AKP'den ölümlerin soruşturulmasına izin yok

BDP'nin 1993 yılında 8'nci Cumhurbaşkanı Turgut Özal, Adnan Kahveci ve dönemin Jandarma Genel Komutanı Eşref Bitlis'in ölümlerinin araştırılmasına ilişkin Meclis Araştırma Önergesine yönelik grup önerisi Meclis Genel Kurulu'nda reddedildi.

TBMM Genel Kurulu'nda, BDP'nin "1993 yılındaki 8'nci Cumhurbaşkanı Turgut Özal, dönemin bakanlarından Adnan Kahveci ve dönemin Jandarma Genel Komutanı Eşref Bitlis'in ölümleri"nin araştırılması için verdiği Meclis Araştırma Önergesine ilişkin grup önerisi görüşüldü.

"Araştırılmalı ama şimdi değil"

Grup önerisinin aleyhinde söz alan AKP Malatya Milletvekili Öznur Çalık, Özal, Kahveci ve Bitlis'in ölümlerinin mutlaka araştırılması gerektiğini düşündüklerini belirterek, "Bu süreç manidardır. Mutlaka araştırılması gerekir. Hiçbir şeyin gizli kalmaması gerekir. Ancak Meclis'in seçimler nedeniyle çalışma takviminin darlığı nedeniyle bunlar önümüzdeki günlerde araştırılmalıdır" dedi. Çalık, Özal'ın ölümüyle ilgili savcılığın soruşturma başlatıldığını belirterek "AKP olarak Adnan Menderes'e, Turgut Özal'a, Adnan Kahveci'ye ve Eşref Bitlis'e sahip çıkıyoruz, çıkmaya devam edeceğiz" diye konuştu.

"Burası kahve değil"

TBMM İdare Amiri ve Muş Milletvekili Sırrı Sakık ise grup önerisinin lehinde yaptığı konuşmada, dönemin Jandarma Genel Komutanı Eşref Bitlis'in 17 Ocak 1993'te uçak kazasında, dönemin bakanı Adnan Kahveci'nin 5 Şubat 1993'de ailesiyle birlikte trafik kazasında olduğunu, 8'nci Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın da aynı yıl 17 Nisan'da yaşamını yitirdiğini belirtti. 1993 yılında Bingöl'de 33 askerin katledildiğini de belirten Sakık, AKP'li Öznur Çalık'ın özellikle Özal'la ilgili önemli şeyler söylediğini ve rahmet dilediğini ifade etti. Sakık "Rahmet yetmiyor bunları araştıracağız. Bu kara yıl. Nasıl öldüler, nasıl öldürüldüler. Bu ülkenin geçmişi karanlık" dedi. 1993 yılında PKK'nın ateşkes ilan ettiğini hatırlatan Sakık konuşması sırasında Bakanlar Kurulu sıralarında bazı bakanların sohbet etmesine tepki gösterirken AKP Grup Başkanvekili Ayşenur Bahçekapılı'nın itiraz etmesi üzerine "Size yakışmıyor onları savunmak. Burası kahve değil, sırtlarını dönmüşler, konuşuyorlar. Burada önemli bir şey konuşuyoruz" karşılığını verdi.

-"ÖZAL BİZE 'SİZİ DE ÖLDÜREBİLİRLER BENİ DE ÖLDÜRÜBİLİRLER' DEDİ"-

1993 yılında Turgut Özal'ın kendilerini çağırdığını ve bir grup milletvekili olarak Çankaya Köşkü'ne gittiklerini söyleyen Sakık şöyle konuştu:
"Köşk'te uzun uzun oturduk, sohbet ettik. 'Siz gitmelisiniz, risk almalısınız. Ateşkes sürecini uzatabiliriz. Sizi de hedef alabilirler beni de hedef alabilirler. Beni de öldürebilirler sizi de öldürebilirler' dedi. 'Yanınıza ANAP'tan, DYP'den milletvekili alın Şam'a gidin' dedi. Biz ANAP ve DYP milletvekilleriyle görüştük hiçbiri kabul etmedi. Biz Özal'ın tavsiyesi üzerine Şam'a gittik. Talabani de o süreç içindeydi. Özal, 'Talabani sizi orada bekliyor' dedi. Özal'ın öldüğü haberini orada aldık. Jandarma genel komutanı Özal'a bir rapor sunuyor, Adnan Kahveci rapor sunuyor; 'çatışma süreciyle bu sorun çözülmez, kangren olan bir sorun çatışmayla çözülmez diyorlar. Eşref Bitlis bir rapor daha sunuyor Özal'a; oradaki komutanların bu işten nemalandığını, rant sağladığını söylüyor. Üç aktör yaşamını yitiriyor. Özal'ın ölüm haberini aldığımızda, Sayın Öcalan şunu söyledi; öldürdüler göreceksiniz size de yönelecekler bana da suikast yapacaklar. Bizim milletvekili arkadaşımız öldürüldü, bizi buradan alıp götürdüler. Cezaevine konulduk. Sayın Öcalan'a suikast girişiminde bulunuldu. Bunu yapanlar Güreş ve Çiller ekibiydi. Bize haber geldi; Öcalan'a suikast yapılacak haberiniz olsun denildi. Haberi getiren bir partinin genel başkanıydı. Öcalan Şam'dan ayrıldıktan sonra orada bombalar patladı. O gündür bugündür Kürt sorunu çözülmedi acı dolu yıllar yaşandı"

"Başbakan'ın da hayatının tehlikede olduğunu Başbakan'ın ağzından duyuyoruz"

Gazeteci Oral Çalışlar'ın Suudi Arabistan dönüşünde Başbakan Erdoğan'a 'Hrant Dink'in katillerini bulun' dediğini, Başbakan Erdoğan'ın da 'Beni de tehdit ediyorlar. Beni de öldürecekler' dediğini kaydeden Sakık, "Sabah Gazetesi'nin genel yayın yönetmeni soruyor; kim tehdit ediyor diye. Genelkurmay'ın 27 Nisan muhtırasından sonra oluyor bu olay. Başbakan da 'siz bunu çok iyi bilirsiniz' diyor. Başbakan'ın da hayatının tehlikede olduğunu Başbakan'ın ağzından duyuyoruz" dedi.

"Öcalan önemli bir siyasi aktör"

Konuşmasında Öcalan için 'Öcalan önemli bir siyasi aktör' ifadesini kullanan Sakık, "Sayın Öcalan 'burada öldürülebilirim Başbakanı da öldürebilirler, ihtilal de olabilir' diyor. Bunlar yılların deneyimi. Bunları araştırmak gerekiyor. Araştırmak yerine çıkıp rahmet diliyor, gereğini yapmıyoruz" diye konuştu. Sakık 17 bin faili meçhul olduğunu belirterek AKP'lilere, "Faili meçhullerin adresleri belli, sizi anlamakta zorlanıyoruz. Adresleri belli niye tepki gösteriyorsunuz. Heykele, içkiye ayırdığınız zamanı faili meçhul cinayetlere ayırın" diye seslendi.
 

"AKP döneminde çözülmeyen faili meçhul olay kalmadı"

Genel Kurul'da grup önerisinin aleyhine söz alan AKP Van Milletvekili İkram Dinçer de araştırma komisyonunun kurulmasından yana olduklarını ancak zaman itibariyle uygun olmadığını kaydetti. AKP döneminde faili meçhul olay kalmadığını, hükümetin cesaretle olayların üzerine gittiğini savunan Dinçer'in sözlerine BDP milletvekilleri itiraz ederken Dinçer "Hemen hemen çözülmeyen olay kalmamıştır" dedi.

"Toplum torba yasayı bekliyor"

Dinçer toplumun büyük kesiminin Meclis gündemindeki torba yasa tasarısının bir an önce yasalaşmasını beklediğini belirterek, "Meclisin gündeminde bu kadar önemli yasa varken TBMM olarak buna kilitlenmek mecburiyetindeyiz. Toplumun büyük beklentisi vardır" diye konuştu.Yapılan konuşmaların ardından BDP'nin grup önerisi reddedilirken, Genel Kurul'da, torba yasa tasarısının görüşmelerine geçildi. Temel yasa kapsamında görüşülen tasarının birinci bölümü üzerindeki görüşmeler devam ediyor.