Benim yalnız ülkem...

Benim yalnız ülkem...

25.05.2017 06:00
Güncellenme:
Takip Et:

Sine Ergün’e Avrupa Birliği Edebiyat Ödülü Brüksel’de görkemli bir törenle verildi

 

Yaşadığımız tüm haksızlıklara, korkunçluklara, felaketlere karşın arada iyi şeyler, güzel şeyler de oluyor...
Sözünü ettiğim güzellik, genç bir yazarımızın Sine Ergün’ün Avrupa Birliği Edebiyat Ödülü’nü kazanması...
Belçika’nın başkenti Brüksel’de “Concert Noble” adlı saraydayız... 1800’lerin ikinci yarısından kalma, neo-klasik, görkemli bir yapı... Gittikçe büyüyen salonlardan, kristal avizelerin altından, altın çerçeveli aynalar arasından geçip en görkemli salona varıyorsunuz...
Daha kapıdan 12 ülkeden 12 yazarın dev afişi sizi karşılıyor... Bu yıl ödül 12 ülkeden 12 yazara verildi. Arnavutluk, Bulgaristan, Çek Cumhuriyeti, Hollanda, Karadağ, İngiltere, İzlanda, Letonya, Malta, Sırbistan, Türkiye ve Yunanistan.
Avrupa Birliği Edebiyat Ödülleri her yıl veriliyor. Edebi zenginliklere, yetenek ve yaratıcı güce sahip genç yazarları keşfetmeyi amaçlayan ve Avrupa Kitapçılar Federasyonu, Avrupa Yazarlar Konseyi ve Yayıncılar Federasyonu tarafından düzenlenen Avrupa Birliği Edebiyat Ödülü’nü bu yıl kazananlardan biri de Türkiye’den Sine Ergün oldu.
Görkemli salonda tüm davetliler yerini aldıktan sonra müzik eşliğinde 12 yazar tek tek ülkeleriyle anons edilerek içeri çağırılıyor, dünyanın her yerinden gelmiş insanlar onları ayakta alkışlıyor.
Gecenin ve törenin sunucusu, BBC’nin ünlü gazetecisi Rosie Goldsmith ateş kırmızı giysileri içinde göz kamaştırıyor. Avrupa Birliği Eğitim Kültür Gençlik Bakanı Tibor Navracsics ve Avrupa Parlamentosu Başkan Yardımcısı Dimitrios Papadimoulis açış konuşmalarında ülkelerarası ilişkiler kurmakta siyasetten çok daha fazla kültür ilişkilerinin etkinliğinden söz ediyorlar. Edebiyatın “ötekini” tanımaktaki önemini vurguluyorlar... Bu ikisi, tören boyunca sahnede kalacaklar...
Her yazarla ilgili önceden çekilmiş küçük bir tanıtıcı film izliyoruz. Sonra yazar sahneye çağrılıyor. Kendi dilinde ödül alan kitaptan bir sayfa okuyor. (O sayfanın İngilizce çevirisini biz de sahnedeki beyazperdeden okuyoruz.) Sonra ödülü vermek üzere o ülkenin büyükelçisi ya da daimi temsilcisi ya da sırf bu tören için Brüksel’e gelmiş Kültür Bakanı sahneye çağrılıyor. Son olarak, yılların televizyoncusu Rosie yazara birkaç soru sorarak sahnede bir mini sohbet kuruyor.
Sıra Sine Ergün’e geldiğinde kanun hükmünde kararname öyküsünden bir sayfa okuyor. Koca salonda Türkçe çınlıyor. En çok alkışı alanlardan biri oluyor. Öykülerinin kısalığı, vuruculuğu, çarpıcılığı dile getiriliyor. Sine Ergün’ün öyküsü kadar sahnedeki sözleri, tavrı, duruşu, soruları yanıtlaması, kendine güveni de çarpıcı, vurucu ve etkileyici... Ödül alanların en genci o...
Hayır Türkiye’den ne Kültür Bakanı, ne bir büyükelçi ne de herhangi bir yetkili, devleti temsil edecek, bu büyük başarıyla onur duyacak kimse var bu salonda... Sine Ergün’ün eşi Murat, yazarın temsilcisi Ayser Ali ve Türkiye jürisi başkanı olduğum için ben, biz üçümüz dışında Türkiye’den kimse yok...
Bir kez daha zavallı yalnız ülkemin kültürü, edebiyatı sanatı yok sayışı içimi acıtıyor... Burada, bu onur ve gurur gecesinde yazarımız var, Türk edebiyatı var ama Türkiye yok, çünkü... Türkiye hükümeti 2016 sonunda Avrupa Kültür Sanat projelerinden çekilme kararı aldı.
Çünkü hükümetimiz Avrupa Yaratıcı Kültür-Sanat Projeleri programına kızdı. Bir Türk, bir Alman ve bir Ermeni sanatçıya “Ağıt” başlıklı bir beste ısmarlandı diye kızdı ve bundan böyle katılmama kararı aldı...
Açıklamam gerek: Edebiyat Yarışması 2016 başında duyurulduğundan ve Türkiye hükümeti yıl sonunda bu programı durdurma kararı aldığından biz çalışmamızı yıl sonuna dek tamamladık. Bu yarışma birkaç aşamalı gerçekleşiyor. Türkiye ayağının sorumluluğu, PEN Türkiye’ye verilmişti. Metin Celâl, Suat Karantay, Çiler İlhan, Tarık Günersel ve benden oluşan Türkiye jürisi 2015- 16 yıllarında yayımlanan öykü kitapları içinden Sine Ergün’ün “Baştankara” kitabını (Can Yayınları) seçtikten sonra, bu kitaptaki iki öyküyü İngilizceye çevirtip uluslararası jüriye gönderdi. Uluslararası jüri, tüm ülkelerin önerilerini aldıktan sonra seçimini yaptı.
İşte Brüksel’de görkemli bir edebiyat gecesi böyle geçti... Beni en etkileyen olaylardan biri de 12 yazar arasında birkaç gün içinde gelişen muhteşem dostluk ve dayanışma ilişkisiydi. Aralarındaki sıcaklık, etkileşim, dostluk tüm tören boyunca hissedilebilir neredeyse elle tutulur yoğunluktaydı. Tıpkı Türkiye’nin giderek sanat ve kültür dünya arenasından giderek çekilmesi, kendi içine ve yalnızlığına kapanması gibi...  

