düşen ve Selefilerin palazlandığı Sünniler öte yanda. Ve iki kanat arasında bölünen Hıristiyanlar…
Yaşananlar oydaşmacı segregasyon sisteminin sağladığı sınırlı siyasi istikrarın dayandığı noktayı gösteriyor. Ha çok zorlanırsa belki savaş çıkarılır ama iç savaş hayaletiyle o da zor. Dileyelim ki Lübnanlılar bu çöplükten kurtulsun.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

ABD’de darbe tehdidi 7 Eylül 2018
Zaharçenko darbesi 5 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları