Boğaziçi’nin yok ettiğimiz görünümü
Metin Celal
Son Köşe Yazıları

Boğaziçi’nin yok ettiğimiz görünümü

22.08.2018 06:00
Güncellenme:
Takip Et:

Haliç’ten Boğaz’a doğru yol alıyor gezi teknesi. Teknede gazeteciler, akademisyenler, yazar ve öğrenciler var. Dr. Sedat Bornovalı Boğaz kıyısındaki binalardan yola çıkarak, anekdotlarla, hoş hikâyelerle, satır aralarında önemli eleştirilerle, benden duymuş olmayın diyerek Boğaziçi’nin mimari tarihinden parçalar naklediyor, günümüzde nelerin, nasıl değiştiğini örnekliyor.
Geziye çıkma amacımız Sedat Bornovalı’nın Timaş Yayınları’ndan çıkan Boğaziçi’nin Tarih Atlası kitabının tanıtımı. Ama Boğaz’ın derinliklerine doğru yol aldıkça benim için Boğaziçi’nin mimari değişiminin somut örneklerle araştırması halini alıyor.
Sedat Bornovalı’nın kitapta anlattığı rotadan, Avrupa yakasını izleyerek yol alıyoruz. İlk gözümüze çarpan 1. derece sit alanında, koruma altındaki binaları yıkmasıyla ünlü Galataport. Becerikli müteahhitlerin tabii ki izin alarak yıktıkları Yolcu Salonu, Paket Postanesi gibi sadece bina olarak değil tarihi anlamda da önemi olan yapıları yâd ederek giriyoruz Boğaz’a. İnşaat başladığında çevresinde antrepolar bulunduğu için uyumlu bir proje izlenimi veren Emre Aralot imzalı Resim Heykel Müzesi binası artık dokuyla tamamen çelişik olarak ne zaman bitecek acaba diye merak ettiriyor.
Boğaz’ın görünümüyle tam bir tezat oluşturması amacıyla projelendirildiğini düşündüğüm, her gördüğümüzde eski belediye başkanı Kadir Topbaş’ın esefle kulağını çınlatacağımız Hakan Kıran imzalı Martı Projesi’ne geliyoruz. Deniz ciddi bir şekilde doldurulmuş. İnşaatta herhangi bir faaliyet göze çarpmıyor. Hedeflendiği gibi projenin 2018 sonuna yetişmesi mümkün görünmüyor. Bunun nedeninin yeni İBB Başkanı Mevlut Uysal’ın, Boğaz’ın görünümünü yasaya uygun şekilde korumaya kararlı olması ve eleştirileri göz önüne alarak martıdan vazgeçip projede tadilat yaptırması olduğunu düşünüyorum. Tabii ki böyle bir şey yok. Bu benim hüsnü kuruntum.
Sedat Bornovalı Dolmabahçe Sarayı ve onu izleyen saraylar silsilesinin Osmanlı’nın yapılaşma mantığı ile nasıl yapıldığını anlatıyor. Dolmabahçe’de sultan, onun yanındaki köşkte veliaht, sonra da hanım sultanlar, vezirler... Böylelikle Boğaz kıyılarındaki köşklerin, yalıların dizilişlerindeki hiyerarşiyi de anlamlandırıyoruz. Boğaz’da sarayla doğrudan ya da dolaylı ilişkisi olmayan hiç kimsenin köşkü, yalısı yok.
Korumayla ilgili kurumlarımız, yasalarımız hatta Boğaziçi ile ilgili özel bir yasa ve Boğaziçi İmar Müdürlüğü olmasına rağmen yasaları delmenin yolunu bulup yeni inşaatlar yapmayı sevdiğimiz malum. Hükümetler de sürekli yıkıp yapmayı destekliyor. Bunun en ironik örneği 1983’te “Boğaziçi alanının kültürel ve tarihi değerlerini ve doğal güzelliklerini kamu yararı gözetilerek korumak ve geliştirmek ve bu alandaki nüfus yoğunluğunu artıracak yapılanmayı sınırlamak” olan, 2960 sayılı Boğaz Yasası’nı çıkartan 12 Eylül darbe hükümetinin Boğaz’daki en büyük yapılaşmaya yol açan yasal boşluğu yaratmış olması.
Boğaz kıyılarındaki gözümüzü tırmalayan ucube apartmanların hemen tamamı o yasal boşluktan yararlanarak yapılmış. Arka planda görünümü bozan gökdelenler ve toplu konutlar da bu sayede yapılıyor. Boğaz kıyılarında hangi yapıların hangi kurnazlıkla yapılabilmiş olduğunu tahmin etmeye çalışıyorum. Çay bahçesi olarak kurulan eğlence yerleri çevrelerindeki yeşil alanları yutup çok katlı yapılar haline nasıl dönüşmüş olabilir? Yasaya rağmen yeni yalılar nasıl yapılmış? Üzerindeki yapılar tamamen yıkılan GS Adası örneğinde olduğu gibi Boğaz’ın diğer alanlarında aynı hassasiyet gösterilemiyor mu? Merak etmemek elde değil. Son imar affı ile yasası bir kez daha delinen Boğaz’a nasıl müdahaleler yapılacak, kaçak katlar, yapılar nasıl yasallaşacak, birdenbire nasıl uyumsuz yapılar zuhur edecek, onu da göreceğiz.  

Yazarın Son Yazıları

‘7 Mart 1924 Ruhu’na dönerken

‘7 Mart 1924 Ruhu’na dönerken

Devamını Oku
12.09.2018
Ara Güler Müzesi

Ara Güler Müzesi

Devamını Oku
05.09.2018
Yayıncılıkta kırmızı alarm

Yayıncılıkta kırmızı alarm

Devamını Oku
29.08.2018
Boğaziçi’nin yok ettiğimiz görünümü

Boğaziçi’nin yok ettiğimiz görünümü

Devamını Oku
22.08.2018
Okul kütüphanelerimizin durumu vahim

Okul kütüphanelerimizin durumu vahim

Devamını Oku
15.08.2018
Sanatta KDV düşerse ne olur?

Sanatta KDV düşerse ne olur?

Devamını Oku
08.08.2018
Türkülerin kardeşliği adına

Türkülerin kardeşliği adına

Devamını Oku
01.08.2018
Üçüncü Yeniler’in başarısı

Üçüncü Yeniler’in başarısı

Devamını Oku
25.07.2018
Günümüz sanatçıları ne yapıyor?

Günümüz sanatçıları ne yapıyor?

Devamını Oku
18.07.2018
Varlık’la geçen yıllarımız

Varlık’la geçen yıllarımız

Devamını Oku
11.07.2018
25 yıl ve daha fazlası

25 yıl ve daha fazlası

Devamını Oku
04.07.2018
‘Kubbesiz, minaresiz cami olmaz’

‘Kubbesiz, minaresiz cami olmaz’

Devamını Oku
27.06.2018
Nâzım Hikmet külliyatı neden tam değil?

Nâzım Hikmet külliyatı neden tam değil?

Devamını Oku
20.06.2018
Şiir için ineğini satan şair

Şiir için ineğini satan şair

Devamını Oku
13.06.2018
Seray Şahiner’le tanışmalarım

Seray Şahiner’le tanışmalarım

Devamını Oku
06.06.2018
Şair turizmi, çeviri ticareti

Şair turizmi, çeviri ticareti

Devamını Oku
30.05.2018
TOKİ’nin kültür hamlesi ne anlatıyor?

TOKİ’nin kültür hamlesi ne anlatıyor?

Devamını Oku
23.05.2018
Türkiye’nin ‘Anti Amazon Yasası’ olacak mı?

Türkiye’nin ‘Anti Amazon Yasası’ olacak mı?

Devamını Oku
16.05.2018
Büstü dikilen öğretmen

Büstü dikilen öğretmen

Devamını Oku
09.05.2018
‘Edebiyatı Takip Ediyoruz’

‘Edebiyatı Takip Ediyoruz’

Devamını Oku
02.05.2018
İzmir’de İstanbul manzarası

İzmir’de İstanbul manzarası

Devamını Oku
25.04.2018
50 yıllık emek

50 yıllık emek

Devamını Oku
18.04.2018
‘Denize inmek medeniyetin işaretidir’

‘Denize inmek medeniyetin işaretidir’

Devamını Oku
11.04.2018
Biz sana teşekkür ederiz Ülkü Tamer

Biz sana teşekkür ederiz Ülkü Tamer

Devamını Oku
04.04.2018
Okuma kültürü seferberliğine var mısınız!

Okuma kültürü seferberliğine var mısınız!

Devamını Oku
28.03.2018
Nilüfer’de şiir var, edebiyat var!

Nilüfer’de şiir var, edebiyat var!

Devamını Oku
21.03.2018
Kırpıntı kadar değerimiz var mı?

Kırpıntı kadar değerimiz var mı?

Devamını Oku
14.03.2018
Yunus Emre Enstitülerinde yeni dönem

Yunus Emre Enstitülerinde yeni dönem

Devamını Oku
07.03.2018
Klasik müziğin en sevilenleri

Klasik müziğin en sevilenleri

Devamını Oku
28.02.2018
Sabahattin Ali’nin Şehirleri

Sabahattin Ali’nin Şehirleri

Devamını Oku
21.02.2018
Attilâ İlhan Yaratıcı Yazarlık Merkezi’ne ne oldu?

Attilâ İlhan Yaratıcı Yazarlık Merkezi’ne ne oldu?

Devamını Oku
14.02.2018
Röportaj vermek’ mümkün mü?

Röportaj vermek’ mümkün mü? Metin Celal yazdı...

Devamını Oku
07.02.2018
‘Kültürel kalkınma’ mı ‘kültürle kalkınma’ mı?

‘Kültürel kalkınma’ mı ‘kültürle kalkınma’ mı?

Devamını Oku
31.01.2018
Enver Ercan’ı çok özleyeceğiz

Enver Ercan’ı çok özleyeceğiz

Devamını Oku
24.01.2018
‘Dünyanın ilk büyük portre fotoğrafçısı’

‘Dünyanın ilk büyük portre fotoğrafçısı’

Devamını Oku
17.01.2018
Bibliyofobi

Bibliyofobi

Devamını Oku
10.01.2018
Müzik listelerindeki karmaşa

Müzik listelerindeki karmaşa

Devamını Oku
03.01.2018
Mahzuni’ye saygı

Mahzuni’ye saygı

Devamını Oku
27.12.2017
‘Mersin’de çok güzel şeyler oluyor’

‘Mersin’de çok güzel şeyler oluyor’

Devamını Oku
20.12.2017
‘Ben halkın kendisi, bir parçasıyım’

‘Ben halkın kendisi, bir parçasıyım’

Devamını Oku
13.12.2017