Arınç: Kürtçe savunmada düzenleme yapılacak
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Kürtçe savunma ile ilgili olarak, ''Önümüzdeki günlerde yasal düzenleme yapılacaktır. Ve artık Kürtçe ifade ve savunma verme konusunda bir gedik aşılmış olacaktır'' dedi.
-Başbakan Yardımcısı Arınç: (1)
''(Kürtçe savunma) Önümüzdeki günlerde yasal
düzenleme yapılacaktır. Ve artık Kürtçe ifade ve
savunma verme konusunda bir gedik aşılmış olacaktır''
-''TDK bugüne kadar pek çok dilde lügat çalışması
yaptığı halde, herhalde geçmiş yıllarda Kürtçe
inkar edildiği için cesaret edememişlerdi.
Bu inkarı kaldırdık, şu anda TDK Kürtçe bir lügatı
hazırlamak için önemli bir çalışma başlattı''
Beraberinde Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker ve AKP milletvekilleri ile çeşitli açılış ve incelemelerde bulunmak üzere Diyarbakır'a gelen Arınç, Gazi Köşkü'nde verilen yemek öncesi gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.
Arınç, AKP 4. Olağan Kongresi'nde Diyarbakır açısından önemli bir aşama kaydedildiğini, Diyarbakır'ın Merkez Karar Yürütme Kurulu'nda (MKYK) temsiliyetinin 2'ye yükseldiğini söyledi.
Bakan Eker'in, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı'nı başarı ile yürüttüğünü Diyarbakır'da milletvekillerinin büyük bir gayret ve uyum içinde çalıştığını ifade eden Arınç, ''Merkez Karar Yürütme Kurulu'nda bugüne kadar Diyarbakır'ı sadece Necla Hattapoğlu temsil ediyordu. Bu dönem, bu kongre ile Prof. Dr. Mehmet Akın'ın da seçilmesiyle Merkez Karar Yürütme Kurulu'nda Diyarbakır'ın temsili ikiye yükselmiş oldu. Takdir edersiniz ki sadece 50 kişilik olan kurulda 2 arkadaşımızın, bakanlarımızdan ve milletvekillerimizden ayrı olarak temsil edilmiş olması Diyarbakır'a partimizin verdiği değerin en önemli göstergedir'' dedi.
Arınç, Başbakan Erdoğan'ın 2,5 saatlik konuşmasında önemli konulara temas ettiğini, kendisine göre bu konuşmanın duygusal yönü daha ağır basan bir konuşma olduğunu ifade ederek, başbakanın konuşmasına şiirlerle başladığını, AKP'nin kuruluş aşamasında bu partiye hayat veren dinamikleri anlattığını, sonrasında AKP'nin içeride ve dışarıda halka sunduğu destekleri çok özet biçimde sunduğunu belirtti.
Konuşmanın son bölümünün bir veda bölümü olduğuna işaret eden Arınç, ''Evet bu bir topyekun veda değil, bir ara verme, bir dinlenme, bir nokta veya bir virgül koyma hesabıyla bir veda konuşması yapıp helallik dilediler. Çünkü sayın başbakanımızın da genel başkanlığında ve milletvekilliğinde son dönemidir. Bizim pek çok arkadaşımız da aynı durumdadır. Ama partimize hizmetten geri kalmayacağız. Partimiz güçlenerek yoluna devam edecek. Biz de hangi konumda olursak olalım AKP başarısı için elimizdeki tüm imkanları kullanacağız'' diye konuştu.
Arınç, kongredeki konuşmalar içerisinde çokça yer almayan ama kongrede sunulacak bir metin olması bakımından özenle hazırlanan bir belgeden bahsetmek istediğini dile getirerek, bunun siyasi vizyonları ile ilgili bir belge olduğunu belirtti.
Bugüne kadar yaptıklarına ilaveten bundan sonra da siyasi, ekonomik ve dış politika açısından yapmayı düşündükleri, attıkları adımların bu kitapta Genel Başkan Recep Tayyip Erdoğan tarafından kamuoyuna takdim edildiğini vurgulayan Arınç, kitap dikkatle incelendiğinde özellikle Diyarbakır'ı, bölgeyi yakından ilgilendiren, ''Milli Birlik ve Kardeşlik'' projesine yönelik birkaç konunun mutlaka bilinmesini arzu ettiklerini kaydetti.
''Kürtçe yaşayan bir dildir''
Arınç, bu yıl okullarda Kürtçe'nin tercih edilen bir dil olarak ve ders olarak okutulmaya başlandığını, öğretmenlere formasyon verildiğini, alfabe kitap hazırlandığını ifade ederek, başlangıç olması bakımından bazı aksaklıklar yaşandığı görülebilse de arkasının mutlaka çok daha güçlü geleceğini söyledi.
Bugün itibariyle bu dersi tercih eden çocukların sayısının 22 bin civarında olduğunu ifade eden Arınç, şöyle dedi:
''Bu küçümsenecek bir rakam değildir. Tamamen tercihe bağlıdır. Umarım ileri ki yıllarda öğrenci sayısı belki daha da artacaktır. Bir taraftan Türk Dil Kurumu'na kapsamlı bir lügat hazırlaması için verdiğimiz talimat devam ediyor, bir taraftan da Milli Eğitim Bakanlığı'nın okutulan ders kitabını anlamaya yönelik küçük bir lügatçesi de bugünlerde basılıp öğrencilerimize verilmek üzere. Dolayısıyla Kürtçe'nin artık öğrenilmesi konusunda en güçlü, en ciddi adımın atıldığını biliyoruz. Bunun ülkemiz için hayırlı olmasını diliyorum. Kürtçe yaşayan bir dildir. Milyonlarca insanın konuştuğu, öğrenmek istediği, yaşamak istediği bir dildir. Bu bir insanlık hakkıdır. Bunun bugüne kadar inkar edilmiş olması ne kadar yanlış bir konu ise bundan sonra bu dilin kabul edilmesi hatta -yanlış bir kelime olmasın- varlığının bilinir ve anlaşılır olması bence çok önemli bir adımdır.''
Kürtçe savunma talebi
Arınç, yıllarca savunduğu bir konu olan, bazı davalarda sanıkların Kürtçe bilmemesine rağmen, ''Kürtçe savunma yapmak istiyorum'' demesini mahkemelerin kabul etmediğini ve bu şekilde ''bilinmeyen, anlaşılmayan dil'' olarak tutanaklara geçtiğini, mahkemelerin uzadığını, o kişilerin ısrarı ile de savunma yapılamadığı için kararın verilemediğini hatırlattı.
Bu konuda Yargıtay kararlarının da çıktığına dikkati çeken Arınç, şöyle konuştu:
''Yargıtay, kararlarında diyordu ki; 'Bu kişi polise Türkçe ifade vermiş, savcıya Türkçe ifade vermiş, tutuklama talebi ile gittiği mahkemede Türkçe ifade vermiş ama şimdi Kürtçe ifade vereceğini söylüyor. Demek ki samimi değil, dolayısıyla Kürtçe değil Türkçe ifade vermesi gerekir'. Bu yıllarca konuşulan, tartışılan bir konu oldu. Ben düşüncemi daha önce de belki televizyonlarda, belki bazı önemli yerlerde ifade ettiğim için tekrar söylüyorum. Ne olursa olsun iyi niyet, kötü niyet araştırması bir tarafa kimsenin kalbini yarıp bakamayız ama dünyada evrensel bir kural var, 'savunma hakkı kutsaldır, savunma hakkı kısıtlanamaz, savunmaya mütalik olarak bir insan ne diyorsa, mahkeme onu dikkati almak zorundadır'. Dolayısıyla sorgusunu ve savunmasını Kürtçe yapmak isteyen bir insana hem tercüman tutmak hem de kendi ifadesini almak bence doğru bir konuydu. Bu sayın başbakanımız ve partimizin de kabul ettiği bir konu haline geldi. Önümüzdeki günlerde yasal düzenleme yapılacaktır. Ve artık Kürtçe ifade ve savunma verme konusunda bir gedik aşılmış olacaktır. Yazılı hukuk buna göre düzenlenmiş olacaktır.''
Anadilde kamu hizmeti
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, anadilde kamu hizmetlerine erişme konusunda çok önemli bir adım atıldığını, 2 dilli 3 dilli tartışmalarını bir kenara bırakarak kendi anadilini kamu hizmetleri konusundan da tercih edecek insanlara devletin, hükümetin yardımcı olmayı da kendisine hedef bildiğini söyledi.
Kamu hizmetlerinde Kürtçe dilinin konuşulmasının tercümanlık gerektirmesi halinde, hükümetin, devletin bunu da karşılayacağını ifade eden Arınç, ''Lügat çalışmalarından bahsettim. Daha evvel lügat konusunda büyük bir eseri hazırlayan Kürt Enstitüsü'nün varlığını biliyorum. Bana bu lügatı sayın Belediye Başkanı Osman Baydemir 2009'da kendilerini ziyaret ettiğimde vermişti. Bu küçük görülecek bir çalışma değil, değerli, önemli ve büyük bir eser. Türk Dil Kurumu bugüne kadar pek çok dilde lügat çalışması yaptığı halde, herhalde geçmiş yıllarda Kürtçe inkar edildiği için cesaret edememişlerdi. Bu inkarı kaldırdık, şu anda Türk Dil Kurumu Kürtçe bir lügatı hazırlamak için önemli bir çalışma başlattı. Bu eksikliğin bundan sonra giderilecek olmasını ben önemli bir adım olarak görüyorum'' diye konuştu.
''Yeni anayasa konusunda çalışmalarımıza devam edeceğiz''
Arınç, yapacakları anayasal düzenlemeyle siyasi partilerin kapatılmasının tamamen önüne geçeceklerini vurgulayarak, şöyle konuştu:
''Bir partide suç işleyen gerçek kişiler varsa onlar kanun karşısında yargılanıp cezalarını görecekler. Ama bundan hiç bir şahsiyet, parti tüzel kişiliği hiç bir şekilde zarar görmeyecek. Bir partinin kurulması konusunda yasaklayıcı ve kısıtlayıcı maddeler vardı; 'Tüzüğü şöyle olacak, programı böyle olacak' şeklinde, bunları da tamamen kaldırıyoruz. Tüzüğünü ne koyarsa koysun, programına ne koyarsa koysun ifade özgürlüğü, fikir özgürlüğü bağlamında partilerin de kapatılmasının önüne geçmiş olacağız. Siyasete katılımın önünde engeller varsa bütün yurttaşlarımız için bunları da en kısa zamanda kaldıracağız. Bunu tek şeyle özetlemek istiyorum; yeni anayasamızın yapılması konusunda AK Parti bugüne kadar verdiği desteği sonuna kadar da vermeye devam edecektir. 4 partiden eşit sayıdan üyelerle meclis başkanımızın başkanlığında devam eden bu çalışmaların bu yıl sonuna kadar sonuçlanmasını istiyoruz. AK Parti bu konuda üzerine düşen yapacaktır. Başkaları ayrılsa, şu veya bu sebeple bu işten kaçsa bile biz sonuna kadar yeni anayasa konusunda çalışmalarımıza devam edeceğiz. Yeni anayasa da halkımızın milli birlik ve kardeşliğinin, kucaklaşmasının temin edilmesi yolunda bütün ayrımcılıkları ortadan kaldıran, nefret söylemlerini ortadan kaldıran, ırkçılığı ortadan kaldıran yeni sivil bir anayasayı yapmayı da milletimize vaat etmiştik. Bu sözümüzü tutuyoruz.''
''Diyarbakırımızdan bunu bekliyoruz''
Başbakan Yardımcısı Arınç, teröristlerin silah bırakmayıp, dün Diyarbakır'da yakalandığı gibi 200 kiloluk patlayıcılarla, uzun namlulu silahlarla yoluna devam edecek olursa bununla ilgili mücadelenin de en kesin sonuçları alıncaya kadar en şiddetli biçimde devam edeceğini söyledi.
''Silahlar susmadan ve bırakılmadan terör eylemleri devam ettiği sürece kendimizi korumak, ülkemizi korumak mecburiyetindeyiz'' diyen Arınç, şöyle dedi:
''Bu konuda bir tavizden kimse bahsedemez. Silahların bırakılması, şiddetin durması, konuşmanın başlamasıyla her türlü siyasi talepler rahatlıkla söylenebilir ve konuşulabilir. Siyaset yapmanın önünü tamamen açacağız. Dolayısıyla şiddete, silaha ve eyleme hiç bir gerekçe kalmayacak. Herkes bize ne kadar aykırı gelse bile sizin yüzünüzü ne kadar buruştursa bile bizim için böyle, karşı taraf için de böyle olabilir, her şey konuşulacak Türkiye'de. Hiç bir şey kısıtlama noktasına gelmeyecek. Siyaset vizyonumuz budur. Dolayısıyla eylemlerin son bulması, silahların bırakılması konusunda sadece hükümetimizin talebi değil, milyonların da (Evet böyle olması gerekir) sözlerini duymak istiyoruz. Halkımızın da kuvvetli adımlarla buna destek vermesini istiyoruz. Diyarbakırımızdan bunu bekliyoruz. Çünkü Diyarbakır; barışın, huzurun ve kardeşliğin hakim olduğu bir ilimizdir. 1500 yıldır böyleydi, bundan sonra da öyle olacak. Artık hiç kimse korkunun, endişenin, tedirginliğin değil, evine gidercesine huzurun ve dostluğun egemen olduğu bir Türkiye görmek istiyor. İnşallah bunu da en kısa zamanda göreceğiz.''
En Çok Okunan Haberler
- Korgeneral Pekin'den çarpıcı yorum
- Suriye'yi nasıl terk ettiğinin ayrıntıları ortaya çıktı!
- Petlas'tan o yönetici hakkında açıklama
- Colani’nin arabası
- Petlas Yönetim Kurulu Üyesi Özcan, uçakta olay çıkardı
- Komutanları olumsuz görüş vermedi, görevlerinden oldu
- 148 bin metrekarelik alan daha!
- 3 zincir market şubesi mühürlendi
- Nevşin Mengü hakkında karar
- Geri dönüş gerçekten 'akın akın' mı?