AKP'li vekilden yandaşlara: Haşarat güruhu, kimin parasını alırsa onun düdüğünü çalan...

Erdoğan'ın eski metin yazarı AKP'li vekil Aydın Ünal, bugünkü köşesinde Mehmet Görmez üzerinden isim vermeden daha önce de eleştirdiği Cem Küçük, Fuat Uğur ve Türkiye gazetesini hedef aldı.

AKP'li vekilden yandaşlara: Haşarat güruhu, kimin parasını alırsa onun düdüğünü çalan...
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 03.08.2017 - 14:18


AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın eski konuşma metni yazarı AKP'li vekil  Aydın Ünal, bugünkü köşesinde  isim vermeden daha önce de birçok kez eleştirdiği Cem Küçük, Fuat Uğur ve Türkiye gazetesini hedef aldı.

Türkiye gazetesi yazarı Fethullahçı kripto Cem Küçük’ün Mavi Marmara gemisindekiler için “manyak” demesine, AKP Ankara Milletvekili ve Yeni Şafak yazarı Aydın Ünal çok sert tepki göstermişti. AKp Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın eski metin yazarı Aydın Ünal, bugünkü köşesinde de isim vermeden daha önce de birçok kez eleştirdiği Cem Küçük, Fuat Uğur ve Türkiye gazetesini hedef aldı.

"Haşarat güruhu, kimin parasını alırsa onun düdüğünü çalan..."

Türkiye gazetesi, Diyanet İşleri Başkanlığı’ndan ayrılan Mehmet Görmez’in de aralarında bulunduğu bazı isimleri sık sık manşetine taşıyarak eleştirmişti. Türkiye gazetesinin ve yazarlarının bu hedef almalarına karşın, Ünal’ın yazısındaki şu ifadeler dikkat çekti:

 “Kimi isimler sistematik şekilde Şeytanlaştırılıyor. Kimi isimlere sistematik şekilde itibar suikastleri yapılıyor. Emekliye ayrılanlara, görevden alınanlara, hala bu partinin içinde siyaset yapan ya da bürokraside çok kritik görevlerde bulunanlara karşı sistemli şekilde saldırılar düzenleniyor.”

 Yazısının devamında, “Karşımızda, AK Parti’ye ve Erdoğan’a karşı, sinsice kurulmuş ve kurgulanmış bir tuzak olduğunu şimdi çok daha net görüyoruz” diyen Ünal’ın, “Kimden para alıyorsa onun düdüğünü çalan, çok hızlı manevra yapabilen, 'dünya yıkılsa enkazını satıp yine de kazanan' bir lejyoner ve haşerat güruhunun kutlu yürüyüşün ahlaki zeminine ciddi tehdit teşkil ettiğini vurgulamaya çalıştım.” ifadeleri dikkat çekti.

 Aydın Ünal'ın yazısının ilgili bölümü şöyle:

 “İşte tam bu noktada, 2019 seçimleri öncesinde önemli ve kritik bir sürece girmişken, AK Parti’ye ve onun Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’a çirkin bir tuzak kuruluyor.

 Bu sütunda, önceki birkaç yazımda dilim döndüğünce ifade etmeye çalıştım: “Reis’ten çok Reisçiliğin” haddi aşmak olduğunu, bizim hiçbir şekilde FETÖ araçlarını ve yöntemlerini kullanamayacağımızı, gayri meşru yöntemlerle meşru bir davanın yürütülemeyeceğini, ahlak zemininden asla ayrılmamak gerektiğini, düşmanımıza benzeyemeyeceğimizi vurgulamaya gayret ettim.

 Kimden para alıyorsa onun düdüğünü çalan, çok hızlı manevra yapabilen, “dünya yıkılsa enkazını satıp yine de kazanan” bir lejyoner ve haşerat güruhunun kutlu yürüyüşün ahlaki zeminine ciddi tehdit teşkil ettiğini vurgulamaya çalıştım.

 Ben de, benimle aynı kaygıyı taşıyan son derece samimi arkadaşlar da, bu tehlikeye işaret ettikleri için linç edildiler. FETÖ’cü, Paralel, hain, “şucu-bucu” diye yaftalandık.

 Ancak, öyle bir noktaya geldik ki, mesele ahlak ve meşruiyet boyutunu aştı, ciddi bir tehlikeye, büyük bir riske dönüştü.

 Karşımızda, AK Parti’ye ve Erdoğan’a karşı, sinsice kurulmuş ve kurgulanmış bir tuzak olduğunu şimdi çok daha net görüyoruz.

 Kimi isimler sistematik şekilde Şeytanlaştırılıyor. Kimi isimlere sistematik şekilde itibar suikastleri yapılıyor. Emekliye ayrılanlara, görevden alınanlara, hala bu partinin içinde siyaset yapan ya da bürokraside çok kritik görevlerde bulunanlara karşı sistemli şekilde saldırılar düzenleniyor.

 Klavyelerinin, sahte sosyal medya hesaplarının ya da köşelerinin ardına gizlenenler, son derece bilinçli şekilde, kurguladıkları tuzak çerçevesinde, AK Parti ve Erdoğan’ı savunuyormuş gibi yapıp, “Erdoğan’sız bir Türkiye isteyenlere karşı savaştıklarını” iddia edip, AK Parti içinden bir muhalefet odağı inşa etmeye çalışıyorlar. Birkaç yıldır ilmek ilmek ördükleri çuvala, itibar suikastleriyle küstürdükleri isimleri, belli kesimleri, belli hassasiyetleri toplu halde dolduruyorlar.

 Herkes linç edilmek korkusuyla, “şucu-bucu” diye yaftalanmak kaygısıyla susarken, gözümüzün önünde bir kırgınlar bloğu oluşturuluyor.

 Bu, AK Parti’ye ve Erdoğan’a kurulmuş apaçık bir tuzaktır.

 2019’da 2 kritik seçime giderken, AK Parti çatısı altında hala siyaset yapanlara, hükümette başarıyla görev almış ya da görev yapanlara, muvazzaf ya da emekli bürokratlara, ahlaksızca, edepsizce, pervasızca itibar suikastleri yapmak asla ve asla iyi niyetli değildir, tam tersine bu davaya, bu harekete yapılan alçakça bir saldırıdır.

 “AK Parti’yi ve Erdoğan’ı ölümüne savunuyoruz” maskesinin ardında, derin bir akıl kuyu kazıyor. Kuyu, yani tuzak artık gizlenemez hale geldi.

 Hiç kimse eleştirilemez değildir. Başarısızlık, ihmal, tedbirsizlik elbette eleştirilir. Ancak ortada bir eleştiri değil, bilinçli ve sistemli şekilde öteleme, iteleme, kırarak, küstürerek, aynı torbaya süpürerek bir muhalefet öbeği oluşturma kurgusu var.

 Kendimizi yeniliyoruz. Nöbet değişimleri yapıyoruz. Partimizi gençleştiriyoruz. Dinamizmimizi, heyecanımızı daha da çoğaltıyoruz. Daha bir heyecanla, daha bir coşkuyla 2019’a gidiyoruz.

 Tuzakları da çok net olarak görüyoruz. Endişeniz olmasın, bu hareket nice tuzakları bozdu, bu fitne tuzağını da bozacak. Siz yeter ki safları sıkı tutun.”

Zırhlı Mercedes'li din adamı... İşte Görmez'in başkanlık dönemindeki skandallar

Diyanet İşleri Başkanlığı’ndan ayrılan Mehmet Görmez'in yeni görevi belli oldu


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler