Ankara'da saldırıya uğrayan doktor: Neden bu mesleğe devam edeyim
Ankara Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde bıçaklı saldırıya uğraması sonucu, elinden ve belinden yaralanan Dr. Ertan İskender, "Neden bu riski alıp mesleğe devam edeyim diye düşünüyorum" diye konuştu.
Çalıştığı Ankara Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde daha önce tedavi ettiği hastası Bayram N. tarafından bıçaklı saldırıya uğrayan Ortopedi Asistanı Doktor Ertan İskender'in aylar sürecek tedavisi devam ediyor.
Maruz kaldığı şiddet sonrası, elinden ve belinden aldığı ağır yaralar ve sağlıkta şiddetin yarattığı risk ortamında mesleğini bırakma noktasına gelen Dr. İskender, hasta yatağından konuştu. Sağlıkta şiddetin başka bir boyuta ulaştığını belirten Dr. Ertan İskender, "Bunlar önlenmezse belli bir süre sonra bu mesleği yapabilecek yapacak bir kitle kalmayacak" dedi. Dr. Ertan İskender, şunları söyledi:
“HİÇ KİMSE BU RİSKLERİ GÖZE ALIP DA HEKİM OLMAK İSTEMEZ”
"Öncelikle herkese çok teşekkür etmek istiyorum. Gerek halkımızdan gerek beni tanıyan tanımayan meslektaşlarımızdan çok ciddi bir destek söz konusu herkese tek tek çok teşekkür ediyorum. Bu benim için çok anlamlı. Bu konuyu mümkün olduğu kadar dillendirmemiz lazım. Çünkü artık sağlıkta şiddet farklı bir boyuta ulaştı. Bunlar önlenmezse belli bir süre sonra bu mesleği yapabilecek yapacak bir kitle kalmayacak.
Şununla başlamak istiyorum biz bu mesleği seçerken hiçbir zaman böyle bir riskten tehdit, hakaret, yaralanma riskinden bize bahsedilmedi. Düşünemedik böyle bir şeyde beklemiyorduk. Bu bile başlı başına çok büyük bir faktör. Hiç kimse bu riskleri göze alıp da hekim olmak istemez. Ne yazık ki ülkemizde son dönemde sağlıkta şiddet olayları artıyor. Ve sorguluyoruz artık. Biz bu mesleği neden yapıyoruz? Neden devam ediyoruz? Ve sorguluyoruz.
“ELİM DİKKAT ODAĞI ANCAK ASIL SIKINTI BENİM İÇİN BELİMDE”
Geçtiğimiz hafta perşembe günüydü bir hasta tarafından bıçak darbesi aldım hem belime hem elime bir cerrahi operasyon bir de anjiyo geçirdim. Asıl elim dikkat odağı ancak asıl sıkıntı benim için belimde. Bıçak darbesi o kadar derindi ki sinir köküne bir santimetre uzaklıkta durdu. Bu bir santimetre daha ilerlemiş olsaydı veya biraz daha aşağıdan darbe almış olsaydım şu an sağ bacağım felçti. Böyle bir risk altında bir hekim neden çalışsın, bunu bir kere sorgulamak lazım. Bu gerçekten de bizim açımızdan bir haksızlık. Ciddi anlamda haksızlığa uğruyoruz.
"ELİMİN DURUMU 2-3 AY İÇERİSİNDE BELLİ OLACAK"
Elimin durumu iki, üç ay içerisinde belli olacak. Hareket kabiliyetini kazanması. Fizik tedavi söz konusu. Şu an için kopan yüzük parmağımın durumu iyi kanlanması mevcut yani bir enfeksiyon, olumsuz bir şey söz konusu değil. Yavaş yavaş harekete başlayacağım. Plastik cerrah hocalarımız sağ olsunlar takip ediyorlar. Bacağımda da bıçak darbesiyle bir L3 atar damarım kanadı ona da anjiyo ile müdahale ettiler. Kanamayı durdurdular ancak orada bir kan birikintisi var. O da sinirlere bası yaptığı için o bahsettiğim köke bası yaptığı için şu an sağ uyluğumda uyuşukluk söz konusu onun da gerilemesini bekliyoruz.
