'Ağır bedeller ödedik, bu nemaysa allah size iki katını versin'

BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın partisine yönelik "terörden nemalanıyorlar" sözüne sert tepki gösterdi.

'Ağır bedeller ödedik, bu nemaysa allah size iki katını versin'
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 13.07.2010 - 12:22

BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş partisinin TBMM grup toplantısında yaşanan son gelişmeleri değerlendirdi. Demirtaş'ın konuşmasının başında ise Grup Başkanvekili Bengi Yıldız, Başbakan Erdoğan'ın grup konuşmasını tamamlamaması nedeniyle yayını kesmeyen Meclis Tv'yi uyardı. Yıldız, Demirtaş'ın konuşmasını keserek "Başbakan konuşmasını uzatıyor ve BDP olarak gruba başladık, kurallara uyulsun" dedi. Yıldız'ın uyarısının ardından konuşmasını sürdüren Demirtaş, hafta sonunda il teşkilatları ile yaptıkları toplantılar hakkında bilgi verdi. Demirtaş, BDP teşkilatlarının erken seçim ve referanduma hazır olduğunu ifade etti.
 

'18 Ekim'de Diyarbakır'da köhnemiş zihniyeti yargılamaya çağırıyoruz'

Demirtaş, KCK operasyonu nedeniyle tutuklanan partililerin ve belediye başkanlarının 18 Ekim'de ilk duruşmaya çıkacaklarını belirtirken "Suçsuz oldukları elbette anlaşılacak ama 1.5 yıldır cezaevinde kaldıktan sonra. Yargısız infazın yerini artık yargı, yargılı infaz almış olacak. Hukukdışı iddialarla yargılanıyorlar" dedi. Soruşturmanın adil olmayan, hukukdışı uygulamalarla yapıldığını, yargılamanın da aynı şekilde olacağını savunan Demirtaş, "Şekli bir yargılama olarak başladı, şekli bir yargılama olarak devam edecek. Ancak biz esastan sorgulayacağız. 18 Ekim'de asıl yargılanacak olanlar bu zihniyet sahipleri olacak. Herkesi 18 Ekim'de Diyarbakır buluşması ile bu köhnemiş zihniyeti yargılamaya çağırıyoruz" dedi.

'Hükümet saldırganlarla işbirliği içinde'

Demirtaş, Ankara Yenimahalle ilçe binalarının açılışı sırasında, bina yakınlarında önce silahla havaya ateş edildiğini, sonra ilçe eşbaşkanının aracının kundaklandığını, son olarak da dün gece evinin taşlandığını kaydetti. Demirtaş, "Hükümet Ankara'nın göbeğinde böyle bir saldırının faillerini nasıl yakalayamaz? İşte bu açıkça işbirliğidir. Hükümet bu saldırganlarla işbirliği içinde, partimize saldırıların da aktörü durumunda. Partimize yönelik her türlü saldırının sorumluluğu hükümettedir" dedi.
 

Anayasa Mahkemesi'nin kararını değerlendirdi

Demirtaş, grup konuşmasında, Anayasa Mahkemesi'nin geçen hafta verdiği kararı da değerlendirdi. İlkesel olarak parlamentonun iradesine ipotek koyan hiçbir vesayetçi anlayışı kabul etmediklerini belirten Demirtaş, "Başbakan da Anayasa Mahkemesi'ni statükonun kalesi olarak tanımlamıştır. Ancak statükonun kalesi, AKP'nin yaptığı anayasa değişikliğini statükoyu değiştiren bir değişiklik olarak görmemiştir. Statükonun kalesi sizin yaptığınız değişiklikte hiçbir beis görmüyorsa bu derin uzlaşmanın bir göstergesidir. Bu uzlaşmanın hangi minvalde olduğu Başbakan-Kılıçdaroğlu görüşmesinde konuşulacaktır. Denize düşen yılana sarılır misali, iki statükocu güç anlaşma, uzlaşma noktasına gelmişlerdir" diye konuştu.
 

'AKP boykotun soğuk yüzüyle karşılaşacak'

12 Eylül'de yapılacak referandumu hatırlatan Demirtaş, "Darbenin yıldönümünde sandığa gitme niyetinde olanlara sesleniyorum; emekliler, işçiler, yoksullar, Kürtler, Aleviler, gidip oy kullanacağınız bu pakette sizin için ne var? Bu paketi boykot edecek olanlar, evet ya da hayır diyecek olanlardan fazla. Bu ülkenin ezilenleri, elitlerden fazla. O gün AKP boykot edilecek, o gün AKP'ye 'ne Kenan Evren ne Tayyip Erdoğan anayasası, biz yeni anayasa istiyoruz' denilecek" dedi. Asıl devrimin 12 Eylül'de olacağını kaydeden Demirtaş, "AKP ilk kez boykotun soğuk yüzüyle karşılaşacak. Bir iktidarın halkı tarafından sandıkta nasıl reddedildiğini görecek" dedi. Demirtaş, BDP olarak referandumla ilgili çalışmaların startını 19 Temmuz'da vereceklerini de bildirdi.
 

Çiçek'e 'Nijerya' tepkisi

Demirtaş grup konuşmasında, "Nijerya'dakilere Türkçe öğrettik, Diyarbakırlılara öğretemedik" diyen Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek'e de yanıt verdi. Demirtaş, "Ünlü Türk büyüğü, Nijeryalılara Türkçe öğrettik, Diyarbakırlılara öğretemedik diyor. Temel problem Kürtlerin Türkçe öğrenememesi değil, anadiline sahip çıkıyor olması. Emin olun milyonlarca Kürt, ünlü Türk büyüğünden daha iyi Türkçe konuşuyor. Onu asıl rahatsız eden Kürtlerin anadilini unutmaması, asimile edilememesi. Nijeryalılara 'siz Türksünüz, anadiliniz Türkçe. Siz dağda bilmem ne oldunuz da size Nijeryalı dedik', herhalde böyle denilmemiştir. Nijerya'da asimilasyon yok. Diyarbakır'da asimilasyon var, inkar var. Ancak bin yılda geçse Kürt halkı anadilini unutmayacak. Gidin Nijeryalılar referanduma evet desin, biz evet demeyeceğiz. Boykot kararımızı uygulayacağız" diye konuştu.
 

'AKP Ağrı'da sandığa gidene 80 TL rüşvet verecek' iddiası

Demirtaş, Ağrı'da, AKP il teşkilatının, evleri dolaşarak vatandaşların kimliklerini aldığını ve sandığa gitmeleri halinde 80 TL vermeyi taahhüt ettiği iddiasında da bulundu. Demirtaş, "Boykot sancısı tutan AKP sandık rüşveti dağıtıyor. Başbakan'ın haberi yoksa bilsin. Halk sandığı boş bırakarak 80 TL'nin cevabını verecek. Böyle bir onursuzluğa en büyük cevabı da rüşvet teklif edilen Ağrı halkı verecek" diye konuştu.
 

'Cesetlere işkence' iddiasını yineledi

Demirtaş, bazı PKK'lilerin cesetlerine işkence yapıldığı iddialarını da yineledi. Başbakan Erdoğan'ın Bosna'da yaptığı konuşma, Gazze'ye ilişkin sözlerini hatırlatan Demirtaş, "Bosna'da konuşmak, Gazze'yle ilgili konuşmak güzel. Ancak ülkende yaşananların hesabını kim verecek? Elbette sen vereceksin" dedi. Demirtaş, cesetlere işkence yapılmasının kendileri açısından onur meselesi olduğunu ve sonuna kadar takipçisi olacaklarını da söyledi.
 

'Askerlik anılarını konuşacaklar'

Perşembe günü yapılacak Başbakan Erdoğan ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu görüşmesini de değerlendiren Demirtaş şöyle konuştu: "Başbakan kendini nimetten sayıyor. Kendini bu kadar ağırdan almasının ve başkalarıyla, başka partilerle görüşmenin, diğer partiler açısından bir lütuf olduğunu düşünüyor, bir anayasal görev olduğunun farkında değil herhalde. Ve kendisiyle görüşmek isteyen partilerin kendisinin kara kaşına kara gözüne hayran olduğunu sanıyor. Ana muhalefetle yıllar sonra görüşüyor olması teknik açıdan olumludur. Fakat sorunu tanımlama konusunda bile henüz bir yeteneğe kavuşmamış iki parti ne konuşacak merak ediyorum. Tabi ikisi de askerden yeni geldi herhalde askerlik anılarını paylaşacaklar, konuşacaklar onu biliyorum. Başka ne konuşabilecekler? Çünkü Kürt sorununu tanımlama konusunda bile zafiyetleri var. Zaten buluşmanın başlığının adı terörle mücadele. Yaklaşım ortada. Bu AKP'nin savaş cephesini genişletme çabasıdır. Bu CHP'yi savaş cephesine yedekleme, katma çabasıdır. Çözüm arayışı falan değil. Öyle olsaydı ortada bir yangın var, itfaiyeciyi arayıp görüşmek yerine benzinciyle sözleşme yapıyorsunuz. Böyle bir çözüm anlayışı olur mu?"
 

'Nema buysa allah iki katını versin'

Demirtaş, Başbakan Erdoğan'ın partilerine yönelik "terörden nemalanıyorlar" sözüne de yanıt verdi. 20 yıllık bir gelenekten geldiklerini, demokrasi ve özgürlük için çok ağır bedeller ödediklerini, binlerce üyelerinin infaz edildiğini, işkencelerden geçtiklerini ve tutuklandıklarını kaydeden Demirtaş, şunları söyledi: "Halen bin 600 arkadaşımız içerde tutuklu, belediye başkanlarımız kelepçelendi. Biz diyoruz ki eğer bu nemaysa Allah size iki katını versin inşallah. Yıllardır bunun acısını çektik, bedelini ödüyoruz. Siz ne yaptınız? Hele hele bölge milletvekilleri, bakanlık yapanlar ne yaptınız? Yıllardır bölgede yaşanan çatışmaların yarattığı ortamdan faydalanarak ihaleler, atamalar dışında ne yaptınız? Malvarlığınız, ailelerinizin malvarlığı, yakından takip ediliyor. Köşeyi dönmedik, trilyoner olmadık yakınınız kalmadı. Çünkü siz devletin iyi Kürtlerisiniz, bu savaştan işte böyle nemalanıyorsunuz. Siz devletin iyi Kürdü olarak nemalanıyorsunuz biz halkın özgürlüğünü savunduğumuz için infaz ediliyoruz, işkence görüyoruz. Partimiz kapatılıyor, tutuklanıyoruz. Bunların her biri gün gelecek ortaya çıkacak. Elbette ki bu savaş bitecek, bu ülkeye barış gelecek. Elbette ki o yedikleriniz o halkın sırtından elde ettiklerinizin hesabı sorulacak. BDP'yi bu şekilde suçlayıp, arkadan trilyonları hamuduyla götürmek kolay. BDP'nin barış konusundaki samimiyetini sorgulamaya hiçbirinizin hakkı yok, hiçbirinizin haddi değildir. Barış için bu kadar çaba sarf etmiş, iyiniyetini ortaya koymuş bir partiyi böylesine hedef gösteren kendini savcı hakim yerine koyarak cezalandırma hüküm kurma tekniğiyle ifadelerde bulunan başbakan kendi yürütme yetkisini aşmıştır artık yargının yetkisini kullanıyordur artık."


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler