19 Mayıs 1919'un 90. Yıldönümü
Gazi Mustafa Kemal ünlü Nutuku’na şu sözlerle başlar: “1919 senesi mayısının 19’uncu günü Samsun’a çıktım. Genel durum ve görünüş: Osmanlı Devleti’nin içinde bulunduğu topluluk genel savaşta yenilmiş, Osmanlı’nın ordusu her yanda zedelenmiş, koşulları ağır bir ateşkes antlaşması imzalanmış. Büyük savaşın uzun yılları boyunca, ulus yorgun ve yoksul bir durumda. Ulusu ve yurdu genel savaşa sürükleyenler, kendi başlarının kaygısına düşerek yurttan kaçmışlar...’ Gerçekten de 19 Mayıs 1919’dan sonra Mustafa Kemal’in yukarıda betimlediği durum tamamen değişerek farklı bir görünüm alacaktır. Çünkü bu tarihten sonra Türk devriminin aksiyon yani eylem yönü başlayarak Anadolu ihtilali gerçekleştirilecektir, Gazi Mustafa Kemal’in önderliğinde.
Bu yıl 90. yıldönümünü kutladığımız 19 Mayıs’ın tarihimizdeki yeri onun bir ilk adım olmasındadır. Bu tarihten başlamak üzere Osmanlı Devleti’ne ve padişaha karşı bir hareket başlamıştır.
Ama bu hareket birdenbire olmamış, adım adım gerçekleştirilmiştir. Mustafa Kemal bunu Nutuk’ta şöyle açıklar: “Görülüyor ki verdiğimiz kararın uygulanmasını sağlamak için henüz ulusun bilmediği sorunlara değinmek gerekiyordu... Osmanlı hükümetine, Osmanlı padişahına ve Müslümanların halifesine başkaldırmak ve bütün ulusa ve orduya başkaldırmak gerekiyordu. Türk ata yurduna ve Türk bağımsızlığına saldıranlar kimler olursa olsun, onlara bütün ulusça silahla karşılık vermek ve onlarla savaşıma girmek gerekiyordu.
Bu önemli kararın bütün gereklerini ve zorunluluklarını ilk günden açıklayıp anlatmak elbette uygun olmazdı. Uygulamayı birtakım aşamalara ayırmak ve olay ve gelişmelerden yararlanarak ulusun duygu ve düşüncelerini hazırlamak ve basamak basamak yürüyerek amaca varmaya çalışmak gerekiyordu...”
Nitekim de öyle oldu. Gazi Mustafa Kemal dediklerini adım adım gerçekleştirdi. Halkı alıştıra alıştıra... 19 Mayıs 1919’da kuruluş aşamasına başlayan bu yeni devlet sırası ile Amasya Genelgesi, Erzurum ve Sıvas kongreleri ile 23 Nisan 1920 tarihine gelindiğinde kuruluş sürecini tamamlamıştı.
19 Mayıs 1919’dan 19 Mayıs 2009’a vardığımızda şu 90 yıl içerisinde yapılan gelişmeleri değerlendirmemiz gerekirse arka arkaya birçok soruya yanıt aramamız gerekiyor. Öncelikle şunu sormalıyız kendi kendimize; Gazi Mustafa Kemal’in amaçladığı bir Türkiye ile karşı karşıya mıyız? Ya da onun özlemi neydi?
Hatırlatayım!
Onun özlemi, çatışmaların olmadığı, sürekli bir barışın baskın olduğu, insan sevgisine dayalı, hümanist, barışçıl bir toplum ve dünya düzeni idi... O halde yukarıdaki sorunu, yanıtını aradığı o ideal toplum düzeninin formülünü onun 21 Haziran 1935 tarihindeki sözleri ile yanıtlamak isterim.
Görüyoruz ki 1935’teki Gazi’nin sözleri günümüzün de özlemini, beklentilerini dile getiriyor adeta. İşte ileri görüşlülük ve işte ulu önderin yanıtı:
“Şuna inanıyorum ki, eğer sürekli barış isteniyorsa, yığınların durumlarını iyileştirecek uluslararası önlemler alınmalıdır. İnsanlığın tümünün refahı, açlık ve baskının yerine geçmelidir. Dünya vatandaşları, haset, açgözlülük ve kinden uzaklaşacak biçimde eğitilmelidir.”
Dr. Handan DİKER Yeditepe Üniversitesi Öğretim Üyesi
En Çok Okunan Haberler
- Rus basını yazdı: Esad ailesini Rusya'da neler bekliyor?
- Yeni Ortadoğu projesi eşbaşkanı
- Esad'a ikinci darbe
- İmamoğlu'ndan Erdoğan'a sert çıkış!
- ‘Yumurtacı müdire’ soruşturması
- Çanakkale'de korkutan deprem!
- Naci Görür'den korkutan uyarı
- Türkiye'nin 'konumu' hakkında açıklama
- Kurum, şişeyi elinin tersiyle fırlattı
- 6 asker şehit olmuştu