"HEP CERRAH OLMAK İSTEMİŞİMDİR, BAŞKA BİR SEÇENEK YOKTU BENİM İÇİN"
Mesleğimi icra edip etmememle ilgili şunu söyleyebilirim şu an elim gerçekten de belki engel olacak bana ancak ben bunu da düşünmüyorum. Ben neden bu riski alıp bu mesleği devam edeyim diye düşünüyorum açıkçası. Tıp fakültesindeki ilk günümden beri cerrah olacağım diye bu yolculuğa çıktım. Ciddi bir yol kat ettik diye düşünüyorum. 2010’dan beri bunun için uğraşıyorum. Hep cerrah olmak istemişimdir, başka bir seçenek yoktu benim için. Ama bu olaydan bu yana cerrahiye kesinlikle devam etmek istemiyorum.
"SON DÖNEMDE HASTA TEMASININ OLMADIĞI BÖLÜMLER TERCİH EDİLİYOR"
Son dönemde, meslektaşlarımızca TUS (Tıpta Uzmanlık Sınavı) tercihlerinde de hasta temasının olmadığı, hastanın olmadığı bölümler tercih ediliyor. Ne yazık ki ülkemizde şu an uzmanlıklar daha mantıklı geliyor bana da. İlk günden bu yana cerrah olmayı düşünen, hayal eden, bir hekim, bir insan için şu an öyle düşünüyorum. O kadar etkili bu tarzda olaylar. Geçtiğimiz günlerde sayın Cumhurbaşkanımız ve sayın Bakanımızla da (Fahrettin Koca) görüşmelerimiz oldu. Sağlıkta şiddetle ilgili ne yapılabilir diye. Sağlıkta Şiddet Yasası'nın yanı sıra ayrıca bu olayları engelleyecek önlemler dile getirildi. Benim şu an asıl uğraştığım mesele benim başıma geldiyse, benim ailemin başına geldiyse, başka bir meslektaşımın başına gelmesin. Bunlar daha detaylı konuşulacak. Bu konuda ne yapılabilir diye düşündük yakın çevremle, sosyal medya aracılığıyla bana ulaşan meslektaşlarımla.
"İLK TALEBİMİZ SAĞLIK KURULUŞLARININ GİRİŞ ÇIKIŞ KONTROLÜ"
En basitinden aklımıza gelen ilk şey, sağlık kuruluşlarının giriş çıkışları kontrolü. Bu bizim talep edebileceğimiz en kolay en uygulanabilir düzenleme olur. Yetkililerden açıkçası bunu bekliyoruz. Bir uyarı sisteminden bahsettik. Daha önce herhangi sağlıkçıya şiddet uygulayan ya da sabıkasında cinayet ya da yaralama suçundan yargılanmış olan, bu bizim önümüze düşerse biz de tedbirli olabiliriz bu tarz olayları önleyebiliriz. Eğitim şart, bu konuda ilkokul çağından başlaması gerekiyor müfredatın bu şekilde düzenlemesi gerekiyor"
En Çok Okunan Haberler
- Nevşin Mengü hakkında karar
- Petlas'tan o yönetici hakkında açıklama
- Colani'den İsrail hakkında ilk açıklama
- 3 zincir market şubesi mühürlendi
- Eski futbolcu yeni cumhurbaşkanı oldu
- Fidan'dan 'Suriye Kürtleri' ve 'İsrail' açıklaması
- Geri dönüş gerçekten 'akın akın' mı?
- MHP'den 'asgari ücret' önerisi
- AKP’nin tabutu CHP sıralarına kondu
- Emekliye iyi haber yok!