''4. Ulusal Deniz Kaplumbağaları Sempozyumu''

Akıncıoğlu, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi'nde (ÇOMÜ) düzenlenen ''4. Ulusal Deniz Kaplumbağaları Sempozyumu''nun açılışında yaptığı konuşmada, Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü'nün Türkiye'nin bitki ve hayvan türleri açısından zengin bir coğrafyada yaşadığı bilinciyle, ulusal mevzuata ve uluslararası gelişmeler gereği, canlı türleri ile ekosistemlerinin korunmasını büyük bir önemle izlediğini vurguladı.

İnsanlık tarihinin milyarlarca yıllık gelişiminin ortak bir ürünü olan ve dünyanın birçok ülkesinde benzeri olmayan tabii kaynaklar ile biyolojik çeşitliliği bozmadan, kalkınma ilkelerine uygun bir şekilde işletilmesi, araştırılması ve sürdürülebilir şekilde kullanılmasında önemli görevler üstlendiklerini anlatan Akıncıoğlu, ''Bu kapsamda ülkemizdeki tüm türlerin korunması amacıyla bakanlığımızca tür izleme ve koruma genelgesi çıkarılıp, web sitesinde yayınlanmıştır. Ülkemizde yapılan bilimsel çalışmalar sonucu 21 önemli deniz kaplumbağası yuvalama alanı tespit edilmiş, bu alanlara ilişkin koruma ve kullanma koşulları oluşturulmuştur'' dedi.

Akıncıoğlu, yer küre üzerinde 8 tür deniz kaplumbağası türü bulunduğunu ifade ederek, şunları söyledi:

''Bu türler içinde 5'i Akdeniz'de yaşamaktadır. Akdeniz'deki türler arasında ise Caretta caretta ve Chelonia mydas (yeşil deniz kaplumbağası) öne çıkmaktadır. Bu iki tür Akdeniz sahillerimizi önemli ölçüde yuvalama alanı olarak kullanmaktadır. Çanakkale'de doğan bir yavru deniz kaplumbağası denize ulaşıp da Meksika sahillerine kadar gidebiliyor ve aynı sahili, güzergahı izleyerek, annesi olmadan, yol göstermediği halde aynı sahile gelip yumurta bırakabiliyor. Bu son derece önemli ve bilimsel araştırmaya muhtaç bir konu. Ülkemizde deniz kaplumbağalarıyla ilgili tüm faaliyetler genel müdürlüğümüz tarafından yürütülmekte ve kontrol edilmektedir. Sempozyum süresince deniz kaplumbağalarının biyolojisi ve korunması, yaşam ortamları, yasal düzenlemeler, kamuoyu bilinçlendirilmesi gibi konulara yönelik tebliğler sunularak bilimsel bir platformda konu tartışılacaktır.''
Değişik üniversitelerden çok sayıda bilim insanının katıldığı sempozyum 3 gün sürecek.