'Zamanla bir problemim yok’
Onu çoğunuz şarkılarıyla, güzel sesi ve kendine özgü karakteriyle tanıyorsunuz. Bugün yazar Ayşegül Aldinç’le tanışacağız, “Malumatfuruş” isimli kitabını konuşacağız.
Müziği ve karakteriyle geçmişten günümüze “ikon” olarak karşımızda duran bir isim Ayşegül Aldinç. Üstelik bu konumunu hep görünmeye çalışarak değil olağan bir akışta sürdürüyor. Konserleri son sürat devam ediyor. Onu kimi zaman televizyonda görüyoruz. Ancak her konuda fikir belirtme gereksinimi duymuyor. Ortaya bir şey koyduğunda ise dikkat çekmemesi mümkün olmuyor. 20 yıldan fazla süre sonra İnkılâp Kitabevi etiketiyle yayımladığı ikinci kitabı “Malumatfuruş” da böyle bir yapıt. Bizi pandemi günlerine, eve kapandığımız, sıkışık hissettiğimiz günlere götüren bir günlük olarak tanımlanabilecek kitaptan aklıma takılanları Aldinç’le konuşmak çok keyifliydi. Buyurun sohbete.
- Yazılarınızın zaman aralığı Nisan 2020 ile Ekim 2023 arası. Pandemi dönemiyle ilgili kitapların her türlüsünü çok değerli buluyorum; çünkü insanlığın daha önce karşılaşmadığı bir olguyu duygusal değişimler eşliğinde aktarmak okuyan için çok besleyici. Bu hatıraların sizin kaleminizden çıkması ise ortaya çok keyifli metinler çıkarmış. Peki siz üç yıllık sürede yazılar üzerinden duygu durumunuza yönelik nasıl değişimler yaşadığınızı söyleyebilirsiniz?
Tam bir survivor durumuydu. Sürecin başında hepimiz gibi şaşırdım ve panikledim. Pandemi, hayatımın en önemli insanı hakkında belki de en önemli kararımı almama sebep oldu. Artık çok yaşlanan annemin evini kapatıp benim evimde birlikte yaşamak… Dış dünyadan korunma fikri onun sorumluluğunu yüklenmem açısından daha da arttı. Sosyal hayatımdan vazgeçmek durumunda kaldım ama bundan hiç şikâyetçi olmadım. Hâlâ asansöre binerken bile maske takıyorum Zamanla her şeye alışıyor insan.
- Kitapta insanlara ilişkin çok ilginç tespitler var ve sizin muzip cümlelerinizin arasına sıkışsa da oldukça gerçekçi ve biraz neslimize yönelik umut kırıcı. Peki bu gözlemler kitapta zaman zaman değindiğiniz gibi evin camından yani uzaktan bir gözlemci gibi insanları izleyen Ayşegül Aldinç'in yorumları mı, yoksa yaşam birikimlerinizin bir sonucu mu?
Gelişkin bir gözlem yeteneğim olduğu doğru. Yaşadıkça birikiyor; biriktikçe de taşıyor; taştıkça da paylaşma ihtiyacı içerisinde oluyorsun. Yazabilme yeteneği bana babamdan geçen en değerli miras.
- Ayşegül Aldinç ismi çok büyük bir isim. Özellikle bir kuşak için hem efsane konumunda hem de bir rol model. Ancak siz bu statünüzün altını büyük laflarla, abartılı davranışlarla çizmediniz. Sanırım birçok tanınmış kişinin yaşadığı "unutulmamalıyım" kaygısını da pek yaşamıyorsunuz. Neden?
Güzel sözlerinize teşekkür ederim. Sorunuzun içinde cevap da gizli aslında. (Gülüyor) Hepimiz bu dünya üzerinde bize ayrılan süre içerisinde anlaşılabilmek, kabul görmek ve fark edilmek isteriz. Benim de içinde bulunduğum bazı mesleklerde bu, gereklilik ve önem arz eder. Ama bazılarımız görünmediği zaman nefes bile alamazken kimimiz de doğal sürecin içerisinde daha sakin kalarak varlığımızı sürdürürüz. Ben ikinci gruba giriyorum. Kitabımda “Rüzgâr ve Güneş” meselinde bu farkın altını çizmiştim bu arada.
