"AKP, asgari ücretliyi yumurtaya mahkum etti"

DİSK-AR, 2 çocuklu bir asgari ücretlinin gıda için ayırabildiği paranın aylık 211 TL, günlük 7 TL, öğün başına ise 2.3 TL düzeyinde olduğunu ifade ederek, bu durumun 'alım gücünün değil, alım gücünün olmadığının göstergesi' olduğunu savundu.

Abone Ol google-news
Yayınlanma: 17.12.2010 - 09:30

DİSK-AR, 21 Aralık Salı günü, 2011 yılı asgari ücret zamını belirlemek için toplanacak olan Asgari Ücret Tespit Komisyonu'nun toplantısı öncesi asgari ücretlilere ilişkin bir rapor yayımladı. Raporda,Türkiye'de reel ücretlerin gerilemeye devam ettiği ifade edilirken, "Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Türkiye ekonomisinin performansını yumurtada yaşanan alım gücü artışı ile açıklamaya çalışmaktadır. Hatırlanacağı gibi kuş gribi bahanesi ile yüz binlerce tavuk telef edilmiş, köy tavukçuluğu bitme noktasına getirilmiş, kendi ailesinin beslenmesi için tavuk yetiştiren çok sayıda aile, artık yumurta ve tavuk satın almaya başlamıştı. Kriz sonrasında ise entegre tavuk işletmelerinin satışlarında ve karlarında ciddi artışlar yaşandı. Organik tavuk ve yumurta üretimi ise büyük bir darbe aldı. Dolayısıyla bakanın yumurta fiyatlarını alım gücü karşılaştırılmasında kullanması büyük bir talihsizliktir. Bunun yanında organik ürünlerin enflasyon hesaplarında kullanılmadığına ayrıca dikkat çekmek gerekir. Bu veriler dâhil edildiğinde gerçeklik çok daha farklı boyutları ile açığa çıkacaktır" denildi.

Asgari ücretin açlık sınırının altında belirlendiğinin dile getirildiği raporda, "Açlık sınırının altında belirlenen asgari ücretin kimi ürünlerde alım gücünde artış gerçekleştirdiği önermesinin doğruluğu, asgari ücretlinin bu ürünleri alacak gücünün olup olmaması ile bağlantılıdır" denildi. DİSK-AR Temmuz 2010 tarihinde açıkladığı asgari ücret raporunda, eşi çalışmayan 2 çocuklu bir asgari ücretlinin gıda için ayırabildiği paranın aylık 211 TL, günlük 7 TL, öğün başına ise 2.3 TL düzeyinde olduğunu ifade etmişti. Araştırmada, bu durumun alım gücünün değil; alım gücünün olmadığının göstergesi olduğu ifade edildi ve 'Bakan Şimşek'in övündüğü tablo budur' denildi.

Türkiye'de reel ücretlerde yaşanan gerilemenin hızla devam etmekte olduğunun ifade edildiği raporda, DPT verilerine göre 2010 II. dönemi için toplam sanayide birim reel ücretlerin 2005 yılının aynı dönemine göre yüzde 10 düzeyinde gerilediği ve bunun anlamının ortalama ücretlerin, 'sefalet ücreti' olarak belirlenen asgari ücret düzeyine doğru baskı altında olması olduğu dile getirildi. Raporda, "Dolayısıyla asgari ücrette yapılacak artış bu yoksullaşmanın önüne geçebilecek önemli bir araçtır. Buna karşın asgari ücret, gerek ücretsiz izinlerin, işten atılmaların yaşandığı krizden bu yana, gerekse 8 yıllık AKP döneminde kimi ürünlerin alım gücünde ciddi kayıplar yaşamıştır" ifadelerine yer verildi.

AKP hükümeti döneminde; asgari ücretin, 2008 yılında gündeme gelen asgari geçim indirimi uygulaması ile 2005 yılında gerçekleştirilen enflasyon üzerindeki ücret artışına rağmen, kimi gıda maddeleri ve kiradaki astronomik artışların altında ezildiği ifade edildi.
2003 yılının Ocak ayında, ortalama kira bedeli asgari ücretin yüzde 74'ü iken, bugün bu oran yüzde 81 düzeyine yükseldi. Bu asgari ücretlinin kira karşısında alım gücünü yüzde 9 kaybetmesi anlamına geliyor. Ayrıca bir asgari ücretli, 2004 yılında 76 TL'lik bir gıda bütçesi ile başka hiçbir gıda harcaması yapmadan 9 kilo koyun eti alabilirken, bugün bu miktar asgari geçim indirimi dahil bekar bir asgari ücretli için 7 kilo 700 grama, eşi çalışmayan, iki çocuklu bir asgari ücretli için 8 kilo 100 grama geriledi. Raporda, aldığı ücretle zaten et alamayan asgari ücretlinin alım gücünü bir parça daha kaybettiği belirtildi.
Yine 2004 yılında asgari ücretli gıda bütçesinin bütünü ile 20 kilo 600 gram beyaz peynir alabilirken bugün ortalama 15 kilo beyaz peynir alabiliyor. Patates de alım gücünün kaybedildiği ürünlerden oldu. 2004 yılında bütün gıda bütçesi ile 198 kilo patates alabilen asgari ücretli bugün 22 kilo daha az patates alabiliyor. Domateste de durum farklı değil. 2004 yılında alınabilen 85 kilo domatese karşın bugün ortalama 75 kilo domates alınabiliyor.
 

Son 2 yılda sebze ve ette yıkım başladı

Sınırlı gıda bütçesi ile yaşam mücadelesi veren asgari ücretlinin, 'ücretsiz izinlerin, işten atılmaların' yaşandığı krizden bu yana özellikle et ve sebze fiyatlarında yaşanan astronomik artışların karşısında zor günler yaşadığını belirtildiği raporda, krizin etkili olduğu 2008 yılının Kasım ayında, eşi çalışmayan ve iki çocuklu bir asgari ücretlinin, asgari geçim indirimi dahil, elde ettiği gelirden gıdaya ayırabildiği 179 TL ile (asgari ücretli gelirinin yüzde 33.7'sini gıdaya ayırabilmekte) daha fazla et ve sebze alabildiği ifade edildi. 2 yılda asgari ücretli bu ürünler karşısında ciddi alım kaybı yaşadı. Alım kaybı, domates için yüzde 41.1'e ulaşırken, koyun etinde yüzde 39.3 oldu. Asgari ücretli gıda bütçesinin tümü ile domates almaya kalktığında, 2 yıl öncesine göre 54 kilogram daha az domates alabiliyor. Aynı miktar koyun eti için 5 kilo, beyaz peynir için 700 gram, patates için 51 kilo, fasulye için 16 kilo.
 

Asgari ücret için insanca yaşam

Asgari ücretin, işçinin ailesi ile birlikte gıda, konut, giyim, sağlık, ulaşım ve kültür gibi zorunlu ihtiyaçlarını günün fiyatları üzerinden asgari düzeyde karşılamaya yetecek ücret olduğunun dile getirildiği Raporda, Sosyal Güvenlik Kurumu verilerine göre, sigortalı ücretlilerin yaklaşık yarısının asgari ücret düzeyinde gelire sahip olduğu, asgari ücret zammının aileleri ile birlikte 20 milyon kişiyi doğrudan etkilediği belirtildi.
DİSK-AR ayrıca raporunda asgari ücret zam oranının belirlenmesi konusunda öneride bulunarak, asgari ücretin, bir işçinin ailesi ile birlikte asgari olarak temel ihtiyaçlarını karşılayacak, işçiyi kimseye muhtaç etmeyecek bir düzeyde belirlenmesi ve sefaletin son bulması için, " Asgari ücret, işçinin ailesi ile birlikte tüm zorunlu ihtiyaçlarını karşılayacak biçimde, insan onuruna yakışan bir düzeyde tespit edilmelidir. Asgari Ücret Tespit Komisyonu işçilerin ağırlığı artırılarak demokratikleştirilmeli, emek örgütlerinin katılımı konusundaki sınırlandırmalar kaldırılmalıdır. Görüşmeler kamuoyuna açık hale getirilmeli, anlaşmazlık durumunda işçilerin üretimden gelen güçlerini kullanabilecekleri yasal zeminler oluşturulmalıdır. Asgari ücret net olarak belirlenmeli. Asgari ücret üzerinden alınan vergiler kaldırılmalıdır. Asgari ücretin herkese bölge, yaş, işkolu vb. ayrımı yapılmaksızın aynı oranda belirlenmesi esas alınmalı, bölgesel asgari ücrete uygulanması yolundaki girişimlerden uzak durulmalıdır. Asgari ücret gelir dağılımını düzenleyici yönde belirlenmeli ve ekonomik büyümeden pay almalıdır. Evlerde yapılan işler için de asgari ücret uygulamasına gidilmelidir" önerilerini getirdi.

 


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler