Brüksel’e tepeden bakmak
Yahya Kemal Beyatlı Brüksel’i görseydi “Sana dün bir tepeden baktım aziz Brüksel” der sonra da “Görmedim gezmediğim, sevmediğim hiçbir yer/Ömrüm oldukça gönül tahtıma keyfince kurul/Sade bir semtini sevmek bile bir ömre değer” diye devam eder miydi, bilemeyiz.
Hayat, istasyonlara taşınıyor...
İstasyonda treninizin hareket saatini beklerken ya da biletinizi almak için sıra beklerken “öykü makinesi”nden size ilham verecek bir kısa hikâye okumaya ne dersiniz?
Nâzım için Türkçe öğrenen Belçikalı...
Anacığım dinle” diye kesti kız. “Bana Almanya’dan yolladığı kitabı anımsıyor musun? Hani şu Almanca şiirler. Ne yaptım acaba? Altüst etmediğim.” “Duruyor o kitap.” “Kesin biliyor musun?” dedi kız. “Tabii. Yani bende. Freddy’nin odasında. Orada bırakmışsın, ben de şeyde yer bulamayınca... Ne oldu? Yoksa istiyor mu?”“Yoo. Sordu yalnızca. Arabada giderken sordu. Okuyup okumadığımı öğrenmek istedi.” “Almancaydı ama!” “Evet canım ama fark etmiyor” dedi kız bacak bacak üstüne atarak. “Bu şiirler, yüzyılımızın tek büyük şairinin elinden çıkmışmış. Hiç değilse çevirilerini edinmeliymişim ya da o dili öğrenmeliymişim, işe bak.” “Korkunç. Korkunç. Aslında üzücü, evet üzücü...”
Otelde Tenten süiti
Brüksel’in tarihi kalbinde neredeyse şehrin simgesi haline gelmiş olan İşeyen Çocuk heykeline doğru giderken sağda kente gizemli bakışlar sarkıtan 5 yıldızlı Hotel Amigo’nun aslında zamanında bir hapishane olduğunu hatta adının da oradan geldiğini çoğu Brükselli bile bilmez.
Sosyalistler ‘ileri’!
“Arthur parti üyelik kartın gelmiş” diyen eşi Olivia’nın uzattığı kartı alırken tereddüt etti. Yılların sosyalisti Arthur, iki dilli Brüksel’de Flaman sosyalistlerinin emektarlarındandı. Kartın üzerinde yeni bir parti adı vardı.
Sahte ile gerçek arasında!
“Sansasyonel, olağanüstü ve doğaüstü, günlük yaşamın sıradanlığında, rutinden kaçmamızı sağlayan tatlı baştan çıkarmalardır. Ancak aldatma oyunu, sadece farkında olduğumuzda ve önceden kabul ettiğimizde eğlencelidir. Kasıtlı olarak aldatıldığımızda, birçok bakımdan kaybeden taraftayız, paramızı, güvenilirliğimizi, bütünlüğümüzü ve hatta varlığımızı kaybediyoruz.