Profesyonel siyasetçilerden kurtulamadıkça

26 Mayıs 2018 Cumartesi

Türkiye’de siyasetin bu denli sığlaştığı ve sağcılaştığı bir dönem yaşanmadı herhalde… Kendini Cumhuriyet devriminden yana ve solda gören seçmenle alay edercesine, onları, “tıpış tıpış” ifadesiyle özetlenen bir hor görücü tutumla yönlendirmeye, aldatmaya, kullanmaya kalkışmak, işte bu dönemin ürünü.
CHP milletvekili aday listeleri açıklandıktan sonra CHP geleneğinden gelen Haluk Pekşen’in “Abdullah Gülün Cumhurbaşkanlığı adaylığına itiraz eden kim varsa liste dışı kalmıştır” sözü, işte tam da bu dönemi betimliyor.
Bir CHP il başkanının, “CHP’de kimi yöneticiler yerlerinden olmak istemezler. Altlarında arabalar, lüks odalar, yardımcılar, danışmanlar ve en önemlisi harcanmaya hazır bol paralardan vazgeçmek istemezler” sözü kulaklarımızda çınlıyor.
Artık siyaset profesyonelleşmiş. Halka hizmet, bir düşüncel öğretiye ve yaşam ülküsüne dayalı siyaset yok artık.
Örneğin, Kemal Kılıçdaoğlu’nun hiç vazgeçmediği, vazgeçemediği bir profesyonel kadrosu var; Erdoğan Toprak, Gürsel Tekin, İlhan Kesici, Faik Öztrak, Tekin Bingöl, Sezgin Tanrıkulu, Mehmet Bekaroğlu gibi adlar bu kadronun içinde.
Bunları ortalıkta pek görmezsiniz. “Siyaseten ne üretirler?” derseniz. Hep yöneticidirler, hep adaydırlar ve partinin her geri plan düzeninde onlar başrollerde olurlar. CHP’nin örgütlerinden dişleriyle, tırnaklarıyla, yürekleriyle gelenler, listelerde yok mudurlar? Vardırlar. Ya milletvekili çıkarılamayacak illerde liste başındadırlar, ya da diğer illerde liste doldurmaya yararlar.
Onların yerine, Saadet Partisi’ne söz verilmiştir, bir İslamcı gelir oturur. Meclis’te türban bunalımını yaratmış, ABD vatandaşı Merve Kavakçı’nın eski kocası Cihangir İslam, baş tacı edilir. Gençliğinde Humeyni hayranı, orta yaşında AKP kurucusu Abdullatif Şener, yaşlılığında CHP’liden sayılır.
Bir de “CHP’den ayrıl, İYİ Parti’ye git” dendiğinde görev yapanlar vardır ki, bunlar salla başı, al milletvekili maaşı kadrosundandırlar.
Kemal Kılıçdaroğlu, CHP’nin başına getirildiğinden bu yana, hep benzer yolda yürüdüğünden parti “makus talihi”ni bir türlü yenememektedir.

Atatürk silinsin!
Olay, geçen yaz Çankırı’nın Gürpınar beldesinde yaşanmış:
Yaz dinlencesi için beldeye giden sanat eğitimi öğrencisi, bir istinat duvarı üzerine vatan, millet, bayrak ve Atatürk sevgisini işleyen bir resim yapabileceğini bildirmiş belediye başkanına.
Öneri uygun görülmüş, Atatürk’ün de içinde bulunduğu bir resim yapılmış duvara. Bunu gören yörenin muhtarı, Atatürk portresinin silinmesi için başvuruda bulunmuş. Gerekçesi, “camiye gelenlerin insan sureti görmek istememeleri”ymiş.
Saray’ı sık sık alkış tufanı ile çınlatan muhtarların mahallelerine döndüklerinde görevlerini gerektiği gibi yerine getirdikleri çok belli değil mi?



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları