ABD'de tarihi dava

Georgia eyaletindeki Savannah Yüksek Mahkemesinde dün federal yargıç William Moore, tarihi oturumda aralarında okuma yazma bilmeyen ve cezaevinde tutulanların da bulunduğu birçok tanığı tekrar dinledi.

Tanıklar, 1989'da Georgia eyaletinde bir beyaz polis memurunu öldürdüğü gerekçesiyle 1991'de idama mahkum edilen Davis'in (41) davasında yalan söylediklerini itiraf etti.
Yetkililerin isteği üzerine cinayeti Davis'in işlediğini söylediğini belirten tanıklardan Antwan Williams, "Polis geldiğinde onlara cinayeti işleyeni güçlükle tanıyabileceğimi söyledim. Korkmuştum, sadece oradan gitmek istiyordum" derken, yargıcın "Polise verdiğiniz ifadeyi tekrar okudunuz mu" sorusuna Williams, "Hayır, okuma yazma bilmiyorum" cevabını verdi.

Cezaevinde bulunan tanıklardan Kevin McQueen de, Davis ile cinayetten sonra 1989'da cezaevinde karşılaştığını ve Davis'in itirafını uydurduğunu, bu sayede cezasının hafiflediğini söyledi.

Cinayeti görmeyen, ancak cinayetten sonra Davis ile kısa bir konuşma yapan Jeffrey Sapp da, "Etrafımı polisler kuşatmıştı, üzerime tükürüyorlardı. Korkmuştum, ne isterlerse söyleyebileceğimi belirttim. Troy'un bir polisi öldürdüğünü söylediler. Çok sinirlilerdi. Ne isterlerse yapmak zorundaydınız" dedi.

Görgü tanıklarını dinlerken Davis'in kıpırdamadığı, kelepçe takılmayan mahkumun sabırla tanıkları dinlediği, arada sırada avukatlarıyla konuştuğu belirtildi.

Öldürülen polis memuru Mark McPhail'in arkadaşı Kim Robertson da AFP'ye yaptığı açıklamada, "Adaletin yerini bulmasına hazırım. (Davis) Çoktan idam edilmeliydi, suçlu olduğundan hiç şüphem yok" dedi.

Uluslararası Af Örgütü ve siyah Amerikalıların haklarını savunan NAACP örgütü üyelerinin de mahkeme önünde toplandığı bildirildi.

Yargıç Moore'un davayla ilgili karar vermesi bekleniyor. Amerikan Yüksek Mahkeme savcıları, iki yıl önce Troy Davis davasındaki görgü tanıkları ifadelerinin "şüpheli" olduğunu belirterek, mahkumun idamını infaza iki saat kala durdurmuştu.

Davis, 19 yaşındayken, Georgia eyaletinde bir beyaz polis memurunu öldürdüğü gerekçesiyle idama mahkum edilmişti. Cinayette kullanılan tabancanın bulunamaması ve olay yerinde kanıt olarak kullanılabilecek bir DNA izine rastlanmamasına rağmen, mahkeme 9 görgü tanığının ifadesine dayanarak bu cezayı vermişti. Görgü tanıklarından 7'si, daha sonra Davis'in aleyhinde verdikleri ifadelerini değiştirmişti.

Uluslararası Af Örgütü, davayla ilgili açıklamasında, ifadelerini değiştiren görgü tanıklarının ilk ifadelerini polisin zorlamasıyla verdiğini savunmuştu. Örgüte göre, okuma yazma bilmeyen bir görgü tanığı, polis tarafından yazılan, okuyamadığı bir ifadeye imza atmış, görgü tanıkları arasındaki genç bir kadın, daha önce şartlı tahliye yasasından yararlandığı için, ateş eden kişiyi görmediğini söylemekten korkmuş, başka bir görgü tanığı da "suç ortaklığı yapmakla suçlanacağı konusunda tehdit edildiği için" Davis'i suçlamak zorunda kalmıştı.

Davis, yıllar süren hukuk mücadelesinde 3 kez idam edilmekten kurtulmuş, Yüksek Mahkeme, ağustosta Davis'in masum olduğunu kanıtlayacak unsurları federal yargıca sunma hakkı vermişti. Davis'e verilen bu hak, ABD'de idam cezasının 1976'de yeniden yürürlüğe girmesinden bu yana ilk olma özelliğini taşıyor.