Katar mı? BOP’çularla Arap ‘popçu’ların dansı...

13 Haziran 2017 Salı

Daha dün Araplar Trump’la kılıç dansı yaptılar: Senaryoyu yazan BOP’çular, ABD ve İngiltere, Avrupa “doğal ortaklar”.
Rusya ise Sovyetler Birliği dağılınca sisteme zorunlu olarak katılıp “enerji ekonomisini” ayakta tutmaya çalışırken oyunun bir parçası olmuş.
Çin ve Hindistan İpek Yolu’nu ŞİÖ ile besleyerek, “hızla yükselen küresel, rekabetçi konumunu” ayakta tutmaya çalışıyor.
BOP’çuların 1990 sonrası yazdığı yeni senaryo bir bir uygulanıyor. 80’lerde İran ve Irak’ı savaştırarak büyük operasyon yapan güçler, 1991 Kuveyt’in, 2003 Irak’ın işgali ve Arap Baharı(!) ile Afganistan’dan Libya’ya ortalığı kan gölüne çevirdiler. Hitler’in Yahudi katliamından daha büyük bir vahşet. BOP’çular utanmadan “demokrasi adına”(!) dediler. Emrindeki “Popçu”lar ise “din adına” diyerek insanları ya faşist baskı altına aldılar ya da din adına katlettiler.

Trump mı?
Trump gelince işler daha da hareketlendi. “Kapitalist bezirgânların din bezirgânları ile işbirliği” basamak atladı: Ortadoğu’ya, “Popçu”lara daha fazla silah satışı, daha fazla ölüm: Bölge ülkelerinde daha güçlü faşizm, daha fazla dincilik birbirini tamamlar hale geldi.
Aynen kendi yarattıkları IŞİD sayesinde Kuzey Irak ve Suriye’yi işgal ederek yeni bir “Popçu” olarak Kürdistan’ı kurmaları gibi.
Arap Baharı diye ürettikleri canavar “Arap cehennemine” dönmüş durumda. Bahreyn, Irak, Suriye, Yemen, Mısır, Libya paramparça olmuşlar. Şimdi sırayı Türkiye ve İran’a getirmek istiyorlar.
İran sırtını kısmen dengeleyebilmiş: Rusya, ŞİÖ ve hatta Almanya ile makul ilişkiler içinde ayakta kalmaya çalışıyor.
Eski İran-Irak savaşından sonra BOP’çuların yeni adımları, S. Arabistan ve Türkiye ile İran’ı kapıştırmak: Aynen İran-Irak savaşında yaptıkları gibi. Biz ise Katar’a asker göndererek oyuna destek veriyoruz.
Ankara’nın 2003’ten beri BOP’çuların oyununa gelmesi, koskoca Atatürk Türkiye’sini Körfez’in faşist kukla devletleri, rejimleri ve adamları(!) ile didişmek noktasına getirdi. Üç paralık ama “çok paralı” emirlere kaldık.
Bir yandan içimizdeki bölücü terör sürüyor: Suriye sınırımızda Kürt devletinin bir ayağı ABD ve PYD askerleri tarafından fiilen kuruluyor: Kuzey Irak’ta Barzani 25 Eylül halkoylaması ile bağımsızlık ilan edecek ve kısa bir süre içinde ABD, İsrail ve Avrupa devletleri tarafından tanınacak.

‘Ne Şam’ın şekeri, ne Katar’ın...’
Türkiye sınırlarında ve içerde bu olağanüstü büyük sorunları yaşarken Ankara, “Katar’ı kurtarma” derdine düşmüş. BOP’çular Türkiye’nin parçalanmasına yönelik her türlü operasyonları içerde ve sınırlarda yürütürken iktidar Meclis’te bile tartışmadan can havliyle “Katar’ı kurtarma” derdinde!
Zaten dizlerimize kadar, son 14 yıldaki fahiş hatalar ve yanlış tercihler sonucu saplandığımız Ortadoğu bataklığında, gırtlağımıza kadar mı gömülelim istiyorsunuz? Amacınız ne?
Galiba biz hem “BOP”çu, hem de “Popçu” durumdayız ama görmek ve anlamak istemiyoruz...
Demokrat Parti Batı kampına dahil olmak için Kore’ye asker gönderdi: İki kamp arasında, pinpon topuna döndürüldük. Şimdi de iktidar, Arap dünyasının iç kavgasına dahil olup Türkiye’yi “Körfezleştirmek” için Katar’a asker gönderiyor.
Ecdadımız boşuna dememiş; “Ne Şam’ın şekeri, ne Katar’ın yüzü” diye biraz değiştirelim.
Şimdi iktidar, “Katar’ın şekeri” diye aynı hatayı yapmıyor mu?

***

çArşı’yı unutmadım: Atatürk’lü Beşiktaş forması bir harika... Fener ve GS’ye de tavsiye edilir, Atatürk hepimizin...  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları