Arınç'tan ALES yorumu
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Akademik Personel ve Lisansüstü Eğitimi Giriş Sınavı'ndaki (ALES) baskı hataları iddialarıyla ilgili ''Bir ALES sınavını organize eden kuruluşun yeteri sayıda yedek soru kitapçığı göndermemesi veya istenildiği zaman hemen karşılanamaması çok büyük eksikliktir'' dedi.
Bursa Gazeteciler Cemiyetini (BGC) ziyaret eden Arınç, basın mensuplarının sorularını cevaplandırdı.
Bir gazetecinin, YGS'deki şifre iddialarını hatırlatarak, ''ALES'te de bir skandal ortaya çıktı. ÖSYM konusunda hükümetin tatmin hali devam ediyor mu acaba?'' sorusu üzerine Bülent
Arınç, şunları söyledi:
''Tatmin oldun veya olmadın kelimesi artık biraz tadını kaçırdı. Birileri o zaman ki açıklamalara bakarak bu kelimeyi kullanmış olabilir. Ama YGS'deki şifre iddiasıyla ilgili konu Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından araştırılıyor. Başsavcı vekillerinden birisi görevlendirildi ve en son bu soru kitapçıklarının basıldığı Meteksan matbaasında 3 gün boyunca arama yapıldı. Bilirkişiler detaylı bir inceleme yaptılar. Dün aldığım bir haberde bunun bittiğini, artık bilirkişi raporlarının savcılığa iletildiğini öğrendim. Dolayısıyla tatmin kelimesini içinde bulundurmayan bir cümle kurmak istiyorum. Bu savcılığın yaptığı inceleme sonucunda varsa hata, kusur veya suç ortaya çıkarılmalı ve suç işlenmişse bunun sorumluları da şüphesiz en ağır cezalara maruz kalmalı.
Çünkü bu sınavların çocuklarımızın önünde bir hayat boyu devam eden, gerçekten onları stres içine sokan, yarının endişesiyle tasalandıran böyle bir sınavda eğer yolsuzluk yapıldıysa veya bağışlanmaz bir kusur işlendiyse bunu yapanlar cezalandırılmalıdır. Dolasıyla ben de sizler gibi birilerinin şahsi açıklamalarından ziyade savcılığın yaptığı incelemenin veya soruşturmanın tamamlanmasını beklemek durumundayız.''
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, ALES ile ilgili konunun çok farklı olduğunu ifade ederek, sözlerine şöyle devam etti:
''ALES soru kitapçıklarından az sayıda gelmiş, başka yerden karşılamaya çalışmışlar ama sayı yeterli olmadığı için orası da olmamış. Manisa'dan temin etmişler, ama yine de eksik kalanlar olmuş. Bir ALES sınavını organize eden kuruluşun yeteri sayıda yedek soru kitapçığı göndermemesi veya istenildiği zaman hemen karşılanamaması çok büyük eksikliktir. Sanıyorum bir açıklama yapıldı. Burada bir yolsuzluktan veya bir şifre gibi bir usulsüzlükten bahsedilmiyor. Ancak sanıyorum İzmir'de yapılan sınavda eksik gelmiş. Telafi etmek mümkündür, ama bu tür olayların üst üste gelmesi, her halde bir seçim döneminde fazlasıyla herkesi ilgilendirmesinin altında yatan başka bir husus varsa, Türkiye bir hukuk devleti olduğuna göre bunu da araştırmak zorundadır. Doğrusu bizi çok rahatsız eden gelişmeler. Gençlerin istikbalinin söz konusu olduğu bir yerde, herkesin büyük bir hevesle hazırlandığı bir sınavda yaşanan böyle tersliklerin, onları düş kırıklığına uğratması bizleri çok üzüyor.''
Arınç, Bursa Gazeteciler Cemiyeti (BGC) Başkanı Nuri Kolaylı'yı ziyaretinin ardından, Basın Kültür Sarayı'nda gazetecilerin sorularını yanıtladı. Arınç, ''Son günlerdeki siyasetteki üslup tartışmalarına'' ilişkin soru üzerine şöyle konuştu:
''Üslup konusu siyasetin, toplumsal hayatımızın olmazsa olmazları. Sadece siyasette değil birbirimize hitap ederken bile birbirimizi muhatap alırken bile saygıdan uzak kalmamak gerekir ama siyasetçiler, topluma örnek olması gereken insanlar ve onların tavır ve hareketleri toplumu etkileyebilir, bazen olumlu bazen olumsuz anlamda. Dolayısıyla siyasetçilerin, bir partiyi temsil etme durumunda olanların, özellikle lider ve yakınındaki kadrolarının üsluplarının kırıcı olmaması, kişilik haklarına saygı olması, özel hayatları mukaddes sayması ve birbirine hitap ederken de 'sen' diye, bunların çok daha ötesinde kırıcı cümleler kesinlikle olmamalı. Bunları söylüyoruz. Kendimiz de buna dikkat etmeye çalışıyoruz.
Bazen dikkat etmediğimiz ve sonunda pişman olduğumuz sözler de kullanabiliyoruz. Ama doğrusu iyi, yapıcı, saygılı bir üsluba hepimizin ihtiyacı var, Türkiye'nin çok daha fazla ihtiyacı var. Yani 'Çakallar-Bozkurtlar' tartışması doğru bir tartışma değil. Bunları kullanmamalıyız. Sayın Bahçeli, La Fontaine Masallarından bahseder gibi çakalları, Bozkurtları vesaireleri çok çok konuşmamalı. Veya sembol haline gelmiş bazı değer veren unsurları tahrik edecek bir üslubun içinde de olmamalıyız.''
Siyasi hayatında, eski başbakanlardan rahmetli Bülent Ecevit'in üslubuna çok önem verdiğini belirten Arınç, şöyle devam etti:
''Çünkü o keskin cümleleri bile saygısını bozmadan söyleyebilen ve konuşmasında bunlara çok dikkat eden bir liderdi. Onun övgüsünü de almış bir insanım. Sayın Ecevit, Sayın Hüsamettin Özkan'ın da olduğu bir yerde ben de bulunmuştum ve beni üslubumdan dolayı kutlamıştı. 'Fikirlerimiz ayrı ama üslubunuz çok hoşuma gidiyor' demişti. Bunu iyi bir anı olarak hatırlıyorum. Bazen meydanlar insanlara farklı şeyler söyletebiliyor ama biz bunları duymak istemiyoruz. Bir empati yaptığımda bunların konuşması faydalı mı, yoksa getirisi olan bir şey mi diye düşündüğümde, hayır ne faydası var ne getirisi var? Bu sadece tahrik ediyor. Siyaset ortamının gergin olması ve tahriklere yol açması da hem seçimin güvenliği açısından hem de seçime gölge düşürebilmesi açısından beni fevkalade üzüyor. Şu andaki üslubu ama sadece Bahçeli, sadece Erdoğan, sadece Kılıçdaroğlu bağlamında da ele almayalım. Siyaset için ortaya çıkan, meydana çıkan herkesin mutlaka yapıcı, saygılı dil kullanmasında fayda var diye düşünüyorum.''
En Çok Okunan Haberler
- Son anket: AKP eridi, fark kapanıyor
- Adliyede silahlı saldırı: Ölü ve yaralılar var!
- Korgeneral Pekin'den çarpıcı yorum
- Köfteci Yusuf'tan gıda skandalı sonrası yeni hamle
- Petlas Yönetim Kurulu Üyesi Özcan, uçakta olay çıkardı
- İBB'den 'Pınar Aydınlar' açıklaması: Tasvip etmiyoruz
- '100 yılda bir görülebilecek akımın başlangıcındayız'
- Restoranlarda 'harcama limiti' uygulaması başladı
- Milletvekilleri Genel Kurulu terk etti!
- Ahmet Özer soruşturmasında yeni gözaltılar