Altın Lale heyecanı büyüyor

Uluslararası İstanbul Film Festivali’nde 1985 yılından beri verilen “Uluslararası Yarışma Altın Lale Ödülü”, bu yıldan itibaren Eczacıbaşı Topluluğu’nun desteğiyle Şakir Eczacıbaşı anısına verilecek. Uluslararası Yarışma Altın Lale Ödülü, sadece Şakir Eczacıbaşı’nın anısını yaşatmakla kalmayacak, Eczacıbaşı Topluluğu tarafından verilecek 25 bin Avroluk para ödülüyle de desteklenecek. İstanbul Film Festivali, para ödülünü uluslararası yarışmada Altın Lale alan filmin yönetmeni ve filmi Türkiye’de vizyona sokacak dağıtımcı arasında paylaştırmaya karar verdi.

25 bin Avroluk ödülün 10 bin Avrosu birinci gelen filmin yönetmenine, 10 bin Avrosu filmi Türkiye’de dağıtacak firmaya, kalan 5 bin Avrosu da jüri özel ödülü alan filmin yönetmenine sunulacak.  Bu uygulamayla, Altın Lale filmlerinin Türkiye’de vizyona girmesinin yanı sıra uluslararası arenadaki yerinin pekişmesi hedefleniyor. Yarışmanın düzenlenmeye başladığı  1985 yılından beri ana amacı olan nitelikli filmlerin Türkiye’de ticari dağıtımının teşviki de böylelikle gerçekleşmiş olacak. Ödüller, İstanbul Film Festivali’nin 17 Nisan Cumartesi akşamı gerçekleştirilecek kapanış töreninde takdim edilecek.

Uluslararası Yarışma filmleri, Altın Lale ödülü için festivalin ikinci haftasında izleyicilerle jürinin huzuruna çıkıyor. Bu yıl jüri başkanlığını, izleyenlerin hafızalarında özellikle Istvan Szabo’nun Mephisto filminde çizdiği unutulmaz karakterle yer eden ünlü oyuncu ve yönetmen Klaus Maria Brandauer üstleniyor.  Jüride ayrıca Amerika’dan yapımcı ve festival direktörü Tom Luddy, Altın Palmiyeli 4 Ay, 3 Hafta ve 2 Gün filminin başarılı oyuncusu Anamaria Marinca, özellikle Lars Von Trier ile birlikte çalışmalarıyla tanınan usta kurgucu Anders Refn ve iki yıl önce Grbavica filmiyle Berlin’de Altın Ayı kazanan Saraybosnalı yönetmen Jasmila Zbanic yer alıyor.
 

Bu yıl 11 film yarışacak

Şakir Eczacıbaşı anısına verilecek Uluslararası Yarışma Altın Lale Heykelciği ve Eczacıbaşı Topluluğu’nun desteğiyle verilecek para ödülü için bu yıl sinema çevrelerinde ses getiren, birbirinden etkileyici 11 film yarışacak:

Ünlü çizer Joann Sfar’ın kendi çizgi romanından uyarladığı ilk filmi Gainsbourg / Gainsbourg (Vie Heroique), aykırı kişiliği ve hep uç noktalarda sürdüğü yaşamıyla, sevilen Fransız müzisyen Serge Gainsbourg'un hayatını anlatıyor.

İngiliz fotoğrafçı ve kavramsal sanatçı Sam Taylor Wood’un “son on yılın en iyi müzik filmi” olarak adlandırılan son filmi Nowhere Boy, John Lennon’ın çocukluğunu anlatıyor.

Polonyalı yönetmen Jacek Borcuch’ün filmi Sevdiğim Her Şey / All that I Love 1981’de, Polonya dayanışma hareketi sırasında geçen, müzikle dolu otobiyografik ve politik bir film.

Aşkın Dansı adlı filmin yönetmeni Stephane Brizé’nin iyi bir eş ve baba olan mutlu bir adam ile bekâr bir ilkokul öğretmeni arasında başlayan ilk görüşte aşkın hikâyesini anlattığı filmi Matmazel Chambon / Mademoiselle Chambon 2010 César’da En İyi Uyarlama ödülünü kazandı.

Xavier Dolan’ın 19 yaşında yazıp, yönetip, yapımcılığını ve başrolünü üstlendiği Annemi Öldürdüm / I Killed My Mother 2009’da Cannes’ın en çok konuşulan filmlerinden biri oldu ve üç ödül birden kazandı.

2009’da San Sebastian’da Sebastian Ödülü ile 2010 Sundance İzleyici Ödülü’nün sahibi Javier Fuentes-Leó’nun filmi Akıntıya Karşı / Undertow, Peru’da geçen farklı ve etkileyici bir hayalet filmi.

İspanyol yönetmen Cesc Gay’ın filmi Orijinal Altyazılı / V.O.S. orta yaş, ilişkiler, güzel tesadüfler ve sinema hileleri üzerine romantik bir komedi…

Michael Hoffman’ın, tüm zamanların en iyi yazarlarından Tolstoy’u ölümünün 100. yılında saygıyla andığı filmi Aşkın Son Mevsimi / The Last Station,  başrollerdeki Christopher Plummer ve Helen Mirren’a En İyi Kadın Oyuncu ve En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu dallarında Oscar adaylığı getirdi.

Festivali daha önce ziyaret eden, Altın Lale ödüllü Tayvanlı ünlü yönetmen Tsai Ming-Liang’ın Louvre Müzesi’nin siparişi üzerine çekilmiş son filmi Surat / Face, kadrosundaki yıldız oyuncularla dikkat çekiyor: Laetitia Casta, Jean-Pierre Léaud, Lee Kang-Sheng, Jeanne Moreau, Fanny Ardant ve Nathalie Baye…

Video klipleriyle tanınan İsrailli yönetmen ikili Yoav Paz ve Doron Paz’ın ilk sinema filmi Fobidilya / Phobidilia çarpıcı olduğu kadar klostrofobik bir yapım.

Belçika’nın Oscar aday adayı olan Felix Van Groeningen’in filmi Şeylerin Boktanlığı / The Misfortunates, küçük bir kasabada fakir ve cahil babası ve üç amcasıyla yaşayan on üç yaşındaki Gunther’in ıstıraplı ergenliğe geçiş hikâyesini anlatıyor. Filmin oyuncuları ve teknik ekibi, filmin tanıtımı için bisiklete çıplak binerek Cannes’ı çalkalamışlardı.

Sinemaseverler, İstanbul Film Festivali biletlerini 20 Mart Cumartesi gününden itibaren İKSV binası (Sadi Konuralp Caddesi No:5 Şişhane, her gün 10.00 -19.00 arası), Atlas, Yeni Rüya ve Kadıköy sinemalarında açılacak ana gişeler ve Biletix satış sistemi üzerinden alabilir. 29. Uluslararası İstanbul Film Festivali’yle ilgili ayrıntılı bilgi için: www.iksv.org/film