Karpatların Maradona'sı Hagi
Romanya’nın en büyük futbolcusuydu, futbolcuların en mutlusuydu Romanya’da. 89’da ülkesindeki dönüşüm ile birlikte, yani duvarların yıkılışıyla birlikte o da yolunu çizecek ve dünyanın en büyük takımlarına uzanacaktı. Real Madrid, Barcelona...
Asırlık yolculuk: Taçsız kral Metin Oktay
Metin Oktay’ın
oynadığı futbol
ve attığı gollerle
halkın gönlünde
taht kurması
Galatasaray’ın da
tüm Türkiye çapında
sevilmesini ve
kitleselleşmesini
sağlamıştı.
Prekazi'nin uzun yolu
Attığını vuran, tutuğunu koparan, inatçılığını
konuşturan, taraftara ve Galatasaray’a
sevdalanan, oynadıkça oynayan, golleriyle
unutulmaz olan, Balkanların havasında suyunda
büyüyen kendine has bir futbolcuydu...
Çanakkale içinde sarı kırmızı hüzün
Bambaşka umutlarla Mektebi Sultani sıralarında, yani
Galatasaray Lisesi’nde dirsek çürütmüş, ortak kaderlerinin
Çanakkale’de buluşturduğu 11 Galatasaraylının acı hikâyesi.
Hep Galatasaraylı kaldım başka takım tanımadım
Fatih Terim kulübe 1974’te geldi, 1985’de jübile yaptı. 11 yıl sonra teknik direktör olarak döndü.
Nebil Özgentürk yazdı: Galatasaray demek...
Türkiye’nin spor tarihine adını hep gerçekleştirdiği
ilklerle yazdırmış, geleneklerine, tarihine hep sahip
çıkmış bir büyük camianın müzesine yeni bir kupa
daha geldi: 2017-2018 sezonu şampiyonluk kupası.
Galatasaray tarihi, içinde inanç, kavga, acı,
sevgi, ter, mücadele, umut ve vizyon olan bir tarihtir.
Yaşar Kemal'siz 3 yıl... Sığınağımızı çok özlüyoruz
Edebiyatımızın büyük ustası Yaşar Kemal’i ölümünün üçüncü yılında özlemle anıyoruz. Nebil Özgentürk, dostu Yaşar Kemal’i yazdı: Yaşar Abi, hayat adamıydı, barış adamıydı, özgürlük türkücüsüydü, doğa adamıydı, dost adamdı, adam gibi adamdı...
İyi ki ‘sanat’ diye bir liman var
Zülfü Livaneli ’nin, ‘50’nci sanat yılı’ ve 70’inci yaşı geçen günlerde Moskova, Bremen, Atina ve İstanbul’da düzenlenen beş geceyle kutlandı.
‘Hadi, bir kez daha barış diye haykıralım’
Kıbrıslı Rumlar ve Türkler, önceki akşam “kimsesiz bir
arazi”de, Zülfü Livaneli ve Maria Faranduri konserinde buluştular.
Livaneli, “yaman bir çelişki”den söz ediyordu; “Biz yıllardır
‘Kıbrıs’a barış gelsin’ derken, kendi ülkemizde gencecik
çocuklar toprağa düşüyor. Hadi, hep birlikte buradan dünyaya
bir kez daha ‘barış’ diye haykıralım..”