Evrim, ‘Kedicikler’ ve Piltdown
Tayfun Atay
Son Köşe Yazıları

Evrim, ‘Kedicikler’ ve Piltdown

18.10.2017 03:00
Güncellenme:
Takip Et:

Her tarafım tırmık çizik içinde!

Hay, şu “Darwin ve din” yazısını yazmaz olaydım!..

Adnan Oktar'ın “Kedicikler”i “tweet-retweet” olup tırmaladı, ısırdı her yanımı…

“Allah’ı inkâr eden en büyük sistem olan Evrim’in kurucusu Darwin”in dindar olduğunu söylediğime bozuldular.

“Evrim’in ne demek olduğunu biliyor musunuz Tayfun Bey” diye sordular.

“Yaratılış”ı ispatlayan 700 milyon fosili yüzüme çarptılar.

“Darwin, Allah yok, her şey tesadüf dedi” yumurtlamasında bulunup altına “Sizce bunlar tesadüfle mi oluştu” diye güzel mi güzel, tatlı mı tatlı böğürtlen, çilek, kiraz, portakal, süt, peynir, kaymak görüntüleri serpiştirdiler.

***

Hâlbuki ben de aynı saatlerde Mehdiliğini şafak sayar gibi beklediğimiz Adnan Hoca’mızın Boğaz’da yat sefasında görkemlice oturduğu masanın etrafına dizilmiş, aynen güzel mi güzel, tatlı mı tatlı diğer “Kedicikler”e bakıyordum.

Ve zaten ikna oluyordum: Bunların hiçbiri “tesadüf”le oluşmadı!

Yaratılışı ispatlamak için önüme 700 milyon fosil sermeye gerek yok.

"Kedicikler" bizatihi ispatlıyor: Her tarafları, dudakları, burunları, yanakları, kaşları, kalçaları… Hepsi tam bir yaratılış, hem de “baştan yaratılış” harikası!..

***

Bu “yaratılışçı” heyecan ve sıcaklık karşısında evrimsel biyolojiyi savunan “serinkanlı” bilim çevrelerinin en büyük dezavantajı, ne söylediklerinin, ne de yaptıklarının “popülerleştirilebilir” olması…

Evrimin Tanrı, Allah ve de “Adnan” karşısındaki en büyük açmazı, popüler kültüre elverişli bir nitelik taşımaması...

“Tanrı” ise popüler kültürün, kültür endüstrisinin kayıtsız kalamayacağı bir “kaynak”. Düşünsenize, “GOD TV” bile var!..

Eh, Adnan Hoca’nın A9 kanalı da aynı minval üzere, hem de hurilerle, gilmanlarla bezeli bir “elektronik cennet bahçesi” değil mi zaten?!

“Harun Yahya” müstear adıyla 1980’lerden beri ABD’deki Evangelistlerin “İslami kol”u gibi evrime savaş açmış Adnan Hoca’mızın bu kanalından güzel mi güzel, diri mi diri “Kedicikler” marifetiyle yaratılışçılık propagandası yapılırken;

Yaşını-başını almış, saçı-ruhu ağarmış, gıdısı sarkmış bir adam;

Tutmuş, evrim konusunda yaygın ama yanlış bilinenlerin ötesine geçelim, söylenenlerin altına saklanmış söylenmeyenlere bakalım;

Diyormuş…

Kim takar Yalova kaymakamını!..

***

Böyle, ama gel de nefsine gem vur! Bir kere şeytan girmiş içimize, ha bire fiştekliyor sen devam et suyu bulandırmaya diye!..

Misal, “Kedicikler” daha “amino asit” değilken de evrim karşıtlarının ağzında sakız olmuş, şimdi ise “Kedicikler”in cak cak tweet’lediği “Piltdown sahtekârlığı” olayı…

Bilim alanında evrimi araçsallaştırarak bezirgânca tezgâhlanmış bir sahtekârlık…

Ve burada da söylenenlerin altında kurnazca saklanmış “söylenmeyenler” var.

