AKP’ye bugün yarayan yanlış uygulamalar

16 Ocak 2018 Salı

Özellikle, “uzun dönem-kısa dönem” sonuçlar arasındaki büyük farklar AKP’ye ekonomik olarak olumlu yansımış ve halen de yansımaktadır. Özelleştirmelerden büyük altyapı projelerine, uzun dönemde büyük sorunlar yaratan uygulamalar, AKP’ye kısa, hatta orta vadede olumlu katkı sağlıyorlar.
- Altyapı tesislerinin ve kurumlarının özelleştirilmeleri 2003’ten 2016’ya kadar AKP iktidarının eline, “kendi amaçları doğrultusunda kullanabildiği büyük kaynak yarattı”.
- Limanlardan havaalanlarına, köprülerden koylara devredilen haklar ve “özel imtiyazlar” kamudan özel şirketlere büyük kaynak transferi doğurdu. Orhangazi ve 3. köprü örneklerinde olduğu gibi.
- Doğrudan imtiyaz gelirleri dışında ve bundan çok daha büyük olarak “dolaylı yararlar” getirdi: üçüncü havalimanı İstanbul’a 3-4 milyon ek şehirleşme büyümesi getirirken inşaatla ilgili 200 tür girdide talep (ve gelir) üretiyor. Arsa fiyatlarındaki artışın “sağladığı” rant, kısa vadede bölge insanlarına yansıyor. Buna karşılık uzun vadede “çevre ve dolaylı makro ekonomik maliyetler” olarak, “halka ve devlete” büyük sorunlar getirecek.
Ayrıca verilen hesapsız devlet garantileri, uzun vadede büyük bedel yüklüyor. Ama AKP’ye bugün kaynak sağlıyor.
- Büyük kanal projesi “daha lafı edilirken bile arazi sahiplerine bir rant sağlıyor”. Hiç gerçekleşmese bile “kimilerini memnun kılıyor”. Üstelik dış borç yükü gelecek neslin sırtına ağır bir yük olarak binerken.
Bütün bunlar “yanlış politika ve uygulamaların, kısa vadede AKP’ye yarar sağlamasına yol açtı”. Üstelik dış borç, dolar olarak 3.5 kat arttı. Dış açık anormal bir düzeye çıkarak ekonomiyi yeni dış kaynağın kölesi yaptı, siyasi büyük ödünlere açık hale getirdi.

Sosyal devlet yerine İslamcı örgütlenme uygulamaları
Sosyal devlet ve sivil toplumsal örgütlenmeler yerine, İslamcı örgütlenmeler geçmeye başlayınca iktidar iki boyutlu olarak avantaj sağlıyor: hem kendisi daha güçlü hale geliyor, hem de rakiplerinin altını boşaltarak onları zayıflatıyor. Birey, “vatandaşlıktan yandaşlığa geçmeye başlıyor”. Sivil toplumsal örgütlenmeler siliniyor ve İslami örgütlenmeler karşısında demokratik zemin iyice zayıflıyor.
Siyasal İslam düzeni, “İslamcı örgütlenmelerin üzerine oturtularak, çağdaş hukuktan tamamen uzaklaşmış oluyoruz”. Yukarıda özetlediğim ekonomik uygulamalar ile, İslami örgütlenmeler ve siyasal İslam arasında bir bütünleşme fiilen gerçekleşiyor. Yanlış uygulamalar uzun vadede çok kötü ekonomik sonuçlar doğursa da, siyasal İslamın yerleşmesi açısından AKP’ye destek oluyor.
AKP’nin karşısındaki CHP’nin (ve diğer muhalefetin) AKP’nin örgütlenme avantajlarına karşı sivil toplumsal örgütlenmeler üzerinde yoğunlaşmaları gerekir. CHP, Ekmeleddin İhsanoğlu örneğinde stratejik bir hata yapmıştır. Bugün, parti içi yapılanmadan başlayarak, toplumsal sivil örgütlenme kurmak zorunda.

Doğu ve Erdoğan için bir ekleme
Acaba Sevgili Doğu Perinçek de dün Andrew Mango’nun düşündüğü gibi mi bakıyor? Son kitapta da andım. (*)
Ünlü Türkolog A. Mango’ya AKP iktidara geldiğinde sormuştum: “Avrupa yeni AKP iktidarına nasıl bakıyor?” Bana “Erol, ehvenişer bir gelişme diye düşünüyorlar” demişti. Acaba Doğu Perinçek de bugün “bu ABD belasından bizi ancak Erdoğan gibi biri kurtarabilir” diye mi bakıyor? “Gerisi Allah kerim” demeye mi getiriyor!.. Erdoğan’ı bu noktaya iten Gülen’e (ve FETÖ’ye) de bir iki laf etmek gerekmez mi?
(*) Gergedanlaşmak, syf 110-114, Der Yayınları, 2018.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları