Mevlana’nın kapıları
Yaşamda karşılaştığımız her olay bize bir ders olarak geri dönüyor.
Mevlana’ya sormuşlar: “Nedir şu Hakikat kapısı?” O da şöyle cevaplamış, “Bak senin bir paran var ve senin için çok kıymetli. Şeriat kapısı der ki ‘seninki de benim, benimki de benim.’ Tarikat kapısı der ki ‘seninki de senin, benimki de senin.’ Marifet kapısı der ki ‘seninki de yok, benimki de yok.’ Hakikat kapısı der ki ‘ne sen varsın ne de ben.’ ”
Bunu bir de şöyle açıklayacağım, Mevlana’nın dergâhına yeni giren bir öğrenci hocasına sormuş: “Nedir şu karşıdaki kapılar?” Demiş o da “Git her bir kapıda gördüğün adamın ensesine sıkıca patlat.” Genç gitmiş ilk kapıdaki dergâha, bir güzel adamın ensesine patlatmış, adam da dönüp çocuğa okkalı bir tokat patlatmış. Mevlana demiş ki “Bu şeriat kapısıdır sen vurursan oda vurur.”
Çocuk ikinci dergâh kapısına gitmiş, arkası dönük adamın ensesine patlatmış, adam hışımla dönmüş, tam geri patlatacakken “Tövbe tövbe” demiş ve geri oturmuş. Mevlana, “Bu tarikat kapısıdır, sen vurursan o da vurmak için döner ama tövbe eder vurmaz” demiş.
Çocuk üçüncü dergâh kapısına gitmiş, arkası dönük adamın ensesine okkalı bir tokat patlatmış, adam şöyle bir dönmüş gence bakmış, o kadar. Mevlana demiş ki “Bu marifet kapısıdır, sen vurursan o sana asla vurmaz ama bakar kim bunu yaptı diye.”
Çocuk dördüncü kapıya gitmiş, arkası dönük adamın ensesine yine bir tokat patlatmış, adam kılını bile kıpırdatmamış, işini yapmaya devam etmiş. Mevlana demiş ki “İşte bu hakikat kapısıdır. Merak bile etmez, ‘ne geldiyse her şey yüce yaradandan gelir. Vardır bir hikmeti’ der ve dönüp bakmaz bile.”
SORUMLU SİZSİNİZ
Şimdi anlaşıldı mı? Bazen olaylara feci kızarız ya bilin ki bize verilmiş bir ders o. “Nerede salaklar var, gelir beni bulur” diyen bir arkadaşım vardı. O kadar isyan ederdi ki gerçekten nerede bir salak var gider onu bulurdu. “Sözlerimize dikkat edelim” derken boşuna denmemiş. Çünkü o enerjide kaldığınız için aynı şeyleri çekersiniz. Kendimden örnek vermem gerekirse benim en çok kullandığım cümle “Bana bir şey olmaz.” Ah ah, neler olmadı ki! Beni tanıyanlar bilir. En son üzüntüden kanser oldum. O gün bugündür büyük laflar etmemeye çalışıyorum. Ağzıma gelince de şöyle küçükten hatırlatıcı olarak ağzıma bir patlatıyorum.
Yaşantımızın mimarı biziz. En güzel oturma odasının, en güzel misafir odasının mimarıyız. Nasıl istersek öyle yapabilme gücünüze sahibiz. “Çok kötü bir misafir odası olmuş” derseniz bilin ki mimarı sizsiniz, kimseyi suçlayamazsınız. Yaşamda düştüğünüz durum size yeterince ders verememişse o dersi verene kadar döner gelir sizi bulur. Ta ki “Yeter artık” diyerek önlemini ruhsal anlamda alana kadar. Ve bu konuya hassaslık getirmezsen o kötü konu biter gider.
En Çok Okunan Haberler
- Suriye'yi nasıl terk ettiğinin ayrıntıları ortaya çıktı!
- Petlas'tan o yönetici hakkında açıklama
- Nevşin Mengü hakkında karar
- 3 zincir market şubesi mühürlendi
- Geri dönüş gerçekten 'akın akın' mı?
- Eski futbolcu yeni cumhurbaşkanı oldu
- Fidan'dan 'Suriye Kürtleri' ve 'İsrail' açıklaması
- Müge Anlı'nın eşine yeni görev
- Bakanlık 5 ildeki lahmacuncuları ifşa etti
- AKP’nin tabutu CHP sıralarına kondu