Kenan Evren’i unutmuşum

13 Temmuz 2017 Perşembe

Çocukluğumda ve ilk gençliğimde, özel durumlarda söylendiği zaman çok yadırgadığım bazı sözler vardı. Örneğin düğün ya da nikâhta yeni evlilere söylenen şu söze pek takılırdım:
- Allah bir yastıkta kocatsın!
Eğer nikâhımda bana böyle bir şey söylerlerse kendimi tutamayıp, mutlaka “Aman efendim, biz dayansak yastık dayanamaz parçalanır” derim diye düşünürdüm.
Öyle olmadı, nikâhımda “Allah bir yastıkta kocatsın” dediklerinde, gülümseyerek teşekkür ettim.
Bir de çocukluğumda ilk duyduğumda çok garipsediğim şu deyiş vardı:
- Allah bu acınızı unutturmasın!
İnsanı teselli için yapılan ziyarette, acısını unutmaması temennisi ne abes şeydi!
Sonra halk deyişinin içindeki ince mesajı kavradım. Aslında söylenen şuydu:
- Allah bu acınızı unutturacak daha büyük bir acı vermesin!
Deyişteki hikmeti yaşayarak da anladım. Uğur Mumcu’nun öldürülmesinden sonra bir daha bu kadar büyük acı yaşayamam sanıyordum; bir buçuk yıl sonra Erim Gözen’in trafik kazasında can vermesi üzerine neredeyse Uğur’un acısını unutayazdım. Aradan bir on yıl geçecek, bu defa yalnız Erim’in karısı olmakla kalmayıp, aynı zamanda can dostumuz olan Mine Gözen’i kaybedince, neredeyse Erim’in acısını gömer gibi olacaktım.

***

Hayat en becerikli ve en de acımasız öğretmen, yaşadıkça, size yaşamın bedeli olarak ne acı dersler veriyor.
Yukarıdaki olgu insanlar için olduğu kadar toplumlar için de geçerli.
Gelen yeni ve daha büyük acılar, toplumlara da eskilerini unutturuyor ya da onları solduruyor.
Geçen bayramın ilk günü eşim ile birlikte, arabayla bacanağım Yılmaz Türkeri’nin Dragos’taki evine gidiyorduk. İdealtepe mevkiine geldiğimizde E- 5’ten, sahil yoluna saparken, o mahut “Kenan Evren Kışlası” levhasını görünce kanım dondu. Levhayı yıllardır gördüğümden alışmıştım, artık sinirlenmiyordum. Beni hayrete gark eden, levhayı görünce, birdenbire Kenan Evren’i unutmuş olduğumu fark etmemdi.
Sizi bilmem ama ben Kenan Evren’i unutmuştum.
Oysa Kenan Evren toplum için olduğu kadar benim ve yakınlarım için de unutulmazdı.
Onun döneminde, daha reşit olmamış çocuklar, yaşları büyütülerek asılmışlardı.
Onun döneminde, insanlar sokak köşelerinde vurulmuşlar, hukuka aykırı şekilde içeri tıkılmışlar, işlerinden atılmışlar, sevdiklerinden uzak düşürülmüşler, zulme maruz kalmışlardı.
Onun döneminde hakkımda hiçbir hüküm olmadan üç yılı aşkın süre tutukluluk yoluyla infaza maruz bırakılarak, hapis yatmış, orada devleti onurla temsil etmiş , kanser hastası bir onurlu büyükelçinin üzerine çullanıldığında, devletin ayaklar altına alınan onurunu, büyükelçinin vakur davranışıyla çamurların içinden alıp yücelttiğine tanık olmuştum. Onun döneminde ben de kader yoldaşım, rahmetli Aykut Göker gibi babamın ölüm haberini hapiste almıştım.

***

Kısacası, Kenan Evren, toplum için de benim ve yakınlarım için de unutulmazdı.
Ama dehşetle fark ediyordum ki Kenan Evren’i unutmuştum.
O anda aklıma ilk duyduğumda yadırgadığım o garip deyiş geldi:
- Allah bunu unutturacak daha büyük acı vermesin!
Kenan Evren devrini unutmamın nedeni de içinde yaşadığımız dönemin, ölenler, zulme uğrayanlar, hapse düşenler, işinden olanlar, aç kalanlar, pasaportu elinden alınanların nicelikleri ve maruz kaldıkları muamelenin niteliği açısından o dönemi fersah fersah geride bırakmış olmasıydı.
Ve şimdi bir bayram sabahı, karayolunun köşesindeki bir levha, bana birden Kenan Evren’i hatırlatıyor ve onu nasıl olup da unuttuğumu düşündürüyordu.
Bu arada biz unuturken, Kenan Evren’in yıllar boyu mensubu olduğu kuruluş, onu unutmamıştı ve bir kışlada adını yaşatarak bize de unutturmamakta kararlıydı.
Bilemiyorum, koca bir topluma çok cefa çektirmiş olan Kenan Evren’e vefasından dolayı TSK’yi kutlamak mı gerek, yoksa ayıplamak mı?  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

İyi insan 19 Mart 2024
Laiklik nedir? 6 Mart 2024
Yıldönümü 3 Mart 2024

Günün Köşe Yazıları