Feyzi Açıkalın

Amerika güneş tutulmasını abartıyor mu?

21 Ağustos 2017 Pazartesi

Değil mi; yaklaşmakta olan “Büyük İstanbul Depremini”, klasik olarak yaptığından farklı, doğa üstü güçlere bile havale etmeyip, görmemezlikten gelen bir ülkenin vatandaşı olarak Amerika’nın abarttığını kolayca söyleyebiliyoruz. Amerikalının tam güneş tutulmasını bir şova dönüştürmesine bıyık üstünden(!) kahkaha atıyoruz.

Okuyoruz; oturup, güneş tutulması sırasında Amerika’daki işgücü kaybının, ülke verimliliğindeki azalmanın ne olacağını hesaplamışlar! 700 milyon dolar olarak tahmin edilen bu tutar Amerikalıyı kara kara düşündürmekteymiş! Delirmiş olmalılar! İki dudağın arasından çıktığı ayan ve beyan olan 10 günlük Kurban Bayramı tatili kararını alkışlarla karşılamış bir ülke vatandaşı olarak, bize bu işler tuhaf geliyor tabii ki.

Amerikan elektrik üretim ve şebeke operatörleri yıllardan beri harıl harıl güneş tutulması için hazırlanmaktaymışlar. Çünkü tam tutulma sırasında oluşacak ani güneş enerjisi azalması ve bunun yol açacağı değişikliğe, alternatif enerjilerle nasıl hızlı cevap verebileceklerini test edebileceklermiş! Breh breh!

Asrın güneş enerjisi ihalesini(!) daha dün, bir “aldım, verdim!” hamlesiyle, bu yıllardaki en büyük düşmanla ilginç ortaklıklar kurarak yapmış bir ülkenin evladı olarak, bu işe de pek aklımız almıyor. Kaliforniya Bağımsız Sistem Operatörü (CISO) nün, bu uygulamayı 2015’deki Almanların yaptığı bir çalışmadan aldıklarını belirtmeleri canımızı sıkıyor tabii!

Görme engellilerin tutulmayı hissedebilmeleri için program geliştirilmiş olması da insanı bir tuhaf yapıyor. Eclipse Soundspace Project isimli aplikasyonda, gerçek zamanlı çevresel sesler ile tutulma sırasında oluşan seslerin tutulma sırasındaki değişimi kullanıcıya yansıtılıyormuş. Buna ek olarak, güneş ışığındaki ani değişikliğe bağlı olarak gece dolaşan hayvanların hareketlenmeleri ve çıkardığı ilginç sesler kullanıcıya dinletiliyormuş.

NASA da gelişmelerden eksik kalmamış, görme engellilerin kullanımı için Braille Alfabesini kullanarak bir kitap geliştirmiş. Ülke çapında beşbin adet basılıp dağıtılan bu kitapta grafiklerle güneş tutulması anlatılıyormuş. Bunun yanında, amatör fotografçılardan bile yardım istenerek, tutulma sırasında çekilen fotoğraflardan güneşin boyutlarının tam olarak hesaplanması planlanıyormuş.

San Francisco kenti kıyısında “Exploratorium” isimli bir bilim ve sanat müzesi var. Bu müzedeki bilim insanlarının 29 Mart 2006’daki tam güneş tutulmasının en iyi gözlemlendiği nokta olan Side’ye gelip, oradaki antik tiyatrodan dünyaya canlı yayın yaptıklarını biliyoruz. Şimdi de, müzenin kompozitör ve ses sanatçısı olan Wayne Grim tarafından “gerçek zamanlı tutulma seslendirmesi” performansı sergileneceği duyuruluyor.

Grim’in, doğadan gelen seslerin sayısal değerler olarak işlenmesiyle oluşacak kompozisyonun adının “233. Gün” olması, 21 Ağustos’un yılın 233. gününe denk gelmesi yüzündenmiş! Grim aynı zamanda yarım saatlik başka bir performansı, “Kronos Dörtlüsü” ile birlikte tutulma sırasında canlı olarak gerçekleştirecekmiş. Bir başka performans ise 80’lerin ikonu olan Bonnie Tyler tarafından sahneye konuyor. Tyler “Kalbin Tam Tutulması!” (The Total Eclipse of the Heart) isimli parçasını Royal Caribbeans kurvaziyer şirketinin “The Oasis of the Seas” gemisinde seslendirecekmiş.

Amerikalının bir başka derdi de, tutulma sırasında ülkedeki hareketliliğe bağlı olarak trafik yoğunluğunun artışı ve alınması gereken önlemler. Nasıl, tanıdık mı geldi? Kurban bayramı öncesi yollardaki katliamı önlemek için de acaba bize de el atsalar demek gelmiyor mu insanın aklına. Şaka bir yana, tutulma hattı boyunca 1.85 ile 7.4 milyon arasında değişebilecek insan sayısını, trafiğin yoğun olmadığı alternatif yollara yöneltebilmek için haritaların hazırlanmış olduğunu söylemeye gerek yok.

Geçen yazmıştım; 2006 yılında ülkemizin en önemli turizm yörelerinden geçen, Amerika’da gözlenecek olandan çok daha uzun süren ve çok daha uygun meteorolojik şartlarda gerçekleşen tam güneş tutulmasını, bırakın bilimsel çalışmaları, en azından bir turizm tanıtım fırsatına bile çevirememiştik. Amerika “The Great American Eclipse” tarihsel adını vererek yaptığı çalışmalarla, bize olduğu gibi bütün dünyaya da bu anlamda yine unutulmaz dersler veriyor.

Bilimsel araştırmalarına en çok atıf alma konusunda açık ara dünya birincisi olan Amerika Birleşik Devletleri, hurafelere inanan bir başkanın yol açtığı prestij kaybını işte böyle telafi ediyor. Bilime yatırım yaparak; onu gündelik yaşamda kullanıma sokup, gerekliliğini en belirgin şekilde hissettirip, yine karşılığında da onu geliştirmek için gerekli bütçeleri alarak. Sanatçısını koruyup, popüler kültürünü küçümsemeyerek ve de tam yerinde devreye sokarak. Büyük ülke böyle olunuyor, hamasetle değil...



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları