Yayıncılıkta kırmızı alarm

29 Ağustos 2018 Çarşamba

2017’den beri kitap satışlarında bariz bir düşüş söz konusu. Geçen yıl Milli Eğitim Bakanlığı’nın sınav sisteminde yaptığı ani değişiklik sonucu yayıncılık sektöründe yaşanan 560 milyon dolarlık zararla birlikte tüm kitap perakende sektörünü olumsuz etkilendi. Türkiye’nin en büyük kitap dağıtımcılarından Final Pazarlama’nın konkordato ilan etmesi ilk ve önemli örnek. Yeni konkodatolar, iflaslar gelebilir.
Yayıncılık sektörünü esas sıkıntıya sokansa üretiminin dövizle, satışının ise Türk Lirası ile olması. Döviz kurlarındaki her artış kitap üretim maliyetlerinin artmasına neden oluyor.
Türkiye’nin kitap ve gazete kâğıdı üretimini yapan SEKA 2005 yılında tamamen özelleştirildi ve tüm kâğıt fabrikaları kapandı. Türkiye gazete ve kitap kâğıdında tamamen dışa bağımlı hale geldi.
Kitap kâğıdı Avro ile alınıyor. Merkez Bankası rakamlarına göre 2 Ocak 2018’de 1 Avro 4.55 TL, 27 Ağustos 2018’de 1 Avro 7.21 TL’ydi. Yüzde 58’lik bir fark söz konusu. Bu fark kitap kâğıdının fiyatına otomatik olarak ekleniyor.
Bu da yetmezmiş gibi dünya çapında yaşanan kâğıt fiyatlarındaki artışlar da Türkiye’deki kitap kâğıdı fiyatlarına yansıyor. Ocak ayından bu yana kitap kâğıdına döviz bazında tam dört kez zam geldi. Yani hem kâğıdın Avro olarak fiyatı arttı hem de Avro değer kazandı. Yılbaşında bir ton kitap kâğıdını 750 Avro’ya yani 3.412 liraya alırken şimdi 850 Avro’ya 6.128 liraya alıyoruz. yüzde 79.6 artış söz konusu.
Bu yıl başında kâğıda zam yapılmasının yanında Türkiye kâğıt kotaları da mevcut rakamın dörtte birine düşürülmüş. Avro’daki değişimden ve yapılan stoklar nedeniyle kâğıt temininde güçlükler yaşanıyor. Kotadaki bu büyük düşüş nedeniyle kâğıt sıkıntısının önümüzdeki aylarda daha da artması bekleniyor. Bu hafta bazı dergiler ve gazeteler kâğıt yokluğundan çıkmadı, bazıları da çıkamayacak.
2017’de Türkiye yayıncılık sektörü reel olarak büyümüş olmasına rağmen Türk Lirası’nın değer kaybı nedeniyle dünyanın en büyük 11. yayıncılık sektörüyken on altıncılığa düşmüştü. Şimdi bu düşüş çok daha trajik olacak.
Türkiye Yayıncılar Birliği Başkanı Kenan Kocatürk’ün söylediği gibi yerli kâğıt üretimine başlamak temel çözüm olarak görünüyor ama hemen bir kâğıt fabrikası kurulamayacağı gözönüne alınırsa en hızlı ve etkili tedbir kitap kâğıdına uygulanan yüzde 18 KDV’nin kaldırılması olabilir.
Dövize bağlı bir diğer maliyet unsuru da çeviri eserler için ödenen telif. Telifler esas olarak dolar olarak ödeniyor. 2 Ocak 2018’de 1 USD 3.77 TL, 27 Ağustos 2018’de 1 USD 6.21 TL. Yani 2018 başında bir kitabın telif ücreti olarak 1000 USD karşılığı olarak 3.770 TL öderken şimdi 6.210 TL ödemek durumundalar. Telif bedeli yüzde 64 artmış.
Bu konuda yabancı yayıncılar ve ajansların göstereceği anlayış ve yaklaşım önemli. Türkiye’de yaşananlar dikkate alınarak fiyatlandırma yapılırsa ve yeni sözleşmelerde istenen avans tutarlarından vazgeçilirse belki bir çözüm olur. Bunun için girişimler yapılmalı.
Kitabın üretim maliyeti ortalama yüzde 70 artarken okurlar kitap fiyatlarında yüzde 10 artışı bile büyük tepkiyle karşılıyor. Devalüasyonların perakende satışlara olumsuz etkisi biliniyor. İlk vazgeçilen de kültür ürünleri, kitap oluyor. Kitap satışlarının daha da düşeceğini öngörebiliriz. Bu da yayıncılık sektörünün daha da küçülmesi demektir. Bakanlar kendi sektörleri için tedbirler alıyor, uygulamaya geçenler bile var. Kırmızı alarm veren yayıncılık sektörü de Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un acilen yayıncılık sektörünü destekleyici tedbirleri açıklamasını bekliyor.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Ara Güler Müzesi 5 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları