Koyun kimin koynunda? Bir Davutoğlu vardı, ne oldu ona?
Özgür Mumcu
Son Köşe Yazıları

Koyun kimin koynunda? Bir Davutoğlu vardı, ne oldu ona?

29.06.2016 06:00
Güncellenme:
Takip Et:

90’lı yılların bir şarkıda parlamış pop şarkıcısı dahi en azından bazı arkadaş ortamlarında kırk yılda bir sohbet konusu olur. Bir eğlencelik şarkının bile yeri gelir böyle on yıllarca hatırı olur. Aslında kadirşinas bir milletin çocuklarıyız. Bir yerden bir şey dokunmaya görsün, illa yıllar sonra onu yâd eden birileri bulunur. Eften püften görünsün, ama ne!
Baktığınızda şarkısı da vardı. “Davutoğlu Ahmet Hoca, bir yiğit adam.” Ama işte olmayınca olmuyor. Onun o leziz ve selis şümullü idrakinin hakkı bilinemedi. Hadi kendimi geçtim. Milli irade düşmanı, vatansız bir hainim. Neredeyse tescilli. Ama benim bile aklıma arada sırada “o güzel insanlar, o güzel atlara binip gittiler” diye düşüyor. Acaba hangi ata bindi, nereye gitti diye gözüm dalıveriyor. Gelgelelim, siyasette çarpmanın toplama üzerinde dağılma özelliğine ve kesirlerde sadeleştirmeye iman etmiş sayın Erdoğan sevgili hocayı unutuverdi.
Çarptı, dağıttı, etrafını sadeleştirdi ve Davutoğlu Ahmet Hoca ıskartaya çıkıverdi.
Hadi bununla kalınsa yine iyi. Adamcağız, Rus uçağının düşürülmesi emrini ben verdim diyerek göğsünü kabarttı, dik durup eğilmemeye gayret etti. Netice? Sayın Erdoğan, Ruslara bakılırsa Rusya’dan özür diledi.
Değerli yalnızlığın isim babası, sarayın sesi İbrahim Kalın’a kalırsa “kusura bakmayın” dedi.
İmdi, sayın Erdoğan’ın özür dilemesi beklenemez. Bir defa dik durup eğilmemenin ve “yumuşak başlıysam kim demiş ki uysal koyunum” ruh halinin mermerden bir kaidesi. Zaten kendisi de özür dilemeyeceğini, özür dilemesi gereken bir taraf varsa onun da Rusya olduğunu gayet sarih bir şekilde açıklamıştı. İnsan soyu insan soyu olalı böylesine kararlı bir dik duruş ve böylesine bir “kim demiş ki uysal koyunum” isyanı görmemişti..
Daha bir süre sayın Erdoğan’ın Putin’e gönderdiği Rusça mektuptaki ifadenin tam olarak ne manaya geldiği tartışılacak. Tabii iştir ki özellikle muhalif şer odakları meseleyi yeterince araştırmayacak. Oysa uçak muçak düşmede Putin’e “kusura bakma” meselesi bir güzel izah edilmişti.
Vakti zamanında, G-20 zirvesinde, bugünkü pax İsraeli’nin mimarlarından sayın Sinirlioğlu’nun da haziruna dahil olduğu bir ortamda Putin’le görüşmeden az evvel sayın Erdoğan’ın çok kritik bir ifadesi vardı. Elbette bunu ancak kulislere hâkim ve bilgisi sayın Davutoğlu gibi irfanına denk eşhas fark etti. Önce sayın Erdoğan’a biraz önce görüştüğü Merkel’le toplantısının nasıl geçtiği sorulmuştu ve o da demişti ki “Good, very good.
Devamında fuayedeki ikramlıktan bir nektarin almıştı. (Bir beyaz Türk meyvesi de böylece demokratikleşti.) Önce bıçakla kesmek istedi sonra bir an durakladı ve şöyle dedi “Kusura bakmayın ısırarak yiyeceğim.”
Moskof’un o biçare çarı iyi bilsin ki karşısında ne bir mankurt ne de ruhu köreltilmiş bir mujik vardır. Önüne dikilen o uysal olmayan koyun, kendisine o nektarinle zamanında mesajların en güzelini vermiştir.
Ah biz o koyuna kurban.
Ha bir Davutoğlu vardı, ne mi oldu ona?
Rus uçağının düşürülme emrini verdiğini söylemesiyle kaldı.
Koyun deyip geçmeyeceksin. Hele Konya Karaman’ın koyunuyum diye övüneceksen, sonradan çıkan oyunlara şaşırmamayı bileceksin.
Davutoğlu’nun seçim şarkısı sayın Erdoğan’ın yörüngesindekilere ders olsun:
Reisle girdi kol kola, adam kim, yiğit kim, doğru kim, dürüst kim?”
Zamanında dendiği üzere “yanlış şarkı, doğru yaşanmaz.”