***

1912-15 arasında İngiltere’nin Sussex bölgesindeki Piltdown yerleşmesinde bulunmuş bir “fosil”e inanmaya yönlendirildi bilim camiası.

Sahtekâr bir koleksiyoncu tarafından düzenlenmiş olay-buluntu, bir insan kafatasına eklenmiş orangutan alt çene ve dişlerinden müteşekkildi.

Başından itibaren önemli sayıda bilimci, kemiklerin tümünün aynı canlıya ait olduğuna ikna olmamıştı, ama “olay” yayıldı: İşte, insanla maymun irtibatını ispatlayan fosil “ara form” bulundu dendi.

Öyle olmadığını anlamak için yaklaşık 40 yıl, kimyasal tarihleme yöntemlerinin geliştirildiği 1950’leri beklemek gerekti ve sahtekârlık ortaya çıkarıldı.

***

Peki, (işte burası hiç söylenmez) bu sahtekârlığı ortaya çıkaranlar kimdi dersiniz?

Her ikisi de antropolog olup insan biyolojik evrimi alanında çalışmalar yapan Joseph Weiner ve Kenneth Oakley!..

Onlar ve “evrimsel insanbilim” için sahtekârlığın aydınlatılması, sadece insan evriminin paleontolojik kayıtlarını daha doğru şekilde düzenleme yolunda bir “temizlik”ten ibaretti.

Ama işte o zamandan beri evrime “vurmak” için yaratılışçı çevrelerin en büyük kozudur bu sahtekârlık. Hâlbuki aydınlatılmasını yine bilime, antropolojiye borçluyuz.

Vah zavallı yaratılışçılar, vah “Kedicikler”, vah “Adnanî”ler vah!

Evrime saldırırken bile evrimsel düşünenlerin emeğiyle nemalanıyorlar!..

Yazarın Son Yazıları

Kalacak bir türkü söyler gideriz

Kalacak bir türkü söyler gideriz

Devamını Oku
10.09.2018
Kovboylar yetmez, kotu da yasaklayın!

Kovboylar yetmez, kotu da yasaklayın!

Devamını Oku
05.09.2018
Betona tapanların mabedi yapıldı

Betona tapanların mabedi yapıldı

Devamını Oku
03.09.2018
Bir insanlık ibadeti: Cumartesi Anneleri

Bir insanlık ibadeti: Cumartesi Anneleri

Devamını Oku
20.08.2018
‘Eşkıya’nın namusu Deniz’den soruldu!

‘Eşkıya’nın namusu Deniz’den soruldu!

Devamını Oku
15.08.2018
Doların da Allah’ı var!

Doların da Allah’ı var!

Devamını Oku
13.08.2018
‘Üniversite pazarı’nın düşündürdükleri

‘Üniversite pazarı’nın düşündürdükleri

Devamını Oku
08.08.2018
Üniversite pazarı

Üniversite pazarı

Devamını Oku
06.08.2018
Diyanet, sayende gidiyor din elden, dikkat et!

Diyanet, sayende gidiyor din elden, dikkat et!

Devamını Oku
01.08.2018
‘Topluma karşı devlet’ ve polisi

‘Topluma karşı devlet’ ve polisi

Devamını Oku
30.07.2018
‘En doğru, en hakiki tarikat’ hangisi?

‘En doğru, en hakiki tarikat’ hangisi?

Devamını Oku
25.07.2018
Bikinili Müslümanlık, tesettürlü münafıklık

Bikinili Müslümanlık, tesettürlü münafıklık

Devamını Oku
23.07.2018
Meşihat makamı

Meşihat makamı

Devamını Oku
18.07.2018
‘Adnan Hoca’ya da ne istediyse verdiler!

‘Adnan Hoca’ya da ne istediyse verdiler!

Devamını Oku
16.07.2018
Ters köşe (10.07.2018)

‘Cülus töreni’

Devamını Oku
10.07.2018
Düzyatan Gazi’nin ABD seferi

Düzyatan Gazi’nin ABD seferi

Devamını Oku
08.07.2018
Matbaa kapitalizmi ya da ‘Gutenberg Galaksisi’nin sonu

Matbaa kapitalizmi ya da ‘Gutenberg Galaksisi’nin sonu

Devamını Oku
04.07.2018
Şehit cenazesinde ‘protokol’ olur mu?

Şehit cenazesinde ‘protokol’ olur mu?

Devamını Oku
02.07.2018
‘Yüzde yedi’yi kim yedi?

‘Yüzde yedi’yi kim yedi?

Devamını Oku
26.06.2018
Bitmiş iktidarın uzun ölümü sürüyor

Bitmiş iktidarın uzun ölümü sürüyor

Devamını Oku
25.06.2018
‘Yüzde yedi'yi kim yedi?

‘Yüzde yedi'yi kim yedi?

Devamını Oku
25.06.2018
‘Antroposen’, ama umudu kesme Doğa’dan!

‘Antroposen’, ama umudu kesme Doğa’dan!

Devamını Oku
11.06.2018
Uçtuğunu zanneden şeyh: Aziz Yıldırım

Uçtuğunu zanneden şeyh: Aziz Yıldırım

Devamını Oku
06.06.2018
Kıyametin jeolojik adı: ‘Antroposen’

Kıyametin jeolojik adı: ‘Antroposen’

Devamını Oku
04.06.2018
Başkanın değil babanın Ali’sisin Ali Koç!

Başkanın değil babanın Ali’sisin Ali Koç!

Devamını Oku
30.05.2018
Markalaşıp ‘makara’laşan tarikatlar

Markalaşıp ‘makara’laşan tarikatlar

Devamını Oku
28.05.2018
İmam-hatipten kaçanlar Galatasaray kuyruğunda

İmam-hatipten kaçanlar Galatasaray kuyruğunda

Devamını Oku
23.05.2018
‘Allah ruhumu diğer bedene koymuş Hocam!’

‘Allah ruhumu diğer bedene koymuş Hocam!’

Devamını Oku
21.05.2018
Eğlenceli ciddiyet: İnce

Muharrem İnce’nin mevcut iktidar ağzı karşısında en büyük avantajı, yerli ve milli “mizah duyusu”na sahip olması. Sanki Erdoğan, hiç beklemediği bir “lügat”le karşı karşıya kalmış gibi geliyor bana. Öyle hissediyorum.

Devamını Oku
17.05.2018
İnanç borsası nefslere açılırken…

İnanç borsası nefslere açılırken…

Devamını Oku
16.05.2018
‘Rabia gösterdikçe adalet görünmez oldu’

‘Rabia gösterdikçe adalet görünmez oldu’

Devamını Oku
13.05.2018
‘Afrin Türküsü’nde kim başrolde?

‘Afrin Türküsü’nde kim başrolde?

Devamını Oku
09.05.2018
Eşeğe kurban olun!

Eşeğe kurban olun!

Devamını Oku
07.05.2018
Fenerbahçe ‘Türk takımı’ mı?

Fenerbahçe ‘Türk takımı’ mı?

Devamını Oku
02.05.2018
Hitler’i anıyoruz (!)

Hitler’i anıyoruz (!)

Devamını Oku
30.04.2018
Biz tarihin yüzüne bu fotoğrafla bakacağız

Eve dönüş yolunda...

Devamını Oku
25.04.2018
‘Çocukluğun ilanı’dır 23 Nisan!

‘Çocukluğun ilanı’dır 23 Nisan!

Devamını Oku
23.04.2018
Geçmişimizdeki yarın: Köy Enstitüleri

Geçmişimizdeki yarın: Köy Enstitüleri

Devamını Oku
18.04.2018
ABD ‘simülasyon’a dönüşürken…

ABD ‘simülasyon’a dönüşürken…

Devamını Oku
16.04.2018
Dört duvar arasında havadır sudur kâğıt kokusu!

Dört duvar arasında havadır sudur kâğıt kokusu!

Devamını Oku
11.04.2018