- Kitapta dikkatimi çeken, kullandığınız dil ne kadar samimi olsa da bu samimiyet geçmişin kabul gören ama artık özellikle genç kuşaklar tarafından hoş karşılanmayan toksik düşüncelerinden iz barındırmıyor. Her zaman kendinizi güncel ve zamanın ötesinde tutuyorsunuz diyebilirim. Sanırım sık sık gençliğinizi nasıl koruyorsunuz diye soruyorlar. Ben de düşünsel ve davranışsal olarak gençliğinizi nasıl koruyorsunuz diye sorayım.
Zamanla öyle büyük bir problemim yok. Zaman zaman varmış gibi görünmüşse de bunun nedeni güzellik, gençlik dayatmasının bünyede yarattığı rahatsızlık hissinin dışavurumu olabilir. Bu, özellikle kadın cinsinin fiziksel performansının üzerine ısrarla tutulan projektörlerin, objektiflerin varlığı ile ilgili bir durum. Düşünsel ve davranışsal anlamda taze kalabilmek, çağa belli ölçüler içerisinde sağlanan uyumla sağlam kafa ve sağlam vücut bütünlüğünün izdüşümü olsa gerek.
- Bu ikinci kitabınız. "Keşke daha çok kitap yazsaydım" diyor musunuz?
Diyorum ya… Bundan sonrası için fitil ateşlenmiş durumda. Daha yazacak öyle çok şey var ki...
"YALNIZLIĞI SEÇTİĞİM OLDU"
- Yalnızlığıyla barışık bir insansınız. Yalnız kalmamak için yanlış seçimler yapan ve hatalarını görmesine karşın davranışlarını değiştirmeyen çok insan var. Kendilerine bir öneriniz olur mu?
Vaktiyle bu saydıklarınızın hepsini yaşadım ben de. İyi ki yaşamışım. Hatalarımızla hayata tutunmayı, belki de daha konforlu yaşayabilmenin yollarını öğreniyoruz. Büyüdükçe, büyüttüğünüz şeylerle de mesafe olarak aranız açıldığından onların ne kadar küçük şeyler olduğunu görüyorsunuz. Hatalar yaparak, daha az yapmaya aday olunabiliyor. Yalnızlıklı ve beraberlikli yaşam ikilemine ikisini de yaşayıp düşmemiş insan pek azdır. İnsan sosyal bir varlık. Evet dönem dönem yalnızlığı seçtiğim doğru. Yalnızlığıyla barışık olmak hayatına kimseyi almamak anlamına da gelmiyor tabii.
DİJİTAL DE OLABİLİR
- Sosyal medya ile aranız nasıl? İlerleyen günlerde dijital platformlarda projeleriniz olur mu?
Instagram ve Twitter kullanıcısıyım. Geçtiğimiz yazdan bu yana konserlerim yoğunlaştı. Bazen haftada iki defa sahne alıyorum. Kendime ve farklı işlerime zaman ayırmak gerekiyor. Dijital platformlar için şimdilik proje bazında bir hareketimiz söz konusu değil. Bir ara olur o da ama.
En Çok Okunan Haberler
- Suriye'yi nasıl terk ettiğinin ayrıntıları ortaya çıktı!
- Petlas'tan o yönetici hakkında açıklama
- Nevşin Mengü hakkında karar
- 3 zincir market şubesi mühürlendi
- Geri dönüş gerçekten 'akın akın' mı?
- Eski futbolcu yeni cumhurbaşkanı oldu
- Fidan'dan 'Suriye Kürtleri' ve 'İsrail' açıklaması
- Müge Anlı'nın eşine yeni görev
- Bakanlık 5 ildeki lahmacuncuları ifşa etti
- AKP’nin tabutu CHP sıralarına kondu