Yazarın Son Yazıları

Yok etmek/Yaratıcılık

Bir yanımda yaratıcılık, bir yanımda yok edicilik. İkisi de çekiştirip duruyor iki kolumdan.

Devamını Oku
04.12.2025
Tiyatro hazinemize yolculuk...

Duvardaki dev afişten fırlayıp kucaklaşacakmışız gibi bana bakan genç kadın, Suna Pekuysal.

Devamını Oku
30.11.2025
Hukuk bitti

Dünkü gazetemizde, “Korkma Biz Kadınız!” başlığını görmek çok hoşuma gitti.

Devamını Oku
27.11.2025
Çocuklar için...

Çocuklarımız için neler neler yapmayız ki...

Devamını Oku
23.11.2025
Grup Yorum’dan mektup var

Ülkemin hapishaneler coğrafyasından sık sık mektup gelir.

Devamını Oku
20.11.2025
BACH, Diyarbakır'da...

Neredeyse 30 yıldır Hakan Erdoğan Prodüksiyon “Bach İstanbul’da” başlığıyla klasik müzik konserleri düzenler.

Devamını Oku
16.11.2025
Oktay Ekinci kitabı

Oktay Ekinci... Bu isim Cumhuriyet okurlarının hiç ama hiç yabancısı değil.

Devamını Oku
13.11.2025
Paris’ten Diyarbakır’a

Paris ve sonbahar.

Devamını Oku
09.11.2025
Her daim muhalif

“Ve sonunda Joan Baez hastalığı yendi, sağlığına kavuştu!”

Devamını Oku
06.11.2025
Susmak onaylamaktır

“Hava kurşun gibi ağır/ Bağır bağır bağırıyorum/ Koşun. Kurşun eritmeye çağırıyorum...”

Devamını Oku
02.11.2025
Küllerden doğan ışık

Cumhuriyetin 102. yıldönümünü dün kutladık.

Devamını Oku
30.10.2025
Bodrum Cup: Kuşaktan kuşağa ileri!

Ege’nin ortasında bir sabah...

Devamını Oku
26.10.2025
Tiyatro sorgulamaktır

Daha 29. Uluslararası İstanbul Festivali başlamamıştı.

Devamını Oku
23.10.2025
Filler ve Karıncalar

Prag Tiyatro Festivali’nden ayağımın tozuyla dönüp tüm gördüklerimi sizinle paylaşmaya hazırlanıyordum ki sevgili arkadaşım Genco Erkal’ın sesi kulağımın dibinde bitiverdi: “Çekya’yı bırak önce Cihangir’e bak!”

Devamını Oku
19.10.2025
Prag’dan sevgiler

Sevgili okurlar Prag’dayım.

Devamını Oku
16.10.2025
Jandarmalı-jandarmasız günler

Sabah 6.30’da kapı tekmeleniyor. Jandarma içeri dalıyor.

Devamını Oku
12.10.2025
Tiyatro ve siyaset

Bu yazının başlığı “Afife Jale Ödül Töreni’nin düşündürdükleri” olacaktı.

Devamını Oku
09.10.2025
Celladına âşık olmak...

Olmayan suçlar... Yazılmayan iddianameler... Yazılıp uygulanmayan kararlar... Ve hukuk ile guguk arasında yaşamaya devam çabası... Tamam yakınmayı bırakıp sadede geliyorum.

Devamını Oku
05.10.2025
Travmalarla yaşamak...

Nasıl yaşamak bu! Kâh gökyüzünde kanat çırpıyoruz kâh en dipsiz kuyuların derinliğinde kayboluyoruz.

Devamını Oku
02.10.2025
Yaşar Kemal’e adanan bayram

26 Eylül’de Ankara’da 93. Dil Bayramı’nı kutladık. Dil Derneği ve Çankaya Belediyesi’nin ortaklaşa etkinliği Yaşar Kemal’e adanmıştı.

Devamını Oku
28.09.2025
Ellerinde Toprak

“Sömürü bir bütündür. Bütün insan değerlerinin sömürülmesiyle, doğa değerlerinin hoyratça sömürülmesi bir arada gidiyor. Türkiye toprakları yıkıma uğratılıyor, hopur ediliyor. Biz Türkiye üstünde mirasyedileriz. Yıkımımızdan Türkiye’nin hiçbir insanı ve doğa değeri kurtulamıyor.”

Devamını Oku
25.09.2025
‘Üç Ayaklı Kedi’ İstanbul’da

İstanbul dolu dizgin.

Devamını Oku
21.09.2025
Nice yıllara Hrant Dink

15 Eylül, arkadaşımız, yoldaşımız, omuzdaşımız, ülkemin en aydın, en dürüst, en yararlı, en barışçı insanlarından Hrant Dink’in yaş günüydü.

Devamını Oku
18.09.2025
Düşme var düşüş var

Bundan önceki yazım şöyle bitiyordu: “Yeryüzü muhteşemdi. Türkiye’nin asla uygarlıktan, yaratıcılıktan, aydınlıktan ve gelecekten vazgeçmeyeceğine dair umutlarımız tazeleniyordu.”

Devamını Oku
07.09.2025
Büyülü aydınlık bir gece

Elbe Nehri’nin kıyısında görkemli mi görkemli o yapı bir mucize gibi yükseliyor.

Devamını Oku
04.09.2025
Hapishane ve ödül: Vicdan ve haysiyet

Hafta içinde hapisteki iki çok değerli insanımıza yine uluslararası ödüller verildi.

Devamını Oku
31.08.2025
Paramparça ve umut

Bunalıyorsunuz, kahroluyorsunuz, her yerde haksızlık, hukuksuzluk, adaletsizlik diyorsunuz...

Devamını Oku
28.08.2025
Dünyanın sesleri İstanbul’daydı

Bu başlığı yazdım. İstanbul’da bir haftadır süren o muhteşem coşkuyu paylaşacağım diye düşünürken birden bir suçluluk duygusuna kapıldım.

Devamını Oku
24.08.2025
Edremit Kitap Fuarından...

Edremit Kitap Fuarı’ndayım...

Devamını Oku
21.08.2025
Diyanet suç işliyor!

Diyanet İşleri Başkanlığı suç işliyor.

Devamını Oku
17.08.2025
Tiyatro durakları...

Adaletten eğitime, sağlıktan beslenmeye, her şeyin sahtesine, zehirlisine mahkûm edildiğimiz, yalanlarla kuşatıldığımız şu günlerde kimi alanlarda hakikatle, sahici olanla karşılaşmak iyi geliyor insana.

Devamını Oku
14.08.2025
Bodrum’un markasına dönüşen bale festivali

Son yıllarda adeta Bodrum’un kültür markasına dönüşen Uluslararası Bodrum Bale Festivali’nden söz edeceğim.

Devamını Oku
10.08.2025
Algılamanın sınırsızlığı

20. ve 21. yüzyıl tiyatrosuna damgasını vuran dâhi Robert Wilson tedavi olmak istemeyerek New York Long Island’da kurmuş olduğu Watermill Eğitim ve Üretim Merkezi/okul/ müze/kültür merkezinde son ana dek çalışarak 31 Temmuz’da öldü.

Devamını Oku
07.08.2025
Türkiye’nin Aydınlık Yüzü / Belleğimizin Bekçisi: Metin Sözen

Metin Sözen: (24 Mayıs 1936, Harput, Elazığ-31 Temmuz 2025, İstanbul)...

Devamını Oku
03.08.2025
Herkes için sanat: Anadolu Sergileri

Yılın belki de en sıcak gününde deniz kıyılarını bırakıp Milas’ta kapalı bir mekânda bir sergi görmeye gideceğimi söyleseler pek inanmazdım.

Devamını Oku
31.07.2025
Bir dokunuşa bin ah!

“Ayakucumda deniz, kaynayarak yanan bir zümrüt, sonra mavi, sonra menekşe, ne var ki üzerine tuzla buz edilmiş milyonlarca ayna parçaları yağmış, alev alev yanıyor, çakıyor, çakıntıdan göz alıyor.”

Devamını Oku
27.07.2025
Tüm iyilerin Altan ağabeyi

Altan Öymen aramızdan ayrılıp sonsuzluğa göçerken bile hepimize bir ders verdi...

Devamını Oku
24.07.2025
Bodrum’da doludizgin sanat

Ah bilmez değilim. Bu başlığı okur okumaz delirdiğimi sanacaksınız...

Devamını Oku
20.07.2025
Günler geçerken...

Pınar Kür... Edebiyatımızın cesur kadınlarından biri daha sonsuzluğa göçtü.

Devamını Oku
17.07.2025
Hikmet Çetinkaya

Yaş almanın en kötü yanı eşiniz, dostunuz, arkadaşlarınız, meslektaşlarınız hepsi gidiyor.

Devamını Oku
13.07.2025