“Çevrimdışı” bir bilgisayar terimi. Bu terimle bir bilgisayarın herhangi bir ağa, örneğin internete bağlı olmadığı, veri alıp göndermeye hazır olmadığı belirtiliyor. “Offline”a karşılık olarak bulunmuş güzel bir sözcük. Efe Duyan, Gonca Özmen, Gökçenur Ç., Kadir Aydemir, Selahattin Yolgiden gibi 2000’li yılların başında yazmaya başlayan şair ve yazarların çıkardığı yeni edebiyat dergisinin adı “Çevrimdışı İstanbul”. “Uzun zamandır kendimizi hiçbir edebiyat dergisine ait hissetmiyoruz. Hatta kendimizi edebiyat ortamında da görmüyoruz. Ne gençler bizi yeterince genç buluyor ne ustalar kendilerince usta” dedikten sonra “Çevrimdışı olduğumuzu düşünüyoruz” diye sözü sürdürmüşler “Başlarken” başlıklı yazılarında. Yani edebiyatta çevrimiçi olmak için bu dergiyi çıkartıyorlar. 40’lı yaşlarına geldikleri için biraz geç kaldıkları düşünülebilir ama edebiyat içinde var olmanın yolunun da dergi çıkartmaktan geçtiği gerçek. Özellikle kuşaklar dergilerle var oluyor. Garip için “Yaprak”ın, İkinci Yeni için “Pazar Postası”nın, 50 Kuşağı için “a Dergisi”nin, 60 Kuşağı için “Halkın Dostları”nın, 70 Kuşağı için “Türkiye Yazıları”nın, 80 Kuşağı için “Üç Çiçek”in bu nedenle önemi vardır.
Şairin, yazarın kendini çevrimdışı, yani dışlanmış, bağları kopmuş hissetmesi oldukça normal. Yayıncılık sektörünün gelişip kültür endüstrisinin bir parçası olması, kitapların çok satıp çok gelir getirmesi ile edebiyat sadece romandan ibaretmiş gibi görülmeye, gösterilmeye başlandı. Edebiyatta varolmanın doğal süreci olan dergilerde eserlerini yayımlatmak, daha sonra kitap çıkartmak gözardı edilip gökten inme yazarlar yaratılmaya başlandı. Edebiyat emeği küçümsendi, bunun sonucu olarak da edebiyat dergileri çevrimdışı kaldılar. Şairlerin, yazarların okudukları meslek içi yayınlar haline geldiler.
İnternetin gelişmesi ile birlikte haber almanın, yazdıklarını okura ulaştırmanın kolaylaşması da bu süreci hızlandırdı, edebiyat dergileri iyice gündem dışı kaldı. 1996’da Öküz ile başlayan 2000’lerin başında Hayvan’la süren yeni bir dergicilik türü başlattı şair – mizah yazarı Metin Üstündağ. Mizah dergilerinin yüz binlere varan okurunu edebiyatla buluşturacak bir dergicilik anlayışı oluşturdu. Yaklaşımıyla, mizanpajıyla ve kâğıdıyla mizah dergilerini hatırlatan, popüler yazarla, sanatçıyla en ciddi edebiyatçıyı aynı sayfalarda yayımlayabilen bir dergicilik. Orhan Pamuk’la Tarkan’ın, Turgut Uyar’la Ankaralı Turgut’un bir arada olabileceği dergiler...
Bu yeni dergicilik anlayışının furya halini alması ise 2013’te Metin Üstündağ’ın Ot’u çıkartması ile oldu. İnternet nedeniyle biten dergi sektörüne, hızla okur kaybeden mizah dergicilerine yeni bir nefes gibi geldi Ot. Art arda benzerleri çıkmaya başladı. Fil, Kafa, Deve, Bavul, Cins, Pul Biber... Aynı anlayışta, aynı içerik ve görünümde onlarca dergi yayımlanıyor. Sanki tüm dergileri tek bir yayın yönetmeni ve grafiker hazırlıyor gibi.
Diğer yanda ise çevrimdışı kalan edebiyat dergileri kapalı devre yayın hayatlarını sürdürmekle kalmıyor, kolaylaşan baskı teknikleri ile her geçen gün sayıları artıyor. Hemen her ilde, her ilçede edebiyat ve şiir dergisi yayımlanıyor. Yüzlerce edebiyat dergisi var ve bunlar kitapçılara ulaşamadıkları için takip etmek imkânsız. Çevrimdışı İstanbul’u kutlarken geçen ay çıkan İAN Edebiyat’tan, yayına hazırlanan Çoğul’dan, Sözcükler’in 10. yılını tamamladığından söz ediyoruz.
Kâğıda basılı dergicilik böyle bir gelişim içindeyken diğer yanda internet ortamında bloglarda, wattpad gibi uygulamalarda bambaşka bir yazarlar kuşağı yetişiyor ve onlar için de hem edebiyat dergileri, hem de Ot’giller çevrimdışı.
Edebiyat dergileri çevrimdışı mı?
Yazarın Son Yazıları
‘7 Mart 1924 Ruhu’na dönerken
Ara Güler Müzesi
Yayıncılıkta kırmızı alarm
Boğaziçi’nin yok ettiğimiz görünümü
Okul kütüphanelerimizin durumu vahim
Sanatta KDV düşerse ne olur?
Türkülerin kardeşliği adına
Üçüncü Yeniler’in başarısı
Günümüz sanatçıları ne yapıyor?
Varlık’la geçen yıllarımız
25 yıl ve daha fazlası
‘Kubbesiz, minaresiz cami olmaz’
Nâzım Hikmet külliyatı neden tam değil?
Şiir için ineğini satan şair
Seray Şahiner’le tanışmalarım
Şair turizmi, çeviri ticareti
TOKİ’nin kültür hamlesi ne anlatıyor?
Türkiye’nin ‘Anti Amazon Yasası’ olacak mı?
Büstü dikilen öğretmen
‘Edebiyatı Takip Ediyoruz’
İzmir’de İstanbul manzarası
50 yıllık emek
‘Denize inmek medeniyetin işaretidir’
Biz sana teşekkür ederiz Ülkü Tamer
Okuma kültürü seferberliğine var mısınız!
Nilüfer’de şiir var, edebiyat var!
Kırpıntı kadar değerimiz var mı?
Yunus Emre Enstitülerinde yeni dönem
Klasik müziğin en sevilenleri
Sabahattin Ali’nin Şehirleri
Attilâ İlhan Yaratıcı Yazarlık Merkezi’ne ne oldu?
Röportaj vermek’ mümkün mü? Metin Celal yazdı...
‘Kültürel kalkınma’ mı ‘kültürle kalkınma’ mı?
Enver Ercan’ı çok özleyeceğiz
‘Dünyanın ilk büyük portre fotoğrafçısı’
Bibliyofobi
Müzik listelerindeki karmaşa
Mahzuni’ye saygı
‘Mersin’de çok güzel şeyler oluyor’
‘Ben halkın kendisi, bir parçasıyım’