Yazarın Son Yazıları

Tutuklu yargı

Tutuklu yargı

Devamını Oku
05.09.2018
Ete doyan vatandaş balığa yöneliyor

Ete doyan vatandaş balığa yöneliyor

Devamını Oku
30.08.2018
Kimiz biz?

Kimiz biz?

Devamını Oku
29.08.2018
Trump gidiyor mu?

Trump gidiyor mu?

Devamını Oku
23.08.2018
Milli birlik (22.08.2018)

Milli birlik

Devamını Oku
22.08.2018
Gemi ve kaptan

Gemi ve kaptan

Devamını Oku
15.08.2018
Yazık ettiniz efendiler

Yazık ettiniz efendiler

Devamını Oku
11.08.2018
Krizin faturası (08.08.2018)

Krizin faturası

Devamını Oku
08.08.2018
Trump, Erdoğan, Brunson

Trump, Erdoğan, Brunson

Devamını Oku
04.08.2018
Brunson meselesi

Brunson meselesi

Devamını Oku
02.08.2018
Yapalım yargıda şeyini...

Yapalım yargıda şeyini...

Devamını Oku
28.07.2018
Orta ve Doğu Avrupa’yı gezerken

Orta ve Doğu Avrupa’yı gezerken

Devamını Oku
25.07.2018
Anayasa yok

Anayasa yok

Devamını Oku
14.07.2018
Afrika tipi başkanlık

Afrika tipi başkanlık

Devamını Oku
11.07.2018
Muhalefet partilerinin hali

Muhalefet partilerinin hali

Devamını Oku
07.07.2018
Yılgınlık

Yılgınlık

Devamını Oku
04.07.2018
Soylu ne yapıyor?

Soylu ne yapıyor?

Devamını Oku
30.06.2018
Nasıl olacak? (28.06.2018)

Nasıl olacak?

Devamını Oku
28.06.2018
Demokrasi. Şimdi!

Demokrasi. Şimdi!

Devamını Oku
23.06.2018
Büyük uzlaşmaya doğru

Büyük uzlaşmaya doğru

Devamını Oku
20.06.2018
Bir hafta kala

Bir hafta kala

Devamını Oku
16.06.2018
Az kaldı

Az kaldı

Devamını Oku
13.06.2018
İhtimaller

İhtimaller

Devamını Oku
09.06.2018
Adayı alkışlamak

Adayı alkışlamak

Devamını Oku
06.06.2018
En tuhaf seçim

En tuhaf seçim

Devamını Oku
31.05.2018
Akıldışı

Akıldışı

Devamını Oku
30.05.2018
Nedir bu ‘senaryo’?

Nedir bu ‘senaryo’?

Devamını Oku
26.05.2018
Gençlik Bayramı

Gençlik Bayramı

Devamını Oku
19.05.2018
Tekme

Tekme

Devamını Oku
17.05.2018
Seçime damgasını vuranlar

Seçime damgasını vuranlar

Devamını Oku
16.05.2018
Bir umut

Bir umut

Devamını Oku
12.05.2018
T A M A M derken

T A M A M derken

Devamını Oku
10.05.2018
Sıkıcı manifesto

Sıkıcı manifesto

Devamını Oku
09.05.2018
Devlet imkânı

Devlet imkânı

Devamını Oku
03.05.2018
100 bin imza?

100 bin imza?

Devamını Oku
02.05.2018
Teşhis ve tedavi

Teşhis ve tedavi

Devamını Oku
28.04.2018
İlk tur, ikinci tur

İlk tur, ikinci tur

Devamını Oku
26.04.2018
Biraz dinlen

Biraz dinlen

Devamını Oku
25.04.2018
Geçmişin Türkiye’sinin erken seçimi

Geçmişin Türkiye’sinin erken seçimi

Devamını Oku
21.04.2018
Cin şişeden çıktı (18.04.2018)

Cin şişeden çıktı

Devamını Oku
18.04.2018