Bakın tarih sizleri nasıl hatırlayacak

Bakın tarih sizleri nasıl hatırlayacak

12.03.2020 07:30
Güncellenme:
Takip Et:

Tarih sizi kadınlara, analara, üniversitelilere, işçilere, muhaliflere cop, gaz, tekme, tokat ve bazen de plastik mermi kullanan güç sarhoşları olarak hatırlayacak. Tarih sizi, evrenin en ucube, en zehirli tarikatını ülkenin bağırsaklarına kadar sokan (ve benzer hataları halen tekrarlayan), TSK’nin onlara yem edilmesini, kozmik odasını onlara açmasını sağlayan iktidar olarak hatırlayacak. Tarih sizi, ülkemizin insanları sağlık sorunlarını halledememişken, çocuklar et, süt, yumurta yiyemiyorken, Ortadoğu bataklığına dalıp milyarları gömmekte sakınca görmeyen bir iktidar olarak hatırlayacak. Tarih sizi hak, hukuk, adalet, hatta seçim ve demokrasi kavramlarını keyfinize göre değişen her şartta yeniden şekillendiren, Atatürk’ün “Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir” cümlesinin yerine “Saraydan konuşan reis” senaryosunu yazan iktidar olarak hatırlayacak. Tarih sizi, Atatürk devrimlerini ve laikliği yıpratan iktidar olarak hatırlayacak. Tarih sizi güç ve para musluklarının başına eş, dost ve akrabalarını yerleştirmekte hiçbir mahsur görmeyen iktidar olarak hatırlayacak. Tarih sizi, huzur kelimesini iki kuşağa unutturan, değişen koşullara göre kandırılabilen veya kitleleri kandırabilen iktidar olarak hatırlayacak. Sizler değil miydiniz, saftirik ikinci Cumhuriyetçi gençleri yeni anayasanın daha demokratik olacağına, süslü hayallerle inandıran? Siz değil miydiniz, “Türkiye’yi AB’ye sokuyoruz” naraları atan ya da geçen haftaya kadar neredeyse bütün seçmenlerinizi “Şam’da namaz kılmaya gidiyoruz” diye inandırıp savaş nabzını yükselten? “Putin’le Suriye barışı” (!) imzalamak durumunda kaldıktan sonra da onlara diplomasinin faziletlerini anlatan, sizler değil miydiniz? 

Kadın dövme ‘yaratıcılığınız’

Hangi karanlık düşüncelerden beslenip o kararı aldınız? “Kadınlar Günü’nde, kadınlara Taksim’de polis dayağı”… Gerçekten çok mu düşündünüz bunu? Peki, fikrin “başarılı” şekilde uygulanması için talimatlar dizisi nereden başlıyor? Valilerden mi yoksa Emniyet’ten mi? Bu şiddetten nasibini alan insanlardan biri ölebilir veya gözünü kaydedebilir diye korktuğunuz oldu mu hiç? Yoksa kendi çevreniz dışında bütün insanların gözünüzde hamamböceğinden farkı yok mu? Sizin anneniz, eşiniz, kızınız yok mu?

Yarattığınız bu ucube görüntüler dünya basınında “İşte Türkiye’deki kadınlar günü kutlaması!” başlığıyla yayımlandığı zaman bütün imajımız, hatta bazen önemli sayıp işinize gelmediğinde de yok saydığınız Standard & Poor’s puanlamamız bile zarar görüyor! Turizmimiz zarar görüyor! Peki, bütün bu kötü ruh-şiddet-hak-hukuk umursamazlığı atmosferinin, dolup taşan hapishanelerin size faydası ne? Meraktan soruyorum: Bırakın Türkiye’yi, yabancı medyada her gün aleyhinize yazılar çıkması size gurur mu veriyor? Mesela “LGBT+ yürüyüşünde, ODTÜ’de, Cumartesi Anneleri’nde polislerin müdahalesi yeterince ses getirmedi, ama şükür ki dün kadınlara atılan Taksim meydan dayağı dünyanın her yerinde haber oldu” filan mı diyorsunuz birbirinize? İroni yapmadan soruyorum: Dünyanın size olabilecek en kötü gözle bakmasından kazancınız ne?

Yanıtınızı bilemem de, bakın ben size olanı söyleyeyim: Seçmen sayınız hızla düşüyor ve halktan kopuyorsunuz. Bu ilkel görüntüler, her gün sizi iktidardan uzaklaştırıyor.

