Altıdan Sonra Tiyatro'dan ard arda üç oyun

Kumbaracı50 Üçlemesi'ni oluşturan "Gerçek Hayattan Alınmıştır", "Barzo ile Konserve" ve "Dertsiz Oyun" 19-26 Mayıs ve 2 Haziran cumartesi günleri arka arkaya sahneleniyor.

Altıdan Sonra Tiyatro'dan ard arda üç oyun
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 24.05.2012 - 11:22

Kumbaracı50 Üçlemesi  “Gerçek Hayattan Alınmıştır” saat 17.00, “Barzo ile Konserve” saat 20.30 ve “Dertsiz Oyun” 23.00’de meraklısına ard arda soluksuz izleme şansı veriyor.

Bu tarihler içinde üç oyun tek biletle indirimli olarakta izlenebiliyor.
 
Üçleme
 
Yiğit Sertdemir’in yazıp, Arif Akkaya’nın yönettiği  “Gerçek Hayattan Alınmıştır”, Kumbaracı50 Üçlemesi’nin ilk oyunu. Sertdemir’in Tomris İncer’le oynadığı uzun zaman sonra bir araya gelen iki kişi... bir adam ve annesi... onarılıp dönüştürülen bir mekan... yolluk niyetine anlatılan hikayeler... sırlar ve gerçek üzerine 90 dakika süren sarsıcı tek perde bir oyun.

“Barzo ile Konserve” Yokuşta Saçma Bir Gece Hikayesi, üçlemenin ikinci oyunu. Yiğit Sertdemir’in tasarladığı, Gülhan Kadim’in yönettiği, İsmail Sağır, Murat Kapu, Ömer Erzurumlu’nun oynadığı tek perdelik bu oyun, birbirinden farklılaşmış iki çocukluk arkadaşı... Başlarındaki dertle gecenin bir yarısı bir mekana gelirler.  Beklemedikleri bir kişinin de aynı mekana gelmesiyle kısa sürede çözmeleri gereken sorun içinden çıkılmaz bir  duruma dönüşür. Gerçeklik, saçmalık, öteki ve beriki üzerine kısa bir kara komedi.

Kumbaracı50 Üçlemesi-3 “Dertsiz Oyun”, Yiğit Sertdemir’in yazıp-tasarlayıp-yönettiği seyretme üzerine bir kara mizah. Oyunun koreografı İlyas Odman, müzik tasarımcısı Onur Kahraman, ışık tasarımcısı İsmail Sağır, fotoğraflar ise Erhan Yürük’e ait. Seyredenler-0yuncular: Candan Seda Balaban, Gülhan Kadim, İlyas Odman, İpek Taşdan, İsmail Sağır, Murat Kapu, Onur Tuna, Sabahattin Yakut, Seda Yürük, Selen Şeşen, Sinem Öcalır, Şirin Keskin. “Dertsiz Oyun”; seyirci beklentilerinin ve seyrediş halinin nereye evrildiğini, seyredilen “şey”in nereye doğru gittiğini/götürüldüğünü araştıran bir sözsüz oyun. Sertdemir’in tiyatronun yüksek ve ideal amacı olan insanı dönüştürmek hedefi nasıl gerçekleşebilir? Bir oyun seyrederken gerçekten bütün seyirciler dönüşürse o oyun ne olur? soruları üzerine bir 50 dakikalık tek perde diğer ikisi gibi kaçırılmaması gereken farkındalık denemesi.

Üçleme üzerine tiyatro tutkunu Kerem Özel’in dediği gibi;

“üçleme ilerledikçe sözler azaldı. ilk oyun “gerçek hayattan alınmıştır” en gevezesiydi; neredeyse bir dakikası bile sözsüz değildi. “barzo ile konserve”de karakterler daha az konuştular; bakışlar ve jestler onların yerini almaya başladı. grotesk tarzdaki “dertsiz oyun”daysa artık neredeyse hiç söz yoktu; çünkü bu sefer başrolde seyirciler vardı; ve malum, seyirciler oyun seyrederken -genellikle- konuşmazlar.”
eğer bir oyun seyirciyi “bir noktadan/yerden alıp başka bir noktaya/yere bırakabiliyorsa” ne mutlu o oyuna emeği geçenlere. ve eğer seyirciler tiyatrolarına sahip çıkabiliyor, tiyatrolarını “sırtlanabiliyorlarsa” ne mutlu onlara; hem o seyircilere hem de o tiyatroculara…sanırım tiyatro(cu)larımıza sahip çıkmanın tam zamanı; çünkü onlar sanatın gücüyle bizi sadece bir oyun süresinde olduğumuzdan başka (daha uygar) birine dönüştürebiliyor, durduğumuzdan başka (daha ileri) bir noktaya taşıyabiliyorlar…
Tiyatronun büyüsüne kapılmak, gücüne inanmak için iyi bir fırsat. kaçırmamak lazım…”

 


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler