Abbas ile Lieberman arasında söz düellosu
Filistin Yönetimi Devlet Başkanı Mahmud Abbas'ın Lieberman'ın Dışişleri Bakanlığı görevine atanmaması gerektiği yolundaki sözlerine karşı İsrail Dışişleri Bakanı Avigdor Lieberman da Abbas'ın otoritesinin ve meşruiyetinin giderek kaybolduğunu öne sürdü.
Filistin Yönetimi Devlet Başkanı Mahmud Abbas ile, Filistin'le barış görüşmelerinin yeniden başlaması halinde İsrail tarafının başkanlığını yapması beklenen İsrail Dışişleri Bakanı Avigdor Lieberman arasındaki ipler geriliyor. Abbas'ın, "Lieberman'ın Dışişleri Bakanlığı görevine atanmaması gerektiği" yolundaki sözlerine karşı Lieberman da Abbas'ın otoritesinin ve meşruiyetinin giderek kaybolduğunu öne sürdü ve "Filistinlilerin ancak yarısını temsil ediyor" dedi.
Hafta sonu Mısır gazetelerinden "Ekim"e yaptığı açıklamada, "İsrail Başbakanı olsaydım, Lieberman'ın yerine muhalefet lideri, Kadima Başkanı Tzipi Livni'yi atardım" diyen Abbas, Livni'nin koalisyonda bulunması halinde durumun daha farklı olacağını söyledi. Abbas ayrıca, Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy'nin bir süre önce İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'ya söylediği belirtilen, "Lieberman'dan kurtulup, yerine Tzipi Livni'yi getirmesi" şeklindeki sözlere de katıldığını ifade etti.
Bu sözlere karşı İsrail Dışişleri Bakanı Lieberman, İsrail radyosuna yaptığı açıklamada, Abbas'ın Hamas tarafından da sürekli gündeme getirilen meşruiyetinin bulunmadığı savlarını kullandı. Lieberman, Abbas'tan, kamuoyunda kullanılan ismiyle bahsederek, "Ebu Mazen'in meşruiyeti tam değildir" dedi.
İsrail radyosu, Lieberman'ın açıklamalarının, Abbas'ın gazeteye "Filistinlilerin geri dönüş haklarından asla vazgeçmeyeceği" yolundaki sözlerine cevap olarak geldiğini ifade etti. "Bu önerileri bir nimet olarak gördüğünü" söyleyen Lieberman, "Yerleşim inşaatlarının durdurulması talebi, onun (Abbas'ın) içinde bulunduğu zor durum ve yetersizliğin bir ifadesinden başka bir şey değildir" değerlendirmesinde bulundu.
Lieberman, "Abbas'ın otoritesi ve meşruiyeti azaldıkça, beklentilerinin düzeyini artırdığını, duruşunu sertleştirdiğini" öne sürdü ve "Abbas'ın bu günlerdeki meşruiyetinin kaynağı nedir" diye sordu. Lieberman, "Biz Filistin Yönetimi ile bir anlaşma imzaladık. Biz bu anlaşmayı tüm Filistinlileri temsil eden Filistin Yönetimi ile yaptık. Ama bugün Batı Şeria'da Fatahland, Gazze'de ise Hamastan var. Abbas'ın temsil ettiği gerçekte hangisidir? En iyi senaryoya göre halkının yarısı" diye konuştu.
Abbas'ın açıklamalarına İsrailli siyasetçilerden de tepki geldi. Dışişleri Bakan Yardımcısı Dani Ayalon, "Abbas'ın sözlerinin hoşgörülür bir yanı bulunmadığını" söylerken, "İsrail'in iç işlerine dış müdahalelerin kabul edilemez" olduğunu belirtti. Ayalon, bunun İsrail'in Yahudi devleti niteliğini yok edecek Filistinli mültecilerin geri dönüşünde ısrarlı olan bir Filistin liderinden gelmesinin de "daha vahim" olduğunu ifade etti.
Lieberman'ın Yisrael Beiteniu partisinden bakan Uzi Landau, İsrail'in ortaya çıkmasına yardımcı olacağı herhangi bir Filistin devletinin, "şer ekseninin bir parçası" olacağını öne sürerken, Şas partisi Başkanı ve Başbakan Yardımcısı Eli Yişai, bu sözlerin, "Filistin tarafında konuşulabilecek biri bulunmadığının bir başka hatırlatması" olduğu görüşünü dile getirdi. Kadima milletvekillerinden Nahman Şay da "İsrail'in siyasetine müdahalesinden dolayı Abbas'ı kınadı." Tzipi Livni ise Abbas'ın sözlerine karşı açıklama yapmamayı yeğledi.
Solana'ya cevap
AB Dış Politika ve Güvenlik Yüksek Temsilcisi Javier Solana'nın "İsrail kabul etmese bile, bir tarih vererek, BM'nin Filistin devletini tanıması" yolundaki çağrısını da değerlendiren Lieberman, "Bunun AB'nin görüşü olduğunu sanmıyorum" dedi. "Solana emekli olma yolunda. Emeklilik yolundaki herkes gibi, deklarasyonlar yaparak, arkasında bir şeyler bırakmak istiyor" diyen Lieberman, Ürdün ve Mısır'ı kastederek, "Bölgede var olan örneklerin, sadece görüşmelere dayandığı herkes için aşikardır. Barış zorlanamaz. (ABD Başkanı Barack) Obama da İsrail ve Filistinliler arasındaki doğrudan görüşmelerden başka alternatif bulunmadığını söylemiştir" diye konuştu.
Mısır'a büyükelçi ataması
İsrail Dışişleri Bakanı, Maariv gazetesinde yayımlanan haberde, Mısır'a büyükelçi olarak, Dışişleri'nin dışından, partinin bir üyesi olan arkadaşı Şaul Kamisa'nın atanacağıyla ilgili eleştirileri de cevapladı. "Mısır'a Büyükelçi Skandalı" başlığıyla verilen haberde, bu göreve asker kökenli birinin atanmasının Mısır ile ilişkiler açısından tedirginlik yaratacağı ifade edilerek, Lieberman'ın, daha önceki açıklamaları nedeniyle Mısır'la ilişkilerinin zaten iyi olmadığına işaret edildi. Haberde, Dışişleri Bakanlığından da bu atamaya tepkiler geldiği belirtildi.
Lieberman ise atamayı savunarak, Kamisa'nın başarılı bir askeri geçmişi olduğunu, aynı zamanda Romanya'da ve Ukrayna'da da temsilcilik görevlerinde bulunduğunu ifade etti. Lieberman, radyonun, Kamisa'nın profesyonelliğiyle ilgili sorusuna, "Profesyonel diplomat nedir" diye karşı soru yöneltti ve önceki hükümette de bu tür girişimlerin bulunduğunu belirtti. Lieberman, yeni büyükelçinin Atama Komitesi'nce de onaylanması gerektiğini hatırlattı.
En Çok Okunan Haberler
- Suriye'yi nasıl terk ettiğinin ayrıntıları ortaya çıktı!
- Petlas'tan o yönetici hakkında açıklama
- Nevşin Mengü hakkında karar
- 3 zincir market şubesi mühürlendi
- Geri dönüş gerçekten 'akın akın' mı?
- Eski futbolcu yeni cumhurbaşkanı oldu
- Fidan'dan 'Suriye Kürtleri' ve 'İsrail' açıklaması
- AKP’nin tabutu CHP sıralarına kondu
- Müge Anlı'nın eşine yeni görev
- Bakanlık 5 ildeki lahmacuncuları ifşa etti