"12 Eylül'de AKP'nin sivil diktası oylanacak"

CHP Merkez Yönetim Kurulu(MYK), Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu başkanlığında toplandı. Yaklaşık 3 buçuk saat süren toplantının ardından Parti Sözcüsü Okay, toplantı hakkında gazetecilere bilgi verdi. Toplantıda geçen hafta yapılan yurt içi ve yurt dışı gezileri hakkında MYK üyelerine bilgi verildiğini ifade eden Okay, yaptıkları Polatlı, Eskişehir, Bilecik, Bursa ve Yalova gezilerinde CHP'ye ve Kılıçdaroğlu'na yoğun ilgi olduğunu, gezilerden, referandumda hayır oyu verileceği yönünde izlenim edindiklerini bildirdi. Okay, KKTC'de Girne'de Kılıçdaroğlu'nun yaptığı kısa yürüyüş sırasında da halkın yoğun ilgisiyle karşılaştığını anlattı.
 

Kılıçdaroğlu'nun 9 Ağustos'a kadar programı belli oldu

Kılıçdaroğlu'nun bugüne kadar toplam 17 ili ziyaret ettiğini kaydeden Okay, ilk aşamada 9 Ağustos'a kadar yapılacak olan yurt içi gezilerinin programını açıkladı. Buna göre CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu 23 Temmuz'da Malatya, 24-25 Temmuz'da Kayseri, ardından Trabzon üzerinden Ordu ve Samsun'da, 30 Temmuz'da Kahraman Maraş, 31 Temmuz'da Kilis, 1 Ağustos'ta Iğdır ve Kars'ta, 2 Ağustos'ta Ardahan, Artvin ve Rize'de, 3 Ağustos'ta Gümüşhane ve Bayburt'ta, 7 Ağustos'ta Yozgat ve Sivas, 8 Ağustos'ta Erzurum ve Erzincan'da olacak.

12 Eylül'de yapılacak referanduma kadar Kılıçdaroğlu'nun 58 ile daha giderek toplam 75 ile gitmeyi hedeflediğini dile getiren Okay, İstanbul'da Avrupa ve Anadolu yakasında iki ayrı mitingin düşünüldüğünü, İzmir'de yapılacak mitingin de 6 Eylül'de yapılmasının değerlendirildiğini belirtti.
 

CHP de referandum kitapçığı hazırlayacak

Okay, 12 Eylül'de yapılacak referanduma ilişkin CHP'nin görüşlerini anlatan kolay anlatımlı bir broşür hazırlamayı kararlaştırdıklarını ifade ederek "Hem de Anayasa değişikliğinin içeriğini de değerlendiren bir kitapçık yayınlamayı ve bu kitapçığın içerisinde de AKP tarafından hazırlanmış olan kitapçığın gerçekleri nasıl çarpıttığını da ifade etmeyi düşünüyoruz" dedi.

4 Ağustos'da CHP Parti Meclisi'nin (PM) toplanacağını da açıklayan Okay, belirli illerden sorumluluk üstlenen MYK üyelerinin yanına 3'er milletvekili ile 2'şer PM üyesinin katılımı ile 6'şar kişilik grupların oluşturulacağını, bu grupların başkanlığındaki MYK üyesinin sorumlu olduğu illerde Anayasa değişikliği referandumu ile ilgili çalışmalara katkı vereceklerini belirtti. Okay, geçmişte 50'den fazla üye olmadığı için CHP örgütlerinin olmadığı yerlerde açılan CHP İlçe Örgütlerine atamalar yapıldığını bildirdi.
 

CHP'li Buca Belediye Başkanı'na soruşturma

Okay, CHP örgütünden ve partililerden gelen yoğun şikayetler nedeniyle bu şikayetlere ilişkin bir değerlendirme yapmak üzere İzmir Buca Belediye Başkanı Ercan Tatı hakkında bir soruşturma yapmak üzere Faik Öztrak, Hüseyin Karakoç ve Ali Koçal'dan oluşan MYK komisyonunun oluşturulduğunu ve bu şikayetleri inceleyeceklerini açıkladı.
 

"12 Eylül'de AKP'nin sivil diktası oylanacak"

Açıklamalarının ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Okay, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın dünkü grup toplantısında 12 Eylül 1980 darbesinin idam ettiği gençleri anlatarak referandumda destek istemesini nasıl değerlendirdiği yönündeki bir soru üzerine 12 Eylül rejiminin birçok insanı mağdur ettiğini, haksız idam kararları verildiğini, o dönemde CHP'nin ve diğer partilerin de kapatıldığını, partilerin bedel ödediğini ifade ederek şöyle konuştu:
"Ancak o dönemde bedel ödemeyenler ve dönemin ürünü siyasi yapılanmalar, o dönemin sayesinde bugün siyasette yer alanlar şimdi bir duygu sömürüsü yarışına girmişlerdir. Onu kendi dünyalarında hissetmeyenler, bu duygu sömürüsüyle, gözyaşıyla mağdur edebiyatıyla geçmişte yakaladıkları kimi siyasi başarıları yine aynı koşullarda yakalayacaklarını zannetmektedirler. Ancak 12 Eylül nasıl bir dikta anayasası ise 12 Eylül'de oylanacak olan Anayasa değişiklikleri de AKP'nin sivil diktasının Anayasası'dır. 'Bir dikta Anayasası'nı değiştiriyoruz' diye yola çıkanlar, kendi dikta Anayasalarını oylatmak üzere yola çıkmışlardır."

Başbakan Erdoğan'ın dün grup toplantısında isimlerinden bahsettiği kişilerin yakınlarının Başbakan'a tepki gösterdiğini belirten Okay, "Siyasette ortak paydaların olan kişilerle birlikte o siyasette yol alacaksın. Birilerinin duygularını sömürerek siyaset yaptığınız takdirde mutlaka o duygularını sömürmek istediğiniz veyahut da ismini vererek kullandığınız kişilerin yakınları bu tepkiyi gösterecektir. Bunu da çok doğal karşılamak lazım" diye konuştu.
 

"Haberal da babasının cenazesine gidemedi"

Başbakan Erdoğan'ın, Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay'ın 12 Eylül döneminde cezaevinde olduğu için babasının cenazesine gidemediğini gündeme getirdiğini de anımsatan Okay, "Bugün sıkıyönetim yok, olağanüstü hal yok. Ama olağandışı bir hukuksuzlukla tutuklu olanlar da babalarının maalesef cenazelerine katılamadılar. Bunun en somut örneklerinden biri de Sayın Mehmet Haberal'dır. O duyguyu paylaşanlar, bugün bu olağandışı hukuk uygulamalarından dolayı Mehmet Haberal ve onunla birlikte tutuklu olanların yaşadığı ıstırapları kendi iç dünyalarında yaşamalarını tavsiye etmiyorum ama hiç olmazsa dile getirmelerini ifade etmek istiyorum" diye konuştu.
 

"Danışman krizinin önemsenecek terafı yok"

Okay, Bülent Arınç'ın "12 Eylül'den en çok nemalanan parti CHP'dir" sözlerini değerlendirirken CHP'nin 1980'de kapandığını ve ancak 1992'de tekrar açılabildiğini anımsatarak "Bülent Arınç'ın bu tür söylemleri klasik Bülent Arınç üslubudur, normal karşılamak lazım" dedi.

Kıbrıs gezisinde yaşanan danışman krizine de değinin Okay, kendisini danışman olarak tanıtan kişinin kendileriyle birlikte VİP'ten geçmediğini, business class uçak biletiyle uçtuğunu ve kendisini danışman olarak tanıttığını, Kıbrıs'a vardıkları gecenin sabahında da fark edildiğini, önemsenecek bir tarafının olmadığını belirtti. Okay, "Başbakan'ın gezilerinde olduğu gibi bir koruma ordusuyla biz gezmiyoruz, Başbakan'a yakınlaşmanın mümkün olmadığı bir süreç yapmıyoruz. Bizim de etrafımızda, yakınımızda bu ve buna benzer kişiler olabilir, nihayetinde olay akşam yatmıştır, sabah ayrılmıştır. 1 gün sonra tespit edildi lafı da doğru değildir, VİP'ten de geçmemiştir" diye konuştu. Okay, sürekli "Etrafımızda acaba bizi suiistimal edecek biri var mı" diye kontrol etme gibi bir zorunluluklarının da olmadığını ifade etti.
 

"AKP'nin tavrı gayrı samimi"

Okay, iktidarın "12 Eylül'le hesaplaşacağız" söylemine karşın Adalet Bakanı Sadullah Ergin'in "12 Eylül'ü yapanlar yargılanabilir mi bilemiyorum" sözlerini nasıl değerlendirdiğinin sorulması üzerine bu konuda zamanaşımı tartışmalarının olduğunu ancak siyasetçiler olarak işlerinin, hukuk yollarını açmak olduğunu, bunun için de Anayasa'nın geçici 15. maddesinin değiştirilmesi için kanun teklifi verildiğini ve teklifin AKP tarafından reddedildiğini belirtti. Okay, "Bir taraftan 12 Eylül'ü yapanların yargılanmasının önünü açtık diyorsun, bir taraftan yargılanamazlıklarını hukuksal olarak değerlendiriyorsun. Ama öte yandan yargılanması için hukuksal yolu açan CHP değişiklik önerisini de reddediyorsun. Bu, gayrısamimi bir tavırdır" dedi.
 

"AKP sivil dikta özlemini fiilen uyguluyor"

CHP Tunceli Milletvekili Kamer Genç'in Tunceli'de deprem mağdurlarına yardım edilmemesini protesto için Başbakanlık önüne siyah çelenk bırakmasının polis tarafından engellenmesini nasıl değerlendirdiğinin sorulması üzerine Okay, AKP'nin mağduriyetten sadece kendi mağduriyetini anladığını ifade ederek şunları söyledi:
"Üzücü olan şudur: Hak ve özgürlükleri dilinden düşürmeyenler, en ufak bir şekilde demokratik tepkisini göstermek isteyince en kaba şekilde susturulmak isteniyor. İşin üzücü boyutu budur. Maalesef AKP iktidarı, Anayasa değişiklikleriyle perçinlemek istediği sivil dikta özlemini fiilen uygulamaktadır."