Hakareti seçen ve başlatan kim?

CHP Grup Başkanvekili Engin Özkoç’un basın toplantısını izleyenler, onun Erdoğan hakkında kullandığı sözlere şaşırdılar. Yalnız Parlamento’da değil, statlarda da hakaretten nefret eden bir adam olarak benim görüşüm çok net: Buna kırmızı kart çıkarabilirdim. Ama siyaseti yakından takip edenler aslında Özkoç’un Erdoğan’ın Kemal Kılıçdaroğlu hakkında Parlamento’daki grup konuşmasında kullandığı akıl almaz derecede hakaretamiz kelimeleri tekrarladığını anlayabildi. Dolayısıyla ister Parlamento’da ister internette Özkoç’a ve CHP’ye linç muamelesi çeken AKP’lilere hatırlatmak lazım: Kullandıkları ağır ve saldırgan dil, Özkoç’a değil, siyasete o üslubu sokup kullananlara yönelik olabilir ancak. Demek ki aynı suç-ceza ilişkisi çerçevesinde, şiddet içeren itirazları, öncelikle bu dili siyasete sokan kendi Başkanlarına yönelik olmalı! Kanun önünde ise herkes eşittir, kimse imtiyaz sahibi değildir. Savcılar da kanunlar önünde herkese eşit mesafede olduklarını hatırlamaya mecburdurlar. Bu noktada Ankara 46. Asliye Ceza Mahkemesi, Erdoğan’a yönelik ağır sözler sarf eden K.D. isimli yurttaşa “Cumhurbaşkanına hakaret” maddesi üzerinden değil (Madde 299), “hakaret” maddesi üzerinden ceza vermesi son derece önemli (Madde 125). Yargıç gerekçesinde net olarak anayasa değişikliğinin ardından, Cumhurbaşkanlığı tarafsızlığının ortadan kalktığını hatırlattı ve 299. maddenin uygulanamayacağını izah etti. Zaten bu konu açık: İç siyaset alanında, Erdoğan’ın tüm söylemleri, tamamen tarafgir bir AKP başkanının tavrı, Cumhurbaşkanlığı makamının söylemi ile ilgisi yok. Zaten bir cumhurbaşkanının, bir parti liderine o sözleri sarf ettiği bir ülke çöker! Dünyanın hiçbir ülkesinde “Cumhurbaşkanı herkese hakaret edebilir ama hiç kimse ona hakaret edemez” diye bir anlayış da olamaz. Kaldı ki zaten sonuç olarak içinde bulunduğumuz ne idüğü belirsiz rejimde, en azından parti başkanı Erdoğan’ın söyledikleri ve Cumhurbaşkanı’nın alanları tamamen ayrılmalı. Gerek Erdoğan’ın Kılıçdaroğlu’na, gerek Özkoç’un Erdoğan’a sarf ettiği sözler, Cumhurbaşkanlığı makamının dışında ve eşit olarak değerlendirilmelidir.     

Barışlar’ı serbest bırakın!

Barış Terkoğlu ve Barış Pehlivan başta olmak üzere bütün tutuklu basın mensuplarını bırakın! Bu tavırlarınızla, baskı, şiddet ve sansürle halkın nefretini kazanmaktan başka bir şey elde edemezsiniz! Şiddet uygulayamadığınız gün, boşa mı geçmiş oluyor? Terkoğlu’nun tutuklandıktan sonra kaleme aldığı satırları, ülkemizde basın ve ifade özgürlüğü arayışlarının kitabında altın harflerle yerini çoktan almıştır. Cumhuriyet’te yazamadığım “malum” 2.5 yıllık süreçte özgürce ve gururla yazdığım OdaTV, demokrasi mücadelemizin temel taşlarından biridir. OdaTV’den tutuklanan Terkoğlu, Pehlivan, Hülya Kılınç ve Yeniçağ gazetesinden Murat Ağırel derhal serbest kalmalıdır. Tutuklanma gerekçelerinin, artık herkesin bildiği gibi elle tutulur bir yanı yoktur, çünkü ortada artık o saatte ifşa edilen bir sır zaten kalmamıştır. Tutukladığınız gençler, Uğur Mumcu araştırmacı gazetecilik mirasının yeni emekçileridir, izcileridir!

Yazarın Son Yazıları

Hangi hatalar zinciri bu uçurumu hazırladı?

İnsanlarımız şaşkın.

Devamını Oku
11.12.2025
CHP kurultayı: Kazananlar ve kaybedenler

1970’lerde, İstanbul’da Tenis Eskrim Dağcılık Kulübü’nde eski şampiyonlarımızdan Fehmi Kızıl vardı.

Devamını Oku
04.12.2025
CHP kurultayı demokrasiyi aydınlatacak!

CHP kurultayı, bu hafta sonu her zamanki gibi büyük bir medya ilgisi altında yaşanacak.

Devamını Oku
27.11.2025
Mustafa Kemal’i hazmedemeyen solcular!

İddianame açıklaması yüzünden geçen hafta yazamadığım konuya hemen giriyorum.

Devamını Oku
20.11.2025
İddianame ve kritik yönlendirme

Pek de sürpriz olmadı.

Devamını Oku
13.11.2025
Sahte dünyalar kuşatması

Paranın sahtesi vardır, kalpazanlar basar.

Devamını Oku
06.11.2025
Cumhuriyet, iki kahraman ve yarınlar

Dün Cumhuriyet Bayramımızı kutladık.

Devamını Oku
30.10.2025
CHP davasına dikkat!

Siyaset, insanların daha iyi yaşaması için yapılır, dünyanın neresinde olursa olsun.

Devamını Oku
23.10.2025
Yok olan Nobeller ve edepler

Trump bozulmuş, “Nasıl olur da Nobel Barış Ödülü bana verilmez?!” “Ben yedi savaş durdurdum, gidip hiçbir şeyi yapamamış birine verecekler o ödülü” deyip duruyordu.

Devamını Oku
16.10.2025
Özel-Bahçeli düellosu, cevapsız sorular

Sinan Ateş cinayetinin dumanı tütmeye devam ederken bu cinayetin bir numaralı sanığı 90’lı yılları anımsatan bir şekilde güpegündüz öldürüldü.

Devamını Oku
09.10.2025
‘Bombalı Nobel’ ve barış!

Bugünlerde, Trump ve Netanyahu’nun anlaşarak Ortadoğu’ya ve Filistin’e dayattıkları yeni düzenin ve “sözde” barışın hangi hızda yaşama geçip geçemeyeceğini öğreneceğiz, tabii yeni sürprizlerle karşılaşmazsak...

Devamını Oku
02.10.2025
Fenerbahçe, Türkiye ve demokrasi dersi!

Fenerbahçe Spor Kulübü’nde nöbet değişimi oldu.

Devamını Oku
25.09.2025
Misyonlarını tamamlayamayan kayyumlar!

Daha iki yıl önce kazanması için elimizden geleni yaptığımız, uğruna 24 saat koşturduğumuz Kılıçdaroğlu’nun, o gece kendisine umut bağlayan milyonların neredeyse tamamını karşısına alacak pasif duruşu ve agresif sessizliğiyle, Vito’larına binip kaybolmasına şahit olmak bize nasipmiş...

Devamını Oku
18.09.2025
Demokrasimizin açık yarası ve vazgeçilmez ikazlar

Türkiye, darbe günlerinde gördüğü sahneleri yaşadı.

Devamını Oku
11.09.2025
Kayyuma karşı halk, partisiyle direniyor!

Bunu da gördük.

Devamını Oku
04.09.2025
Anne Frank bana Gazze hakkında mektup yollamış…

Dün aldığım bu mektubu sizlerle paylaşmak istedim.

Devamını Oku
28.08.2025
Cerahatin içinde yüzüyoruz...

Haftada bir köşe yazısı kaleme alarak gündemi yakalamak için, şapkadan üç değil, beş tavşan çıkarmanız lazım!

Devamını Oku
21.08.2025
Diyanet İşleri Başkanı’na açık mektup

Diyanet İşleri Başkanı Sayın Ali Erbaş...

Devamını Oku
14.08.2025
Komisyon başladı: Ufukta neler olabilir?

Cumhuriyet Halk Partisi, tabanından ve partinin ileri gelenlerinden yapılan bütün uyarılara rağmen komisyona katıldı.

Devamını Oku
07.08.2025
CHP komisyona katılmamalıdır, tersine...

CHP Genel Başkanı Özgür Özel ve MYK’sının bu ikazları dikkatle değerlendirmeye alacaklarına inanıyorum.

Devamını Oku
31.07.2025
Bir "Altan Bey" geçti bu topraklardan

Yıl 1955, genç gazeteci Altan Öymen ve iki polis Ankara kışının ortasında…

Devamını Oku
24.07.2025
15 Temmuz’dan terörsüz Türkiye’ye...

Gündem aşırı yoğun. Ekrem İmamoğlu’na açılan en akıl almaz davalardan biri dün karara bağlandı.

Devamını Oku
17.07.2025
Satranç oynarken şahınızı veremezsiniz!

Gündem belli: AKP’nin “muhalefetsiz demokrasi modeli” için yaptığı çalışmalar...

Devamını Oku
10.07.2025
Sivas'tan bugüne... Karanlıklar ve tehditler devam ederken

Dün, 2 Temmuz’du… 32 yıl önce yobazların 35 aydınımızı yakarak katletmesinin yıldönümü...

Devamını Oku
03.07.2025
‘Mutlak butlan’a karşı CHP kararlılığı!

Özgür Özel ve Ekrem İmamoğlu sayesinde CHP’nin birinci parti konumuna yükseldiğini gören AKP, ne yapıp edip bu iki lideri durdurmak için her şeyi yaptı ve yapmaya da devam ediyor.

Devamını Oku
26.06.2025
Cahil ve faşist liderlerin savaşı

Aslında bu köşe yazısını kaleme almanın hiçbir anlamının olmayacağı 36 saatlik süreç yaşıyoruz...

Devamını Oku
19.06.2025
Özgür Özel’in samimi gözyaşları

Her ölüm dayanılmaz bir acıdır. Şayet o ölüm, kalp krizi, trafik kazası, elektrik çarpması, cinayet veya intiharla gelmiş ise insan nefes alamaz hale gelir.

Devamını Oku
12.06.2025
Hiçbir şey, göründüğü gibi değildir

Yaşam akıp giderken, siyasi olaylara karşı yorumlar -tahminlerim bazen çok emin görünseler de- altüst olabiliyor.

Devamını Oku
05.06.2025
Çağdaş Türkiye mutlulukları ve üzüntüleri

Hayat, iyi ve kötü olaylar arasında oluşan düğümler şeklinde akan öznel bir film gibi. Seviniyoruz, üzülüyoruz, kahroluyoruz, âşık oluyoruz, şaşırıyoruz, kâh siyasetçilere kâh en yakınlarımıza kâh tuttuğumuz takıma kızıyoruz.

Devamını Oku
29.05.2025
Hayatınızda kaç tıkanıklık var?

Bazen içiniz tıkanır ya, nefes alamaz gibi olursunuz. Uyumak istersiniz ama uyuyamazsınız. İçiniz isyanlardadır, konuşacak kimseniz yoktur. Bütün bunları yaşarken bir de kapana kısılmış fare gibi trafikte kalmışsınızdır mesela!

Devamını Oku
22.05.2025
Yoksa bu bir savaş bildirisi mi?

Hayatı terör yüzünden kararmış aileler için acaba 12 Mayıs 2025 itibarıyla acılar son bulacak mı, yoksa bu tarih iç ve dış siyasetimizi daha da büyük kargaşaya taşıyacak kritik bir eşik mi olacak?

Devamını Oku
15.05.2025
Sokaktaki kediden lidere kadar her yer şiddet!

Sokaktaki kediden lidere kadar her yer şiddet!

Devamını Oku
08.05.2025
Dünyanın sahte demokrasi parodileri (Trump ve ötesi)

Dünyanın sahte demokrasi parodileri (Trump ve ötesi)

Devamını Oku
01.05.2025
Subianto-Nutuk-Abdullah amcamız!

Subianto-Nutuk-Abdullah amcamız!

Devamını Oku
24.04.2025
Erdoğan’ın, yenilmez bir İmamoğlu’na katkıları

Erdoğan’ın, yenilmez bir İmamoğlu’na katkıları

Devamını Oku
17.04.2025
‘Parti devleti’ ve öncü muhalefet

‘Parti devleti’ ve öncü muhalefet

Devamını Oku
10.04.2025
Gezi ve Saraçhane farkı!

Gezi ve Saraçhane farkı!

Devamını Oku
03.04.2025
Çok 'özel' bir lider, Özgür Özel

Çok "özel" bir lider, Özgür Özel

Devamını Oku
27.03.2025
İmamoğlu ve demokrasi halka emanet

İmamoğlu ve demokrasi halka emanet

Devamını Oku
20.03.2025
Çifte standartlar ülkesinde demokrasi mücadelesi

Çifte standartlar ülkesinde demokrasi mücadelesi

Devamını Oku
13.03.2025