Artvin'deki Boğaziçi eylemlerine polisten sert müdahale: Fenalık geçiren 2 yurttaş hastaneye kaldırıldı

AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Boğaziçi Üniversitesi’ne Prof. Dr. Melih Bulu'yu rektör olarak ataması ile başlayan tepki ve protestolar Türkiye'nin dört bir yanında sürüyor.

Son olarak Artvin'in Kemalpaşa ilçesinde Boğaziçi'ne kayyım rektör atanmasına ve tutuklamalara tepki göstermek için yapılmak istenen basın açıklamasına polis biber gazı ve cop ile müdahale etti.

Gençler, polis müdahalesine rağmen meydanda basın açıklaması gerçekleştirdi.

Gençler, ellerini havaya kaldırarak, "Burada anayasal hakkımızı kullanıyoruz, elimizde hiçbir şey yok, silah yok" diye isyan etti. "Aşağı bakmayacağız" yazılı pankart açarak, "Bu böyle gitmez, gençlik biat etmez" sloganları atan gençlere Kemalpaşa halkı alkışlarla destek verdi.

Twitter'dan açıklama yapan SOL Parti Artvin il örgütü, "Kemalpaşalı Gençler olarak Artvin Kemalpaşa'da yaptığımız eylemde 3 yurttaş gözaltına alındı. Arkadaşlarımızı polisten geri aldık. Tek bir arkadaşımızı bile size bırakmayacağız. Üniversitelerimizi, memleketimizi savunmaya devam edeceğiz" dedi.

Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerinden yapılan açıklamada dayanışma gösterenlere seslenildi. Açıklamada, "Bizler bu memleketin baş eğmeyen gençleri olarak, emekten, demokrasiden ve barıştan yana herkesi sıra arkadaşlarımıza, akademiye ve üniversitelere sahip çıkmaya davet ediyoruz. Bizler özgürlüğün tadını bu sokaklarda almış, ilk dersini Metin Lokumcu’dan öğrenmiş gençleriz! Tarih sayfasında bir dönem olarak anılma niyetimiz yok biz tarihi yeniden yazıp, bu mücadeleyi bi devrin sonu olacak şekilde devam ettireceğiz! Dün aramızdan aldığınız arkadaşlarımızla kol kola ilerleyeceğiz" denildi.

Açıklamanın tamamı şöyle:

"Basına ve Kamuoyuna

Kumpasların, Haksızlıkların, Tehditlerin, Nefret Söylemlerinin ve Adaletsizliğin Karşısında Diz Çökmeyen Arkadaşlarımızın Yanındayız!

Boğaziçi Üniversitesi’nden haftalardır yankılanan sese tüm memleket kulak kesildi, her köşeden ayrı bir Boğaziçi havası estirilip, destek çığ gibi büyüdü.

Rektörlerin atanarak değil seçimle gelmesini savunan; yöneticilerinde itaati ve yalanı değil liyakati görmek isteyen; tek tipçi, baskıcı, homofobik ve kontrolcü bir öğrenme ortamı yerine eşitlikçi, özgürlükçü ve demokratik bir öğrenme iklimini talep eden üniversiteli sıra arkadaşlarımız dirençle, inançla ve mutlak zafere ulaşacak bir mücadeleyle ilerliyorlar. 

Her rengi eşit gören, rengarenk enerjileri ile özgürlüklerini savunan üniversiteliler, korku dağının zirvesine taht kuranların karşısında diz çökmüyor! Yeni rejimin sahipleri ise YÖK, medya ve polis eliyle demokrasi isteyen arkadaşlarımızı gözaltına almaya ve tutuklamaya devam ediyor!

Baskıların gençliğin sözünü yarıda kesebileceğine olan inançları; düşünce ve ifade özgürlüğünü sadece kendileri için bir özgürlük sanan siyasi iktidar temsilcilerinin, demokrasiden, demokratik tartışma kültüründen ve üniversite fikrinden bihaber olmalarından kaynaklanıyor. 

Ancak, ortada bir suç vardır! Bu suç, seçmece ve keyfi bir şekilde gerçekleşen tutuklama kararlarıyla, öğrencilere uygulanan ‘düzmece hukuk’ sisteminin ve bu sistemin yöneticilerinin suçudur. 

Üniversitesini savunan, demokratik tepki ve talepleri nedeniyle tutuklanmış 10 arkadaşımız, yoldaşımızdan bayrağı aldık. Bu bayrağı özgür, demokratik, feminist bir üniversiteye dikene kadar dalgalandıracağız! Birlikte başlattığımız mücadeleyi birlikte kazanacağız! Onları orada bırakmayacağız! 

Bizler bu memleketin baş eğmeyen gençleri olarak, emekten, demokrasiden ve barıştan yana herkesi sıra arkadaşlarımıza, akademiye ve üniversitelere sahip çıkmaya davet ediyoruz. Bizler özgürlüğün tadını bu sokaklarda almış, ilk dersini Metin Lokumcu’dan öğrenmiş gençleriz! Tarih sayfasında bir dönem olarak anılma niyetimiz yok biz tarihi yeniden yazıp, bu mücadeleyi bi devrin sonu olacak şekilde devam ettireceğiz! Dün aramızdan aldığınız arkadaşlarımızla kol kola ilerleyeceğiz! Anıl, Selo, Şilan, Doğu, Muratcan, Akın, Muhammet, Necmettin, Ömer, Beyza sizi faşizmin elinden alacağız!"