Aydın Engin

CHP durmasın, durulmasın

08 Mayıs 2017 Pazartesi

Bir önceki hafta CHP üstüne art arda iki Tırmık yayımlandı. Kıdemli okurlar bilir; bu pek sık olmaz. Hem ustalarımdan “Partilerin iç işlerine karışan, akıl veren yazılardan kaçın evlat” öğüdüne önem verdiğim için, hem de CHP’de o günlerde olup bitenlerin ülke sorunlarının ilk sırasında olmadığı için iki yazıyla yetindim.
Gel gör ki bitirdiğimiz haftaya yine CHP ile girdik. Genel Başkan Kılıçdaroğlu Kavga çıkaranı kapının önüne koyarım” diye ondan duymaya pek alışmadığımız bir çıkış yaptı. Yetmedi ardından Fikri Sağlar olağanüstü kurultay önerisiyle kazan kaldırdı. İster istemez üçüncü bir “kaynayan kazan CHP” yazısı kaçınılmaz oldu. Yazıldı. Rona Aybay arkadaşım dalgasını geçti. “Bu CHP sana başka konularda yazma fırsatı vermeyecek anlaşılan” diye takıldı.
O haklıymış. Hafta biterken CHP kazanından yine fokurtular yükselti. Selin Sayek Böke istifasını açıkladı.
Ama ne istifa!.. CHP’de bazı taşları yerinden oynatabilecek gerekçeleri art arda sıraladı.
Bu satırlar yazılırken CHP Parti Meclisi henüz toplanmıştı. Oradan yeni neler çıkacak bilemeyiz. Ama besbelli ki “bir şeyler” çıkacak.
Babam Terzi Sadık’ın diline pelesenk olmuş bir deyiş vardır:
Yerden göğe küp dizseler / en alttakini çekseler / Seyreyle sen gümbürtüyü...
CHP’de en alttan bir değil birkaç küp birden çekildi. CHP tepesinde hâlâ ve yeniden kendine bir yer arayan Deniz Baykal ilk küpü çekti. Sonuncusu da Selin Sayek Böke’den geldi...
Devamı gelir mi?
Gelir.
Gelsin...
Hani “Denizler durulmaz çalkalanmadan” demiş ya şair.
İşte o hesap. CHP çalkalansın, iyidir.
Ülke için iyidir. Parti için iyidir. Demokrasi için iyidir.
CHP ya 50 yıllık “Bir sosyal demokrat partiye dönüşme” serüvenini başarıya ulaştıracak ya da...
Ya da zor ve zorlu karar anlarında “devlet”in yanında saf tutacak. O devletin dizginlerini Tayyip Erdoğan ve tayfası ele geçirmiş bile olsa öyle saf tutacak.
Mesela “Anayasaya aykırı bile olsa...” diye başlayan cümleler kurmak ve HDP milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırılmasına “evet” demek gibi...
Mesela 16 Nisan referandumunun sonuçlarıyla hukuksuz bir ülkede hukuk yoluyla başa çıkma tercihinin referandum sonuçlarının yasallığını kabul etmek anlamına geldiğini göz ardı etmek gibi...
Yasal (legal) olanla meşru (legitim) arasındaki ince ama yaşamsal ayrımı göz ardı etmek, demokrasi mücadelesini de kısır bir alana sıkıştırıyor. “Demeç muhalefeti” ile yetinmek referandum kampanyası sırasındaki başarılı siyasal tercihi gölgeliyor.
Ama CHP eğer sahici bir sosyal demokrat partiye dönüşebilirse Sosyalist Enternasyonal üyesi bir parti olarak milliyetçiliğin her türünden uzak duracak; Kürt, Türk, Sünni, Alevi ayrımlarını elinin tersiyle bir yana itip yurttaştemelinde tüm özgürlüklerin ve demokrasinin yanında sağlam, güvenilir bir parti olacak.
O yüzden CHP çalkalanıyorsa iyidir.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

25 ay 13 gün sonra 16 Ağustos 2018

Günün Köşe Yazıları