Adalet duygusu...

19 Ocak 2024 Cuma

Adalet. Törpülendi, aşındırıldı. Hallaç pamuğuna döndü. Yaşamın her alanında, toplumun her katmanında... Oysa adalet toplumun oksijeni; adalet olmadığında toplum nefes alamaz, gelişemez.

Adil olmak eşitlikten çok daha önemli. İnsanların büyük topluluklarda birlikte iş yapmalarına yaşamalarına olanak tanıyan unsur adalet duygusu. İnsan evrime dayalı bir adalet duygusuna sahip. Tıpkı açgözlülük gibi. 

Kahramanmaraş’ta 6 Şubat’ta meydana gelen depremde yıkılan iki sitenin (Palmiye ve Hamidiye) bilirkişi raporları çarpıcı: Kamu görevlileri asli kusurlu bulundu; binanın mühendislik ilkelerine aykırı biçimde inşa edildiği belirlendi. Üstelik müteahhidin inşaat yapıldığı sırada belediyede imar müdürü olduğu saptandı.

İsminin başında adalet sözcüğü olan siyasi parti 22 yıldır iktidarda. Adalet duygusunu yok etmedeki rolü ne peki? 

Liyakatin yok sayılması. Muhalifler cezaevinde haksız yere tutulurken çetecilerin, tecavüzcülerin salıverilmesi. Kadınlar yanlarındaki erkekler tarafından sapır sapır öldürülürken katillerinin cüzi cezalar almaları. Staj adı altında çocuk işçi sömürüsü. Bir türlü engellenemeyen ölümlü iş kazaları. Büyük kent rantları ve yağmaları. Üniversitelerin akademi kadroları KHK’lerle boşaltılırken yerlerine yandaş kadroların doldurulması. Say say bitmez.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “2024 yılı emeklilerin yılı olacak” müjdesi ile verdiği yüzde 5 ek zam günlerdir yandaş medyanın dilinde. İki aylık göz boyama ve sonra yine zam yağmuru altında ezilen kitleler. Ne gam, yerel seçimlere kadar idare etsin yeter. Ama kimileri memnun, adil görüyor bu artışı; alkışlıyor. Kimileri ise biliyor kısa sürede bu paranın yine pul olacağını. İktidarın şatafatlı yaşamı, peşkeş çektiği Hazine malları kimilerinin gözüne batıyor ve bu adaletsiz dağılıma isyan ediyorlar, kimilerinin de umurunda bile değil... Kendilerine dağıtılan pay ile yetinmekten gocunmuyor... 

22 yılda köreltilen adalet duygusu kimde nasıl karşılık buluyor peki? Bu kadar büyük hızla yaşanan beyin göçü örneğin... Ya da sayısı giderek artan intiharlar? Ortalama bir üniversite mezununun iş bulmayı başarabilse dahi aldığı maaşın ortaokul-lise mezunu düzeyinde biri ile neredeyse eşit olması? Ve en ilginci bu adalet kavramının toplumun hangi kesimlerinde nasıl karşılık bulduğu sorusu.

Bilimsel araştırmalar adalet duygusunun da koşullara göre değiştiğini ortaya koyuyor. Sosyal bir ortamda bir insan, başkalarıyla ne kadar paylaşmak istediğine dair seçimler yaparken kendi bencil çıkarları ile adalete yönelik sosyal normlar arasında gidip gelmek zorunda kalır. 

Ya 22 yıllık bütüncül adaletsizlik, toplumun geneline devasa bir çıban gibi yayıldığında? Yeni geçerli norm; adaletsizliğe isyan yerine kendi çıkarlarına odaklanmak oluyor. Ve bu çürümüş iltihaplı yapı katman katman büyüyor. İşin acısı yeni nesiller bu yeni norma göre şekilleniyor. Oksijen bitiyor, nefes alamıyoruz.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Biz modern insanlar... 12 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları