"Ankara ekonomisi kötüye gidiyor ve şehir giderek taşralaşıyor"

Ankara Kulübü Derneği tarafından Abidinpaşa Köşkü'nde düzenlenen ''Ankara Ekonomisi Paneli''nde konuşan Metin Özaslan, başkent ekonomisinin 1980 sonrası gerileme eğilimine girdiğini ve aldığı göç nedeniyle de Türkiye'nin önemli işsizlik havzalarından biri haline geldiğini söyledi.

2008 verilerine göre Ankara'da işsizlik oranının yüzde 11,8, Türkiye ortalamasının ise yüzde 11,1 olduğuna işaret eden Özaslan, şehirlerdeki genel gelişmişlik ortalamasına bakıldığı zaman İstanbul'dan sonra 2. sırada yer aldığını, sanayi sektöründe ise şehirler arasında 6. sırayı aldığını söyledi. Özaslan, eğitim ve sağlık konusunda ise Ankara'nın İstanbul'un da önünde 1. sırada yer aldığını kaydetti.

Kamu bankaları ile Sermaye Piyasası Kurulu (SPK), Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) gibi kurumların İstanbul'a taşınmasının Ankara için ciddi bir talihsizlik ve şehrin ekonomisi için ciddi bir tehdit olduğunu ifade eden Özaslan, şunları söyledi:

''Medyanın İstanbul'a taşınmasıyla Ankara'da kültür ve sanat zemini de kaybolmaya başladı ve Ankara giderek taşralaşmaya başladı. Ankara Türkiye Cumhuriyetinin başkentidir, yani bu ülkenin vitrinidir. Bu vitrinin uygun bir şekilde yeniden dekore edilmesi gerekiyor. Şehre yönelik olarak kalkınma politikaları geliştirmek gerekiyor.''

Hazine Müsteşarlığı Eski Müsteşar Yardımcılarından Recep Hakan Özyıldız ise kamu bankalarının Ankara'dan taşınmasıyla eğitimli, orta ve üst gelir düzeyine sahip aileleriyle birlikte toplam 15-20 bin kişinin şehirden gideceğini, bunun da başta gayrimenkul ve otomotiv sektörünü, ardından da özel okul, dershaneler, gıda ve giyim sektörünü etkileyeceğini söyledi. Almanya dışında bütün dünyada merkez bankalarının başkentte yer aldığını belirten Özyıldız, ''İçinde 'cumhuriyet' olan bir kurumun başkentten alınması anlaşılması güç bir uygulama'' dedi.
 

Kamukaramlarının taşınmasıyla İstanbul finans merkezi olur mu?"

Dünya piyasalarında Nisan 2010 itibariyle döviz ve dövize bağlı işlemlerin günlük hacminin 4,3 trilyon dolar olduğuna işaret eden Özyıldız, söz konusu işlemlerin yüzde 44'ünün de dolar ile yapıldığına dikkati çekti.

Dünyadaki dövizli işlemlerin yüzde 38'inin yapıldığı Londra'nın coğrafi lokasyonuna bakıldığı zaman Asya ve ABD'nin tam ortasında yer aldığını kaydeden Özyıldız, ''Coğrafi lokasyona bakıldığı zaman İstanbul ile Londra arasında fazla fark yok. Fakat paramızın uluslararası kabul görmesi lazım ki finans merkezi olalım. Bu durumda TL'nin rezerv para olması imkansız. Dünyada TL üzerinden işlem gören para yüzde 1'in bile altında.

Ayrıca finans sektörüne ve yabancı firmalara sağladığı kolaylıklar açısından da İngiltere çok önemli. Çok esnek, her zaman değişen bir yapıları var. Bize baktığımızda vergide, bankacılıkta, finans sektöründe mevzuat karmakarışık. Kayıtdışılık ise çok yüksek oranlarda. İstanbul'da modern ofis olanakları ve yetenekli işgücü bulunabilir. Teknolojik altyapısı da fena değil. Ama ulaşımda imkansız bir yapı var.''

Dünyada ve Türkiye'de bankacılık işlemlerinin yüzde 80-90'ının elektronik ortamda yapıldığına, elektronik imza uygulamasının giderek yaygınlaştığına dikkati çeken Özyıldız, ''Bu bağlamda baktığımız zaman bu kurumların merkezlerinin Ankara'da veya İstanbul'da olması önemli değil. O zaman hangi nedenle Ankara sevilmiyor? Finans merkezi neden Çankırı, Kırşehir, Afyon, Bolu, Haymana değil de İstanbul? Benim gördüğüm kadarıyla bu, ekonomik bir karar değil'' diye konuştu.