AB uyum süreci perspektifinden Anayasa değişikliği paketi
AB Genel Sekreterliği, TBMM'ye sunulan Anayasa değişikliklerine ilişkin paket önerisinde yer alan bazı düzenlemelerin, Türkiye'nin AB tam üyelik müzakerelerinde başta siyasi kriterler olmak üzere ele alınan hususlar perspektifinde genel bir değerlendirmesini yaptı.

ABGS'nin değerlendirmesi şöyle:
Madde 1: Anayasanın 10. maddesine yönelik bu öneri ile temel olarak kadın-erkek eşitliği açısından kadınlar lehine alınacak tedbirler ile çocuklar, yaşlılar ve engelliler gibi sosyal bakımdan korunması gereken kişilere yönelik alınacak tedbirler açısından pozitif ayrımcılığa Anayasal dayanak sağlanması amaçlanmaktadır.
Bu öneri ile öncelikle korunması gereken bu kişilere yönelik olarak yürütme tarafından alınacak bazı özel tedbirlerin, "eşitlik ilkesine aykırı" olarak mütalâa edilmemesi Anayasal güvence altına alınmak istenmektedir. Ayrımcılıkla mücadele alanında getirilmek istenen bu Anayasal güvencenin yanında İçişleri Bakanının koordinasyonunda çalışmaları yürütülen Ayrımcılıkla Mücadele ve Eşitlik Kurulu Kanun Tasarısı ve TBMM'ye sunulmuş olan Türkiye Ulusal İnsan Hakları Kurumu Kanun Tasarısı başta olmak üzere hükümet tarafından çeşitli tedbirler de paralel olarak alınmaktadır.
Öneri, aynı zamanda, Avrupa Revize Sosyal Şartı ve Türkiye'nin taraf olduğu uluslararası Sözleşmeler ile yine üyesi olduğu Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi tavsiye kararları ile de uyumludur.
Madde 2: Anayasanın 20. maddesine yönelik bu öneriyle, bireylerin kendi kişisel verilerinin korunmasını isteme hakkı Anayasal güvence altına alınmaktadır.
Bu öneri ile anayasal güvence altına alınmak istenen kişisel verilerin korunması hakkında, hâlihazırda TBMM gündeminde bulunan Kişisel Verilerin Korunması Kanun Tasarısı'na ilişkin görüşmeler de paralel olarak sürdürülmekte ve sürecin tamamlanmasıyla bu hakkın tam olarak güvenceye alınması amaçlanmaktadır. Böylelikle, Türkiye'nin başta AB ile olmak üzere uluslararası platformda uyuşturucu ve terörle mücadeleden, emniyet güçleri arasındaki uluslararası bilgi paylaşımı ve işbirliğine kadar birçok alanda karşılaşılan teknik sorunlar da aşılmış olacaktır.
Türkiye'nin kişisel verilerin korunması alanındaki uluslararası standartlara uyumu ve uluslararası sistemle etkin işbirliği bakımından gittikçe daha çok önem arz eden kişisel verilerin korunması hususunun Anayasal güvenceye kavuşturulması, Avrupa Konseyi çerçevesinde de gündeme gelmektedir.
Öneri, özel hayatın ve aile hayatının korunmasını garanti altına alan Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 8. Maddesi ve AİHM'nin çeşitli ülkelere yönelik kararları ışığında da önem taşımaktadır.
Madde 4: Anayasanın 41. maddesine yönelik öneriyle, çocuk haklarının korunmasına yönelik anayasal dayanak güçlendirilmekte ve genişletilmektedir.
BM'nin Çocuk Haklarına Dair Sözleşmesi ve Avrupa Konseyi'nin Çocukların Cinsel İstismar ve Suistimale karşı Korunması Sözleşmesi ışığında hazırlanan bu öneriye paralel olarak, TBMM ve hükümet bir süredir bu alanda yoğun faaliyetler yürütmektedir. Son dönemde TBMM Kayıp Çocuklar Komisyonu'nun bulguları ve girişimleri, 10 Kasım 2009 tarihinde TBMM'ye sevk edilen reform paketinde yer alan, terör örgütlerince suistimal edilen çocuklarımıza yönelik yasa değişiklikleri ve AB Genel Sekreterliği'nin ev sahipliğinde 13-14 Nisan 2010 tarihinde gerçekleştirilecek uluslararası Çocuk Adalet Sistemi konulu seminer bu alandaki en güncel örneklerdir.
Madde 5, 6, 7 ve 13: Anayasanın 51., 53., 54. ve 128. maddelerine yönelik bu önerilerle genel olarak, sendika özgürlüğünün iş kolu ile sınırlandırılmasının ve aynı iş kolunda birden fazla sendikaya üye olunamayacağı hükmünün kaldırılması; grev ve lokavt hakkında gereksiz sınırlamaların kaldırılması; memur ve diğer kamu görevlilerine toplu sözleşme hakkı getirilmesi; kamu hizmeti görevlilerine mali ve sosyal haklara ilişkin toplu sözleşme hükümlerinin saklı olduğunun hükme bağlanması amaçlanmaktadır.
Bu öneriler, Uluslararası Çalışma Örgütü'nün (ILO) Sendika Özgürlüğüne ve Örgütlenme Hakkının Korunmasına İlişkin 87 Sayılı Sözleşmesi başta olmak üzere ilgili Sözleşmeleri'nin yanı sıra Avrupa Revize Sosyal Şartı ve AİHM'nin ülkemize yönelik çeşitli kararları açısından da önem taşımaktadır.
Örgütlenme özgürlüğünün ve özellikle sendikal hakların alanının ve kapsamının genişletilmesi suretiyle, çağdaş demokratik toplumlarda öngörülen evrensel ilkeler temelinde çalışma hayatında hak arama imkânları artırılarak sivil toplumun güçlenmesi yönünde önemli bir adım daha atılmış olacaktır. Böylece hem bu alanda daha yüksek norm ve standartlara ulaşılması yönünde ilerleme kaydedilecek, hem de AB'nin öngördüğü gelişmiş sivil toplum yapılarının tesisi bakımından aşama sağlanacaktır.
Madde 8 ve 10: Anayasanın 69. maddesine yönelik öneriyle, siyasi partilerin kapatılması davalarına TBMM'nin izni şartı getirilmekte ve siyasi partilerin mali denetiminin Sayıştay tarafından yapılması sağlanmaktadır. Yine Anayasanın 84. maddesine yönelik öneriyle de, partilerin kapatılmasına sebep olan milletvekillerinin milletvekilliklerinin düşürülmesi, temel demokrasi ilkeleri, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve AİHM içtihadı uyarınca kaldırılmaktadır.
Demokratik sistemin vazgeçilmez unsuru, toplumdaki farklı siyasi görüşlerin örgütlü biçimde ifade bulabileceği siyasi partilerin mevcudiyetidir. Çağdaş demokrasiler ve özellikle Avrupa'daki örnekler doğrultusunda örgütlenecek, finansmanı sağlanacak ve denetlenecek, yargısal denetimi de çağdaş kriterler temelinde gerçekleştirilecek siyasi partilerin Türk demokrasisinin istikrarı ve gelişimi bakımından önemi açıktır. Getirilen Anayasa Değişikliği Paketinde bu amaçlara yönelik olarak, siyasi partilerin kapatılması davalarında demokratik denetim unsuru getirilmekte, bunun yanında genel olarak siyasi partilerin kapatılması da zorlaştırılmaktadır. Nitekim bu maddenin kapsadığı değişikliklerde, AB belgelerinde işaret edilen hususların yanı sıra Avrupa Komisyonu bünyesindeki Venedik Komisyonu'nun raporunda yer alan unsurlara azami ölçüde paralellik sağlanması hedeflenmektedir.
Madde 9: Anayasanın 74. maddesine yönelik bu öneriyle, bağımsız bir Kamu Denetçiliği Kurumunun (Ombudsmanlık) kurulmasına yönelik Anayasal dayanak sağlanmaktadır.
Bilindiği üzere, insan hakları alanında kurumsallaşmanın en önemli unsurlarından olan Kamu Denetçiliği Kurumu'nun kurulmasına yönelik Hükümetimizce hazırlanan ve TBMM tarafından kabul edilen yasa tasarısı Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmişti.
Bu yöndeki ihtiyacı karşılamaya yönelik bu öneriyle, Türkiye Avrupa coğrafyasında bu tür bir yapılanması bulunmayan nadir ülkelerden biri olmak konumundan çıkacaktır. Ayrıca, hükümet tarafından paralel olarak başlatılmış olan Ulusal İnsan Hakları Kurumu ve Ayrımcılıkla Mücadele ve Eşitlik Kurulu kurulmasına yönelik girişimlerle birlikte ulusal düzeyde insan hakları alanında tam bir kurumsallaşma sağlanmış olacaktır.
İnsan haklarının korunmasına daha etkin bir hukuki ve idari çerçeve sağlama amaçlı olarak ihdası öngörülen Kamu Denetçiliği (Ombudsman) sistemine getirilen Anayasal dayanak sayesinde idarenin eylem ve işlemlerinin iyi idare ve hukuka uygunluk bakımından yargı dışı bağımsız denetime tabi tutulması sağlanacak; insan haklarının korunması mekanizması güçlendirilmiş olacaktır. Bu husus hem gerçek ve etkin bir hukuk devleti idealine ulaşma, hem de AB;ye uyum bakımından önemli bir aşama teşkil edecektir.
Madde 15 ve 23: Anayasanın 144. ve 159. maddelerine yönelik önerilerle, temel olarak, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun (HSYK) oluşumu, HSYK üyelerinin nitelikleri ve seçimi, çalışma usul ve esaslarının düzenlenmesi ile Adalet Bakanlığına ait olan hakim ve savcıların denetlenmesi yetkisinin HSYK'ya verilmesi konuları düzenlenmektedir.
AB İlerleme Raporlarında Kurulun bağımsızlığı konusunda Kurulun yapısına ilişkin olarak, sadece Yargıtay ve Danıştay üyelerinin Kurulda yer alması ve Hakim ve Savcıların performansını denetleyen adalet müfettişlerinin Kurula değil de Bakanlığa bağlı olması hususları eleştiri konusu olmaktadır.
Anayasa değişikliği ile getirilmek istenen düzenlemeler, esasen, Adalet Bakanlığı tarafından uzun, geniş ve ilgili tüm paydaşlarla kapsamlı bir istişare süreci sonunda hazırlanan ve gerek hazırlanma süreci gerek içeriği açısından uluslararası platformlarda övgü toplayan Yargı Reformu Stratejisi ve Eylem Planında yer alan önemli unsurlar arasındadır. Yargı Reformu Stratejisi ve Eylem Planının uygulanması AB üyelik sürecimizde ülkemizin çağdaş bir yargı sistemine kavuşturulması açısından büyük önem taşımaktadır.
Bu değişiklikler sayesinde yargının tümünü temsil edecek geniş tabanlı bir HSYK'nın daha etkin bir işleyiş ve denetim mekanizması oluşturacağı değerlendirilmektedir. Daha etkin, adil ve verimli işleyen ve AB ülkelerindeki örnekleri ile uyumlu bir yargı sisteminin tesisi yargı alanında önemli bir ilerleme oluşturacaktır.
Madde 16: Anayasamızın 145. maddesine yönelik öneriyle, askeri yargının görev alanının askeri suçların yargılanmasıyla sınırlandırılması; devletin güvenliğine, anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçların, her hal ve karda adliye mahkemelerinde görüleceğinin hükme bağlanması; asker olmayan kişilerin, savaş hali dışında askeri mahkemelerde yargılanamayacağı hususunun Anayasal güvence altına alınması amaçlanmaktadır.
Bu öneri esasen, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin adil yargılanmayı düzenleyen 6. Maddesi ışığında ve AİHM'nin ülkemiz hakkındaki kararları açısından önem taşımaktadır.
Madde 17, 18 ve 20: Anayasanın 146, 147 ve 149. maddelerine yönelik bu önerilerle, Anayasa Mahkemesi'nin oluşumu, üye seçimi ve çalışma usulleri yeniden düzenlenmektedir.
Anayasa Mahkemesi'nin oluşumu, üye seçimi ve çalışma usulleri başta AB ülkeleri olmak üzere çeşitli ülkelerdeki uygulamalar ışığında ve ülkemiz ihtiyaçlarına uygun şekilde geliştirilmektedir. Bu değişikliklerle Anayasa Mahkememizin yapısı ve seçim yöntemi değiştirilerek üye sayısı artırılmaktadır. Üyelerin mensup olduğu kesimlerin çeşitlendirilmesine ve üyeliğin belirli bir süre ile sınırlandırılmasını öngören bu değişiklikle Anayasa Mahkemesinde özellikle adalet mekanizmasının farklı unsurlarının temsili güçlendirilmiş; toplumsal değişimin yansıması da artırılmış olacaktır. Böylece Anayasa Mahkemesinin demokratik çoğulcu bir toplumun farklı unsurlarını daha güçlü biçimde yansıtması sağlanacaktır.
Madde 19: Anayasanın 148. maddesine yönelik bu öneriyle, Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvuru hakkı getirilmektedir.
Her ne kadar Avrupa ülkelerinde bu doğrultuda yeknesak bir uygulamadan söz etmek mümkün olmasa da başta birçok AB ülkesi olmak üzere çeşitli gelişmiş ülkelerdeki uygulamalar dikkate alınarak geliştirilen bu öneri, temelde iç hukuk yollarının tüketilmesinin ardından başvuruları kabul eden AİHM önündeki ülkemiz aleyhine dava sayısı dikkate alındığında, mevcut ve olası sorunların iç hukuk yoluyla çözümünün sağlanmasına önemli bir katkı sağlayacaktır.
İyi işleyen bir bireysel başvuru mekanizması yoluyla ülkemizde insan hakları ve hukukun üstünlüğü standartlarının yükseltilmesi bakımından önemli bir adım atılmış olacaktır. Nitekim, temel hak ve özgürlüklerin kamu gücü tarafından ihlalinde bir hak arama yöntemi ve anayasa yargısının bir parçası olarak geliştirilen bireysel başvuru hakkı geliştirilmiştir. Esasen bu yaklaşım, Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi Tavsiye Kararları'nda ve Venedik Komisyonu raporlarında da olumlu yansımalar bulmuştur.
Madde 24: Anayasanın 166. maddesine yönelik bu öneriyle, Ekonomik ve Sosyal Konsey uygulaması anayasal güvenceye kavuşturulmaktadır.
AB tarafından, çeşitli konu başlıkları altında özellikle ekonomik ve sosyal politikaların belirlenmesinde, sivil toplum kuruluşları ve meslek odaları gibi unsurların Hükümet ile bir araya gelmesi ihtiyacına dikkat çekilmekte ve bunun etkin şekilde sistemli hale sokulmasının önemine vurgu yapılmaktadır. Farklı toplumsal kesimlerin sürekli ve yapısal işbirliğini temin edecek böyle bir mekanizmanın hem AB standartlarının yakalanması, hem de sosyal uzlaşı bakımından önemli katkı sağlaması öngörülmektedir.
Bu öneriyle, Ekonomik ve Sosyal Konsey'in etkinliği ve katılımcılığı anayasal güvence altında geliştirilecektir.

En Çok Okunan Haberler
-
İmamoğlu farkı açıyor!
-
Oyuncu Şinasi Yurtsever hayatını kaybetti
-
Nereden çıktı bu ‘kurucu önder’ lafı?
-
İsrail Şam'ı vurdu!
-
MSB'den açıklama geldi!
-
İmamoğlu’nun şansı
-
Özgür Özel istifasını istemişti: Yusuf Özcan istifa etti
-
Yeni Akit yazarı görevinden uzaklaştırıldı
-
AKP'li başkanın eşine ‘kritik’ atama
-
Erdoğan, 92 yaşındaki yurttaşa el öptürdü