Aslantepe'de "UBEYD" kültürünün izleri aranıyor
İlk kazı çalışması 80 yıl önce Fransızlar tarafından başlatılan Malatya'daki Aslantepe Ören Yeri'nde, milattan önce 4 bin 300'lü yıllara ait Ubeyd (Ubaid) kültürünün izleri aranıyor.
İtalyan La Spienza Üniversitesi öğretim üyesi ve Aslantepe Kazı Başkanı Prof. Dr. Marcella Frangipane, bu yılki kazı çalışmalarına yeni başladıkları ifade ederek, höyüğün üç yerinde çalışmalar yaptıklarını söyledi. Höyüğün güney batısında eski tunç dönemine ilişkin kazıların devam ettiğini ve burada geçen yıl büyük bir sur duvarı bulduklarını ifade eden Prof. Dr. Frangipane, ''Çok kalın, 4 metre yüksekliğinde bir duvar. Bu duvarın dışında evler olduğunu tespit ettik. Bu yıl buradaki eski tunç dönemine ait tabakaları kaldırıyoruz. Bulduğumuz evlerin geri kalanını bulacağız'' diye konuştu.
Söz konusu evlerin bir köyü oluşturduğu ve bulunan duvarın da bir kaleye ait olduğuna dair izlenimler edindiklerini aktaran Prof. Dr. Frangipane, ''Tıpkı Troya gibi dışarıda evler var. Bu evlerin milattan önce 3 bin ya da 2 bin 800 yıllarına tarihlendiğini tahmin ediyoruz. Burada höyüğün güneyindeki kalkolitik dönemden kalan dünyanın ilk sarayının kalıntıları devam ediyor. Sarayın resimli koridoru devam ediyor. Bu bölgedeki kazıları tabaka tabaka yapıp, saraya kadar gitmek istiyoruz'' dedi. Bölgede yürütülen ikinci kazı çalışmasının ise höyüğün batısında yapıldığını anlatan Frangipane, ''Höyüğün batısında ise milattan önce 5 bin yıllarına tarihlenen tabakalar olduğunu düşünüyoruz. Burada bir kaç yıl önce bir çalışma yapmıştık. Daha sonra ara verdik. Bu yıl burada yeniden çalışma başlattık. Burada Ubeyd kültürünü bulacağız, yani Mezopotamya kültürü. Ubeyd kültürüne Aslantepe'deki kazılarda henüz rastlamadık ama biliyoruz ki var'' görüşünü aktardı.
Tabanı sıvalı fırın bulundu
Höyüğün batısındaki kazı çalışmalarında milattan önce 4 bin 300'lü dönemlerine ait tabaların varlığından söz eden Prof. Dr. Frangipane, burada yapılan çalışmalarda evler ve odalar bulduklarını dile getirerek, ''Büyük bir fırına rastladık. Tabanı sıvalı bir fırın. Bu fırınla ilgili çalışma yapacağız. Bu çalışmadan sonra fırınla ilgili daha detaylı bilgiler verebileceğiz'' diye konuştu.Höyüğün kuzeyinde de Geç Hitit dönemine ilişkin kazılar yaptıklarını belirten Frangipane, şunları dile getirdi: ''Geç Hitit döneminde Aslantepe önemli bir merkez. Bu döneme ait kazıları ilk defa 1930'larda Fransızlar başlatmış, daha sonra İtalyanlar 1961 yılında devam etmişler. 1968'de ara verilmiş. Biz de ekip olarak iki yıl önce Geç Hitit dönemine ait kazılara başladık. Burada tabanı taş kaplı bir salon ve duvar bulduk. Bu duvarın 3,5 metre yüksekliğinde bir sur duvarı olduğunu tahmin ediyoruz. Bu kerpiç duvar yanmış. Bu salonun yanında taştan bir teras duvarı daha tespit ettik. Tabanı taş döşemeli salonun ortasında büyük bir taş var. Bu taşın bir binanın sütunlarından biri olduğunu tahmin ediyoruz. Bu salonun içinde bunun dışına bir şey yok. Belki atların bağlanması için kullanılıyordu bu salon.''
Aslantepe'de büyük ve uzun bir tarih olduğuna dikkati çeken Prof. Dr. Marcella Frangipane, ''Kalkolitik ve eski tunç dönemlerinde saray kapısı hep güneyde. Fırat Nehri ise kuzeyde. Demek ki o dönemde Fırat Nehri bir sorun teşkil etmiyor. Bu dönemde Mezopotamya ile ticaret vardı. Ancak Hititler sarayın kapısını kuzeyde açmışlar. Fırat Nehri'nin kuzeyinde Asurlular vardı. Asurlularla Hititler arasında savaş vardı. Demek ki Hititler Asurluları kontrol etmek için saray kapısını kuzeye açmışlar'' bilgisini verdi.
En Çok Okunan Haberler
- Rus basını yazdı: Esad ailesini Rusya'da neler bekliyor?
- Yeni Ortadoğu projesi eşbaşkanı
- Esad'a ikinci darbe
- İmamoğlu'ndan Erdoğan'a sert çıkış!
- ‘Yumurtacı müdire’ soruşturması
- Çanakkale'de korkutan deprem!
- Naci Görür'den korkutan uyarı
- Türkiye'nin 'konumu' hakkında açıklama
- Kurum, şişeyi elinin tersiyle fırlattı
- 6 asker şehit olmuştu