"AKP, yargıyı tamamen siyasetin eline alacaktır"
DSP Genel Başkanı Masum Türker, ''HSYK'yı kuşatarak ele geçirmeyi düşünen ve Anayasa Mahkemesi'ni ele geçirme hedefi güden zihniyetin temsilcisi olan AK Parti, bu kuşatma ve ele geçirme ile yargıyı tamamen siyasetin eline alacaktır'' dedi.
DSP Genel Başkanı Masum Türker, referandum süreciyle ilgili partisinin görüşünü anlatmak için geldiği Muğla'da düzenlediği basın toplantısında, Türkiye'nin demokratik yaşamının daha iyiye gitmesi için çalıştıklarını ederek, ''Türkiye'de birçok Başbakan görev yaptı. 59 ve 60. hükümetleri Recep Tayyip Erdoğan kurdu. 60 hükümetin başbakanları içinde kendisinden önceki başbakanı Yüce Divan'a gönderen tek Başbakan, Recep Tayyip Erdoğan'dır'' diye konuştu.
Yüksek Askeri Şura (YAŞ) ile ilgili tartışmaların Türkiye'ye çok şey kaybettirdiğini öne süren Türker, şöyle devam etti: ''Bu tartışmaların yapıldığı süreçte Diyarbakır'da yapılan bir toplantıda Türkiye'nin özerk bölgelere ayrılması talebi gelmiş, bu talebe karşılık Başbakan bir söz bile söylememiştir. Bu da gösteriyor ki Başbakan'ın da referandumdan sonra izleyeceği yolda Türkiye'nin özerk bölgelere ayrılması konusunda eğilimi var. Eğer böyle bir eğilimi yoksa o zaman açıklasın kamuoyu da bunu öğrensin. YAŞ ile ilgili tabii ki Başbakan ve Cumhurbaşkanı'nın beraber çalışacakları insanları seçme konusunda tercihte bulunma hakları var.''
Türker, 1. Ordu Komutanı Orgeneral Hasan Iğsız'ın ifadeye çağrılması kararının, zamanlamasının ''Yargının siyasallaştığının ispatı olduğunu'' öne sürerek şunları kaydetti:
''YAŞ toplantısının birinci gününde Başbakan'ın, Iğsız Paşa'yı istemediği anlaşıldıktan sonra hemen savcılık tarafından Iğsız Paşa'nın ifade vermeye çağrılması ve Iğsız Paşa'nın ailesi ile ilgili bazı internet sitelerinde yayın yapılması Başbakan'ın bu konuda belirli mihraklarla iş birliği içinde olduğunu ve özellikle yargının da baskı altında tutularak siyasallaştığını açıkça gösteriyor. Aynı şekilde YAŞ toplantıları süresince 'Balyoz' dolayısıyla tutuklanma kararı alınanlar hakkında yapılan itirazların YAŞ toplantısı sona erene kadar verilmemiş olmasıyla, yargının kullanılarak ordu içinde bir ayrılıkçılığa ve farklı düşüncelere neden oldukları kamuoyu önünde açıkça görülmüştür.''
Başbakan'ın ve AK Parti'nin referandum konusunda, yayımladıkları metinlerle söyledikleri arasında ''Tam ters uygulamaları görmenin mümkün olduğunu'' öne süren Türker, şöyle devam etti:
''Önce diyor ki 'Bu anayasa milletin anayasası olacaktır'. Kendisine buradan sormak istiyorum; Anayasa'nın hazırlanmasında AK Parti, tavrından ve duruşundan başka parlamentoda bir uzlaşma konusunda hiç tartıştı mı? AK Parti dışında muhalefetin verdiği herhangi bir önerge kabul edildi mi? DSP'lilere isterlerse parlamentoda temsil edildikleri için söz hakkı verebilecekken gerek önergeleri ve gerek şahısları adına söz istemlerinin çoğunluğunu AK Partililer doldurmuştur. Bu da bu Anayasa'nın milletin anayasası olmayacağını gösteriyor. Kaldı ki Kenan Evren'in de getirdiği anayasayı millete oylatmıştır. Hatta Tayyip Erdoğan ve arkadaşları o dönemde hiç sesini çıkarmadan suskun kalarak onayladıklarını belli etmişlerdi. Şimdi o anayasa da mı milletin anayasası oluyor? O anayasa 5 generalin anayasasıydı bu anayasa da Recep Tayyip Erdoğan ve AK Parti'nin anayasasıdır.''
Erdoğan'ın ''memurluğu'' küçümseyen sözler kullandığını belirten Türker, ''Başbakan'ın aslında bilinçaltı ortaya çıkmaktadır. Başbakan, memurları ikinci sınıf vatandaş olarak değerlendirmekte ve onların sorunlarıyla hiç ilgilenmemektedir. Bunun en tipik örneği, geçici öğretmenlik yapan bir vatandaşımızın yazın maaş alamadığı için çalıştığı okulda hamallık yaparken kalp krizi geçirerek ölmesi bunu açıkça ortaya koymaktadır'' diye konuştu.
Anayasa değişikliği
Türker, Anayasa değişikliği paketine neden ''hayır'' deme gerekçelerini şöyle sıraladı:
''Biliyoruz ki bu Anayasa değişikliğiyle yargı denetim altına alınacak. Demokrasilerde siyasi partilerin egemenliklerini sınırlandıran, diktatör olmalarını engelleyen yargı ve özellikle Anayasa Mahkemesi baskı altına alınmak istenmektedir. Gerek YAŞ ile ilgili kararlarda yaşananlar gerekse 3 yılı aşkındır devam eden davaların işleyişinde yargının nasıl siyasallaştığını toplum olarak açıkça görmekteyiz. HSYK'yı kuşatarak ele geçirmeyi düşünen ve Anayasa Mahkemesini ele geçirme hedefi güden zihniyetin temsilcisi olan AK Parti, bu kuşatma ve ele geçirme ile yargıyı tamamen siyasetin eline alacaktır. Biz bundan kaygılıyız.''
En Çok Okunan Haberler
- Rus basını yazdı: Esad ailesini Rusya'da neler bekliyor?
- Esad'a ikinci darbe
- Türkiye'nin 'konumu' hakkında açıklama
- İmamoğlu'ndan Erdoğan'a sert çıkış!
- Çanakkale'de korkutan deprem!
- Kalın Colani'nin yolcusu!
- Naci Görür'den korkutan uyarı
- Kurum, şişeyi elinin tersiyle fırlattı
- Erdoğan'a kendi sözleriyle yanıt verdi
- 6 asker şehit olmuştu